Gençlik Spor Bakanlığı`nın
düzenlediği yarışmalarda, bölge birinciliği olan Mehmet Ali Zarifoğlu ve Şaban
Bayazıt, kimseden hiç bir ilgi görmediklerinden dert yanarken aynı başarıların
spor alanında veya başka bir alanda kazanılmış olması durumunda başarılı
olanlara ödüller verileceğini belirterek hiç kimseden bir teşekkür bile almadıklarını
söyledi.
Mehmet Ali Zarifoğlu Türk Halk
müziğine olan ilgisi hakkında bilgi verirken şunları söyledi: ''gerçek adım
Mehmet Ali Zarifoğlu ama herkes Özkan diye bilir. Bu da aileden geliyor, ben
bile ismimi İlkokula yazıldığımda öğrendim. Birinci sınıfa yazıldığım gün annem
dedi ki Mehmet Ali derlerse el kaldır. Sonra zamanla ismime alıştım meğer ismim
Mehmet Ali`ymiş. Ben ilk gitarla başladım, bir ay kurs aldım, sonra baktım
çaldığım enstrüman dinlediğim müzik tarzına uymuyor. Ondan sonra bağlamayı aldım
elime bir gece uğraştım, hiç bir eğitim almadan nota falan bilgim olmadan
bağlama çalmaya başladım.''
Kahramanmaraş`ta sanata
ilginin olmadığını söyleyen Zarifoğlu şu şekilde konuştu: '' İnsanlar
sadece sana çalgıcı gözüyle bakıyor, onları eğlendirip eğlendirmediğine önem
veriyor. Senin bir sanatçı olman bu alanda ciddi çalışmalar yapıyor olman bir
anlam ifade etmiyor. Maraş`ta herkes bağlama çalmak istiyor, farklı bir
enstrümanla uğraşmak isteyen kimse yok.
Maraş`ta bağlama ve ney dışında kurslar da yok, mesela bir çello kursu
yok. Maraş`ta insanlar sanatçıyı hor görüyorlar, iyi bir gözle bakmıyorlar
zaten.''
YARIŞMALARDA DERECE ALIYORUZ AMA KİMSENİN HABERİ YOK
Katıldıkları yarışmalar ve
aldıkları dereceler hakkında bilgi veren Zarifoğlu şunları söyledi:
''Gençlik Hizmetler Dairesi Başkanlığı vardı. Şimdi Gençlik ve Spor
Bakanlığı oldu, bakanlığın düzenlediği yarışmalara katıldık. Hatay ve
Antalya`da düzenlenen yarışmalarda, çalgı alanında benim iki birinciliğim var.
Yine Hatay`da düzenlenen yarışmada bölge üçüncüsü oldum. Spora daha çok bütçe
ayrılıyor, belki daha çok insanın ilgi duyduğu bir alandır ama sadece bu alanla
sınırlı kalmamalı. Bu yarışmalara katılırken sadece Spor ve Gençlik Bakanlığı
kişi başı cüzi bir miktar ödenek ayırıyor. Biz de ancak günü birlik gidip
gelebiliyoruz. Bazen on kişilik araçta yirmi kişi gittiğimiz oluyor. Bunun
dışında her hangi bir destek, teşvik edici bir şeyler görmüyoruz. Belediye
Başkanı ya da Başkan yardımcılarının ya da diğer kurumlardan birinin bizden
haberi bile yok. Elde ettiğimiz bu başarılara karşı bir ödül beklemiyoruz ama
bir teşekkür bile insanı motive eder.''
KAHRAMANMARAŞ YÖRESİNE AİT OLAN TÜRKÜLER BAŞKA YÖREYE
AİT DİYE BİLİNİYOR
Kahramanmaraş yöresine ait birçok
eserin başka iller tarafından kendi literatürlerine alındığın bunun da Maraş
için büyük kayıp olduğunu ifade eden Zarifoğlu şöyle devam etti: ''Maraş`ta
biz çok iyi şeyler yaptığımız zaman bunu gösterebileceğimiz bir ortam yok. Bir konser versek kimse dinlemeye gelmez.
Muhsin Yazıcıoğlu parkında Belediyenin bir restorandı var orada müzik yapmak
yasak. İlahi söyleyecek olsak büyük bir ihtimalle izin verirler ama müzik
yapılmasına izin vermiyorlar. Belediyenin bunlara izin vermesi gerekir. Kendi
yöremize ait olan parçalarımızı başka şehirler alıyor ve biz bu konuda hiç bir
şey yapmıyoruz. Geçen gün bir yarışmada izlemiştim, bir türkünün yöresi sorulmuştu.
