28 Şubat 1997 yılında yaşanan
ve postmodern bir darbe olarak tarihimize geçen müdahalenin günümüzde her
yönüyle yargılandığını ifade eden Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı ve
Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, "Bin yıl süreceği ifade edilen 28
Şubat süreci, demokrasi karşısında yenilmiştir. Haksızlık eninde sonunda, hak
karşısında kaybetmeye mahkûmdur. Günümüzde 28 Şubat sürecinin mağduriyetleri de
bir bir ortadan kaldırılıyor" dedi.
28 Şubat sürecinin yıldönümü
sebebiyle yazılı bir açıklama yapan Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı
ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, diğer askeri darbeler gibi 28
Şubat sürecinin de milletin tercihi ile oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisine
karşı yapıldığını belirterek şunları söyledi:
"Halkın seçtiği iktidara
alaşağı etmek, halkın alın teri ile oluşan sanayiyi ortadan kaldırmak, inancını
yaşayan insanlara yaşama hakkı vermemek gibi birçok sebebi olan 28 Şubat
sürecinin üzerinden 16 yıl geçti. Şimdi dönüp baktığımızda 28 Şubat sürecinin
acılarını, sonuçlarını silmek için toplum olarak büyük eforlar sarf ettik.
Büyük mücadeleler verdik. Fakat görüyorum ki, 28 Şubat'ın aktörleri bugün
milletin vicdanında, Türk adaletinin karşısında hesap veriyor. 28 Şubat'ın acı
sonuçlarını yaşayan bizler açısından, bugünkü bu tabloyu görmek yüreğimizde acı
bir sevinç oluşturuyor."
Toplum olarak darbelere karşı
tedbirli olma gibi bir mecburiyetimizin olduğunu, haksızlık karşısında suskun
kalmanın, haksızlığa ortak olma anlamına geldiğini sözlerine ekleyen Türk
Parlamenterler Birliği Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil,
"Bir daha darbe olmaz, demenin bir mantığı yoktur. Devletimizin her kurumunun
ve vatandaşlarımızın demokrasiyi ve insan haklarını çok iyi özümsemesi
gerekmektedir. Bir haksızlık karşısında, bir darbe durumunda toplum olarak
sivil itaatsizlik içerisinde bulunmalıyız. Sadece bize değil, kime yapılırsa
yapılsın bir haksızlık gördüğümüzde dim dik karşısında durmamız gerekiyor. Yani
darbelere karşı dik duruşu, toplum kültürü haline getirmemiz gerekiyor" diye
konuştu. Vesayet yönetim anlayışının artık tarih olması gerektiğini, kimsenin
aklından bu tür fikirleri bile geçirmemesi gerektiğini ifade eden Pakdil
açıklamalarını şöyle sürdürdü:
SORUNLARIN ÇÖZÜM YERİ
MECLİSTİR
"Ülkenin sorunları siyaset
kurumu tarafından Meclis eliyle çözüm bulduğu sürece, sağlıklı işleyen bir
demokrasi var demektir. Siyaset kurumunun çözüm üretemediği, tıkandığı anlar,
demokrasi için tehlike çanlarının çaldığı zamanlardır. Siyaseti gözetim altında
tutmak isteyen derin güçler, zaman zaman siyaseti çıkmaza sokmuşlardır.
Siyaseti sanki sorunların çözüm bulunduğu bir mekanizma değil, sorun üreten bir
kurum olarak gösteren bu derin güçler, demokrasiye müdahale etmeyi kendilerinde
bir hak olarak görmüşlerdir.
28 Şubat, Türk siyasi tarihine
bir parantez açmakla yetinmedi. Diğer askeri müdahalelerden farklı olarak
rejimin rengini yeniden tanımlayan ve kalıcı bir askerileşmeyi ifade eden bir
neşter darbesi oldu. Siyasetin siyaset dışı merkezlerden yönlendirildiği,
gerginliklerin, insan hakkı ihlallerinin, keyfiliklerin tüm toplumu kuşattığı
bu dönemde, Türkiye, en çok özgürlük ve demokrasi fikrinden sapmayan aydınlara
ve gerçek anlamda sivil toplum örgütlerine ihtiyaç duydu. Zamanında devlet
desteği ile kurulan birçok sivil toplum örgütü ne acıdır ki, o gün 28 Şubat
sürecinin yanında yer aldı. 16 yıl sonra bugün toplumun sivilleştiğini görmek,
insan haklarının iade edildiği günleri yaşamak bizleri ziyadesiyle
sevindirmiştir."(Selçuk KILINÇ)