Bir tarafta vehimler yaşanırken diğer tarafta farklı şeyler oluyordu.
Vali Bey bir gün bana,
Kavlaklı Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili görüşümü sormuştu. O zaman binalar
daha yapılmamış, hatta arsaların birçoğu işlem bile görmemişti. Vali Bey'in
sorusuna cevaben ben de;"Benim yetkim olsa o bölgeye organize sanayi yapmaktan
derhal vazgeçerim."demiştim. Sebebini sorduklarında ise;"Orası, bir defa başta,
kentin hâkim rüzgârı önündedir, dolayısıyla fabrikalar çalışmaya başladığında kentin
havası önemli ölçüde kirlenecektir. Bu, çevre koruma yasasına aykırıdır. Sonra
o bölge heyelan bölgesidir. Etrafı baraj alanı olmasından dolayı da toprak
devamlı nem almaktadır. Barajdan gelen suyu kirletme olasılığı yüksektir.
Ulaşım çok da kolay olmayacaktır, karayoluna bağlantıda sıkıntı
vardır."demiştim. Vali Bey, aynı görüşte olduğunu belirtmiş fakat kendisine
destekçi bulamamıştı.
Bu gelişmeden sonra
sanayiciler mecbur tutularak ve bir bakıma zorlanarak, binalarını yaptırmaları,
sonra da taşınmaları sağlanmıştı.
Kavlaklı Organize Sanayi
Bölgesi'nin yer tespiti hangi tarihte yapıldı bilmiyorum. Ancak buraya OSB
yapılmasına nasıl izin çıkmışsa onu merak ediyorum, çünkü;
Yönetmelikte; OSB'lerde yer
seçimi yapılırken, dikkat edilmesi gereken hususlar şöyle sıralanmış ve:
" Altyapı maliyetinin yüksek
olmadığı alanlar tercih edilmelidir. Birinci, ikinci, üçüncü sınıf tarım
arazileri üzerinde ve DSİ tarafından planlanmış veya proje aşamasına gelmiş
sulama alanlarında OSB kurulamaz. OSB'lerin sağlam zemin üzerinde kurulması
gerekir. Fay hatlarının bulunduğu bölgeler kesinlikle tercih edilmemelidir.
Kuru dere ve dere yataklarıyla bölünmemiş alanlar olmak zorundadır.
Hâkim rüzgâr yönü nedeniyle
sanayi, kenti olumsuz etkilememelidir. İçme suyu amaçlı barajların kısa ve orta
mesafeli alanlarında kurulmamalıdır. Turizm alanlarını olumsuz etkilememelidir.
Doğal sit alanlarını, arkeolojik sit alanlarını, kentsel sit alanlarını
etkileyecek veya bunların içinde olan alanlar seçilememelidir. Ana ulaşım
akslarına yakın olan kuruluş yerleri tercih edilmelidir. OSB'lerin atık su
boşaltmasıyla kirlenme olasılığı olan su havzalarına bağlantılı dereler dikkate
alınmalıdır. İhtisas OSB projelerinde ÇED raporu bulunmalıdır. Koruma altına
alınmış alanlar kuruluş yeri olarak seçilemez. OSB'nin kurulacağı arazinin
yeterli büyüklükte ve genişlemeye uygun olmasına dikkat edilmesi gerekir.
Enerji ve su tesisi kurulmaya müsait alanlar tercih edilmelidir."
denilmektedir. Şimdi burada sayılan kriterlerden birkaçı hariç hâlihazır OBS bu
yönetmeliğe ne kadar uyumludur?
Kavlaklıda arazi denilse
organize sanayii yapılacak konumda bir arazi yok, Kahramanmaraş'ın hâkim
rüzgârı batı taraftan eser. Hele yaz günlerinde, ikindiden sonra esen garbi
yelinin Kahramanmaraş için hayati önemi vardır, bu rüzgâr Kahramanmaraş'a
Allah'ın bir lütfü ve ikramıdır. Rüzgârın yönünü değiştirmek imkânsız olduğuna
göre diğer şartlar bir tarafa bırakılsa bile bu şartı görmezlikten gelmek
mümkün müdür?