Çok iyi biliyorum ki o türkü Maraş yöresine aittir. Ama cevapta Çorum yöresi
çıktı, kendi türkülerimiz dağılmış durumda kimsenin bu alanda bir çalışma ya da
araştırma yaptığı yok. Bize ait olan müzikleri başka yöreler alıyor ve bu bizimdir
diyor. Mesela hem okudum hem yazdım diye bir türkü var, bu da Çorum yöresi ait
diye çıktı. Bu türkünün yazarı Kahramanmaraş`ın bir ilçesinde, çok şaşırdım
nasıl Çorum çıktı diye.
Şaban Bayazıt Türk Halk
müziğine olan ilgisi ve yetenekleri hakkında bilgi verirken şunları söyledi:
''ben bu işe ilk önce solist olarak başladım. Sesimi beğeniyorlardı, Mıllış
Nuri İlk Öğretim okulunda Gülay hocamız vardı. Müzik öğretmenimiz Gülay Kabakçı
sesimi beğendi, eşi de Belediye konservatuarı şefiydi o zaman. Gülay hocamız
beni oraya yönlendirdi, orada bir süre eğitim aldım. Belli bir repertuarım
oluştuktan sonra bende bağlama tutkusu başladı. Zamanla sahne alacak düzeye
geldik, şu anda çalıyoruz işte. Müzikle sanatla uğraşmak güzel bir şey. Bu
herkesten farklı olduğun anlamına gelmez, kendimi farklı hissetmiyorum. Bizim
amacımız daha kaliteli işler yapmak, sadece düğün salonlarında ya da farklı
yerlerde çalgıcı olmak değil. Bu işin eğitimini almak istiyoruz. Şu anda müzik
öğretmenliği için çalışıyoruz. Maraş`ta
kaliteli müzisyen sorunu da var. Çok az sayıda müzik üstadı var ama onlar da
bize yardımcı olmuyor. Biz müzik öğretmenliği için çalışıyoruz, bu sınav
gerçekten çok zor. Bunun için kurs talep ettiğimiz zaman bize saati 70 lira
diyorlar bu şartlarda o kursu almamız imkânsız. Maraş`ta büyük televizyonlarda
çıkmamışsan insanlar sana çalgıcı gözüyle bakıyor. Eğer orada bir yerlerde
çıkmışsan sen sanatçısın.''
Katıldığı yarışmalara değinen
Bayazıt kazandığı derece hakkında şunları söyledi: ''Gençlik ve Spor
Bakanlığı`nın düzenlediği yarışmaya Eskişehir`de katıldım ve orada büyük
erkekler kategorisinde birinci oldum. Bu
yarışmalara katıldık, birinci olduk, ödüller aldık ama şehrimizde kimsenin
haberi olmadı. Bize bir teşekkür eden, kutlayan hiç bir kurum olmadı. Spor
alanında bu başarılar gösterilmiş olsa tabandan tavana herkes göklere çıkarır.
Ancak sanatla uğraşıyorsunuz, derece alıyorsunuz kimse size dönüp bakmıyor.
Sonuçta ilimizi temsil ediyoruz, en azından Kahramanmaraş Belediyesi bundan
dolayı bize bir teşekkür edebilirdi. Sadece Gençlik Spor İl Müdürlüğü bize
teşekkür etti.''
BELEDİYENİN KENDİ KONSERVATUARI VAR, ORAYA DA
KONSERVATUAR DEMEYE BİN ŞAHİT GEREKİR
Kahramanmaraş Belediyesine ait olan konservatuarın fonksiyonun tam olarak yerine getirmediğini belirten Bayazıt konuyla ilgili şöyle konuştu: ''Belediyenin kendi konservatuarı var, oraya da konservatuar demeye bin şahit gerekir. Türk Halk müziği korosu var, koronun şefi Türk Halk Müziği sanatçısı değil, udi bir şefi var Halk Müziği korosunun ve şefi Ali Kulyu isminde biri. Konservatuar dendiği zaman orada bir şeylerin öğretildiği anlamına gelir. Ama oraya koyun gibi gidiyorsunuz, geliyorsunuz, hiç bir şey öğrendiğiniz yok orada. Ben oraya katıldım, en azından bir sol fej eğitimi verilir, belediyenin buna imkânları yok mu? Her şeye imkân var da buna mı imkân yok? Kahramanmaraş`ta konservatuar eğitimi almış çok iyi hocalar var. Bu hocalar varken Halk müziği korosunun şefinin udi olması çok garip geliyor. Yani bu konservatuardaki hocadan ben daha iyi nota biliyorsam bana ne verebilir ki? Belediye bu konservatuara her önüne geleni almasın mesela, katılacak insanları yetenek sınavına tabi tutsun. Daha kaliteli işlerin yapılması için, bu konuda hassas olunması gerekir. İlk önce başındaki hocanın değişmesi lazım ondan sonra daha eğitimli ve yeteneği olanların alınması gerekir.''
(Fatih YALÇIN)