Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü tarafından "İş Sağlığı ve
Güvenliği" (İSG) Kanunu Tanıtım Seminerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı Müsteşarı Fatih Acar,
Kahramanmaraş Valisi Şükrü Kocatepe, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer, Kahramanmaraş İl
Emniyet Müdürü Metin Âşık, birçok işveren ve davetliler katıldı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı Müsteşarı Fatih Acar yaptığı konuşmada şunları aktardı: Biz
Türkiye'de 81 ilde bu toplantıları gerçekleştiriyoruz. Bende çalışma bakanlığı
müsteşarı olarak 4 ile kendim geleceğimiz ifade ettim bu illerden bir tanesi de
Kahramanmaraş. Çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı merkez teşkilatı bağlı ve
ilgili kuruluşlarıyla bakıldığı zaman Türkiye'nin en önemli bakanlıklarından
bir tanesi. 75 milyona hizmet veren ve bütçesel büyüklük olarak bakıldığında
merkezi yönetim bütçesinin yarısını yöneten bir bakanlık. Elbette ki bu kadar
ağır bir sorululuk bu bakanlıkta çalışıyor olanlara son derece ağır bir
sorumluluk yüklüyor. Bizde bu sorumluluk bilincinde olarak neler yapabiliriz,
hangi yeni uygulamaları getirebiliriz, vatandaşların, sanayicimizin önünü nasıl
açabiliriz, son 4"5 yıldır çok yoğun çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Çalışma
bakanlığında son yıllarda son derece hayati önemde düzenlemeler gerçekleşti
işte bu gün tartışacağımız yeni iş sağlığı güvenliği ve kanunu bunlardan bir
tanesi."
ARTIK ÇALIŞAN KAVRAMI SÖZ KONUSU
İş sağlığı ve güvenliği uzmanı
Ahmet Ersoy iş sağlığı ve güvenliği kanunu hakkında şunları kaydetti: "İş
sağlığı ve güvenliği kanunumuz farklı olarak eski yapıdan farklı olarak kapsamı
oldukça genişletti. Artık işçi kavramı kanunumuz açısından ortadan kalktı artık
çalışan kavramı söz konusu. Ben devlet memuruyum, çalışma ve sosyal güvenlik
bakanlığında çalışıyorum ve bende artık bu kanunun içindem. Artık hiçbir
şekilde memur ya da işçi kavramı yok bütün çalışanlar bu kanunun içerisinde.
Yalnız birkaç istisnası var bu kanunun yanında bir çalışan olmadan tek başına
çalışanlar, emniyet ve afet müdahale ekipleri, Türk silahlı kuvvetleri
faaliyetleri gibi istisnalarımız var."
SAĞLIK RAPORU ZORUNLULUĞU GETİRMEKTE
Kanunun özelliklerinden
bahseden Ersoy şunları belirtti: "Kanunumuzun diğer bir özelliği çalışanların
belirli aralıklarla sağlık gözetiminden geçirilmesini zorunlu kılıyor. İşe
girişlerde, iş değişikliği olması durumunda, iş kazası ve meslek hastalığı ve
tekrarlanan işten uzaklaşma durumunda, talep etmesi durumunda ve bakanlıkla
verilen düzenli periyotlarda muayeneler yapılması söz konusu. Tehlikeli ve çok
tehlikeli sınıfta işe başlamadan önce sağlık raporu zorunluluğu getirmekte
kanunumuz. 50 ve daha fazla çalışanın bulunduğu ve 6 aydan fazla süren işlerin
yapıldığı tüm iş yerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği kurulu oluşturulacaktır."
50'Yİ AŞAN HER YERDE KURUL KURULMASI GEREKİYOR
50'yi aşan her yerde ve alt
işverenin olduğu her yerde kurul kurulması gerektiğini ifade eden Ersoy şunları
konuştu: "Kilis'te bir sunum yaptık kamu kuruluşundan bir görevli kendisinin 40
çalışanı olduğunu alt işverenlerinde yaklaşık 30"40 çalışanı olduğunu ve ben
kurul kurmak zorunda mıyım dedi. 50'yi aşan her yerde ve alt işverenin olduğu
her yerde kurul kurulması gerekiyor. Sadece bunun koordinasyonunu kimin
sağlayacağı söz konusu, birazdan o sayılardan bahsedeceğim. İşverenlerin
yükümlülükleri mutlaka kurul kararını uygulaması gerekiyor."
KÜLTÜR HALİNE GETİRİLMESİ GEREKİYOR
İşverenin yaptığı çalışmaları,
çalışanların kültür haline getirmesi gerektiğinin önemine değinen Ersoy şunları
aktardı: "İş yerlerinde acil durum planlarının hazırlanması ve acil durumlarla
ilgili eğitimin yeterli derecede görevlendirilmesi gerekiyor. Bu konuda hazırlık
yapılması gerekiyor. Yine örneğin tekmil santrallerdeki gibi büyük endüstriyel
kaza riski taşıyan yerlerde güvenlik raporu veya kaza önleme belgesi olmadan
işe başlanmayacak. İşveren çalışanların kabul etmediği, çalışanların bir kültür
haline getirmediği hiçbir çalışma işe yaramayacaktır. Kültür derken, her konuda
bilgimiz var örneğin sigaranın zararları olduğunu biliyoruz, emniyet kemeri
takmazsak yaralanacağımızı biliyoruz. Ancak bunu bir kültür haline
getirmediğimiz için yamıyoruz. Bu çalışmaların bu bilgilerin kültür haline
getirilmesi gerekiyor." (M. Serhat TOPALCA)