Aradan geçen zaman içerisinde
vali değişti, bir süre sonra ikinci organize sanayi bölgesi kurulması gündeme
geldi. Alan belirlemek üzere valilikçe bir komisyon kurulmuş, komisyonda
valilik oluru ile ben de görevlendirilmiştim.
Ticaret Sanayi Odası ikinci
organize sanayi bölgesi için Karacasu'dan yer verilmesini talep ediyordu. İlk
toplantıda gündeme gelen bu talebin, Karacasu bölgesinin birinci sınıf tarım
arazisi olması sebebiyle uygun olmadığını, insanların sanayiden önce tarıma,
dolayısıyla toprağa ihtiyacının olduğunu, yöneticilerin; olumlu ve olumsuz bütün
yönleriyle yapılacak işleri değerlendirmeleri gerektiğini, olası bir kıtlıkta
sanayinin değil topraktan gelecek ürünün karın doyuracağını söyledim. Komisyon
üyesi ziraatçı arkadaşlara da bu görüşümü onaylattım. Bunun üzerine Komisyon
Başkanı olarak Vali Yardımcısı, bir gidip arazinin yerinde görülmesini, ondan
sonra üzerinde konuşulmasını istedi.
Özel İdare'nin minibüsü ile
topluca Karacasu mevkiine gittik. Bir hayli dolaşıp tur attığımız arazide
genelde pamuk ekiliydi. Bir ara tarlada pamuk sulayan bir adamın beyaz
şapkasını gördüm. Pamukların boyu adamın boyunu aşıyordu. Vali Yardımcısı'na,
adamın şapkasını göstererek;"Sayın Valim, ileride, pamuk tarlasında beyaz bir
şey görünüyor, bakar mısınız, o nedir ki acaba?"diye sordum. Vali Yardımcımız
da ;"Adam pamuk suluyor, görünen de adamın şapkası."dedi. Bunun üzerine;"Sayın
Valim, böyle verimli bir arazi kurban
edilebilir mi ? Tarım, bir ülke halkının hayati fonksiyonlarını devam
ettirebilmesi için her zaman birinci sırada yer alır, sanayi ondan sonra
gelir."dedim. Komisyondaki diğer arkadaşlar da zorunlu olarak da olsa benim
sözümü desteklediler. Zorunlu dememin sebebi, bazı arkadaşlar aynı zamanda
Ticaret Sanayi Odası'nın üyeleri olmasından dolayı çekingen
davranmalarındandır. Burada şunu söylemeliyim; Bir defa istenilen yer birinci
sınıf tarım arazisi, sonra arazi ana yola çok uzak mesafede, istenilen araziye
ulaşmak için OSB arazisi kadar arazi de yola gidecek, hiç rantabl değil, bir
diğeri de bu talepte bulunan kuruluş TSO' dır.Daha başka bir söze gerek var mı?
Buradan sonra bizi Fatmalı
yolu üzerinde, kısmen hazine arazisi olan bir alana götürdüler.
Arazi kodu baraj sahası
alanından yüksekte ve arazi yukarıya doğru sivrilen tepe şeklinde, çok fazla
meyilli. O arazi üzerine organize sanayii kurulsa ihtiyacı olan suyu barajdan
almak zorunluluğu var, bu da enerji demektir, o da maliyet demektir. Ayrıca
hazine arazisi dışında bir hayli arazinin kamulaştırılması gerekliydi. Her
halükarda rantabl değildi. Bunları değerlendirdikten sonra o arazinin de bu iş
için uygun olmadığı görüşü ağırlık kazandı.
