“Ramazan'da ağır yemeklerden uzak durun!”

Ramazan Ayı'nın sıcak yaz günlerine rastlaması nedeni ile oruç tutacak vatandaşların yediklerine ve içtiklerine daha fazla özen göstermesi gerektiğini belirten Kahramanmaraş Halk Sağlığı Müdürü Dr. Ahmet Yener, "İftar ve sahur menüleri konusunda çok dikkatli olunmalı. Yeterli ve dengeli beslenmenin Ramazan Ayı'nda da sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az üç öğün tüketilmeli. Sahur ve iftarda iki ana öğün ile iftardan sonra bir, bir buçuk saat arayla olacak şekilde iki ara öğün şeklinde düzenlenmelidir. İftara peynir, domates, zeytin gibi kahvaltılıklar veya çorba gibi hafif yemeklerle başlanılması, 10-15 dakika sonra az yağlı et yemeği, sebze yemeği veya salatayla devam edilmesi uygundur. Yine enerji veren ancak kan şekerini dengeli bir biçimde yükselten bulgur pilavı, kepekli ekmek veya kepekli makarna gibi posalı besinler tercih edilmelidir. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine sütlaç, güllaç, muhallebi gibi sütlü tatlılar veya meyve tatlıları tercih edilmelidir." dedi.

İftar ve sahur menüsü

Özellikle iftarı hızlı hızlı yemekten kaçınmak gerektiğini vurgulayan Dr. Ahmet Yener, "İftar yemeği yavaş yavaş ve özenle çiğneyerek yenilmeli. Sindirim sistemimiz için de en doğrusu bu." dedi.

Sahursuz oruç tutmanın bedeni yıpratacağını belirten Yener, "Sahura kalkmamak kadar sahurda sadece su içip yatmak da zararlıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 15-16 saat süren açlığı ortalama 20 saate çıkarmaktadır. Bu da kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olacaktır. Bu durumun aksine eğer sahur öğünü ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahur yemeği çok önemli; süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapılmalı ya da çorba sebze ve zeytinyağlı yemekler tercih edilmeli. Ancak gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi; aşırı yağlı, tuzlu ve ağır yemekler ile unlu gıdalardan uzak durulması uygundur." dedi.

Çok gerekmedikçe dışarı çıkmayın

Zorunlu olmadıkça güneşin tepede olduğu saatlerde dışarı çıkılmaması gerektiğini ifade eden Yener, "Güneşin en belirgin olduğu 11:00 " 15:00 saatleri arasında dışarıya çıkılmamalıdır. Çocuklar, yaşlılar, kalp ve şeker gibi kronik hastalığı olanların özellikle dikkat etmeleri gerekir. İftar yemeğinden hemen sonra televizyon veya bilgisayar karşısına geçmek, koltukta dinlenmek yerine biraz hareket etmek, kısa mesafeli yürüyüşler yapmak sindirime yardımcı olacağı için daha yararlıdır." dedi.

Su olmazsa olmazdır

Ramazan Ayı'nın sıcak mevsime denk gelmesinin en büyük dezavantajı bedenin bu aylarda daha çok sıvıya ihtiyaç duyması olduğunu belirten Yener, "Su yaşamamız için olmazsa olmazdır. Vücuttaki su oranının yeterli düzeyde tutulması hayati önem taşıdığından vücuttan kaybolan miktarda suyun mutlaka alınması zorunludur. Günde ortalama en az 2 - 2,5 litre (12-14 su bardağı) su içmeye, bununla birlikte Ramazan Ayı'nda sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış meyve suları, soda, sebze suları ve buna benzer içecekleri sık sık tüketmeye özen gösterilmelidir. Susama hissi duyulmasa bile iftar ve sahur arasında sık sık su içilmelidir. Sahurda kafein içeren içecekler yerine de içecek olarak da süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Çocuklar sıvı-elektrolit dengesine daha duyarlı oldukları için çok daha dikkatli ve tedbirli davranılmalıdır. Çocuklar su ihtiyaçlarını fark etmeyecekleri ve ifade edemeyecekleri için sık sık kaynatılıp soğutulmuş su içmekte fayda vardır. Yine öğünlerde çorba, sulu yemekler ve buna benzer su alımını artıracak yemekler tercih edilmelidir. Özellikle sahurda aşırı tuzlu ve yağlı beslenmemeye özen göstermemiz de gün içinde oluşacak susama hissini azaltacağı için önemlidir." dedi. (SAFA GAYRET)

Orjinal Habere Git