Belli ki buralar için bir ön
çalışma yapılmış. Vali Yardımcısı sanki güç durumda kaldı. Bunun üzerine
ben;"Sayın Valim, ben çok güzel bir organize sanayi bölgesi yeri
biliyorum."dedim. "Neresi?" diye sorduklarında "Tomsuklu" dedim.
Komisyondaki arkadaşların bir
kısmı yeri biliyorlardı ama kimsenin de aklına burası gelmemişti. Maraşlı
olmayanlar ise Tomsuklu neresi bilmiyorlardı.
Komisyon başkanı olarak Vali
Yardımcımız teklifimi kabul ederek hep beraberce araziyi görmeye gittik. Alana
vardığımızda yer herkesin çok hoşuna gitti. Arazi, Gaziantep, Adıyaman,
Diyarbakır, Malatya, Elazığ ve daha ilerisi birçok illerimizin güzergâhı
sayılacak yol üzerinde. Organize Sanayi Bölgesi için mükemmel bir yer. Arazi
neredeki düz.
O sırada suyun nereden
alınacağı soruldu. Komisyonda bulunan DSİ Bölge Müdürlüğü mühendislerinden
rahmetli Osman Can'a, Kartalkaya Barajından su alınabileceğini teyit ettirmek
istedim. O da ;"Buraya su verebiliriz, hem de cazibeyle su gelir."dedi.
Ancak o anda başka bir sorun
çıktı.50-60 ya da 100 kadar, boyları
Altı ay kadar önce kadastro
tarafından Tomsuklu orman alanına dâhil edilmiş. Şu anda konu mahkemede(Ekim
2014).Sonuçlanacağı ümit ediliyor, umarım inşallah sonuç alınır.
Son zamanlarda burayla ilgili
beyanatlar veriliyor. Sahiplenilmesine seviniyorum, kimseyi de kabahatli
bulmaya çalışmıyorum.
Mahkeme olumlu bir sonuca
varır da kararını verirse bu işten kentimiz ve halkımız adına sadece mutlu
olur, bu yönlendirmeden dolayı da onur duyarım.
Burada şunu ifade etmek
istiyorum: Yönetici, hele de üst yönetici, yönettiği kenti, konumunu,
ihtiyaçlarını, sosyal ve kültürel yapısını çok iyi bilmeli, bilmiyorsa da çok
acilen bilgi sahibi olmalıdır. Yukarıdan beri anlattığım ilgili kişilerden
birçoğu Maraşlıdır. Ancak, işleri ile ilgilenmekten bu tür işlerin takibi ile
ilgilenme fırsatı bulamamış olabilirler. Özellikle de yerel yönetici kenti
bütün yönleri ile çok iyi bilmeli ve tanımalıdır.
Komisyon bir başka gün
toplandığında Tomsuklu için mahkemeye gidilmesi yönünde görüş birliğine varılmış
olmakla beraber müspet bir karar çıkmaması durumunda ne yapılabilir konusu
üzerinde duruldu.
Müspet bir karar çıkarsa
üçüncü, çıkmaz ise ikinci OSB için şimdiden çalışma yapılmasını ve bu iş için
de Türkoğlu ilçesinin seçilmesini önerdim. Organize Sanayi Bölgesi'nin merkezde
kurulmasını arzu edenler, biraz çekinerek itiraz eder gibi oldularsa da hemen;
"Türkoğlu da bizim ilçemiz. Orası merkeze bağlanır, merkez de büyükşehir olur,
Türkoğlu merkez ilçe olur, bu, er ya da geç zaten olacaktır."dedim. Bunun
üzerine teklifim uygun görüldü. Ben belediyedeki görevimden ayrıldıktan sonra
Türkoğlu ilçemizde çalışmaların başladığını, ancak alanın küçük tutulduğunu
duydum, "Neden bizim ufkumuz yeteri kadar mesafeyi kaplamamaktadır ki?" diye de
üzüldüm.