Bedeli ölçülemeyen hizmetler (Eğitim)
Eğitim, kitaplarda her ne kadar Pedagoji olarak geçerse de, biz burada Türkçe karşılığı, eğitim bilimi, eğitme, bilme, daha doğrusu eğitme sanatı olarak bilmemizde yarar vardır. Burada işin içine bir de sanat girmektedir. Bana göre sanat ve sanatçı toplumun bir adım önünde gidendir. Yani sanatçı toplumu yönlendiren, mesaj veren kişidir. Buna karşılık da gene Ulu Önder: ?Sanatsız kalan bir toplumun hayat damarlarından biri kopmuş demektir,? sözüyle perçinlemiştir. Namık Kemal: ?Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini/Yok mudur Kurtaracak bahtı kara maderini??diye sızlanırken Gazi Mustafa Kemal mesajı almış taa o zamandan bu yana Milli Mücadele ruhu yerleşmiştir. ?Vatanın bağrına dayasın düşman hançerini/Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini,? diyerek zihninde oluşan düşüncesini Çanakkale Savaşı?da, daha bir alt rütbede iken azim ve kararlılığını göstermiştir.
Türkiye Cumhuriyetini kuran, yepyeni bir ulus yaratan o büyük insan, Türk toplumunun her alanda olduğu gibi, eğitim ve öğretimde de müspet bilimlerin ışığında hareket edilmesinin doğru olacağını ?Hayatta en hakiki mürşit ilimdir,? diyerek noktayı koymuştur. Belki de Gazi Mustafa Kemal, kendinden önce yaşayan toplum önderlerinin düşüncelerinden etkilenmiş olabilir. ?İlim dışı gidilen yol karanlığa giden yoldur,? diyen Hacı Bektaş Veli?nin düşüncesiyle ne kadar örtüştüğü görülmektedir.
Müspet ilimin dışında, körü körüne hurafelerle toplumu karanlıklara sürüklemenin ne kadar tehlikeli olduğunu görmüş ve işaretini de vermiştir. Toplumu geleceğe hazırlamaya yalnız başına ?eğitim? yeterli mi? Elbette ki yeterli değildir. Bunun yanı sıra gene müspet ilimlere dayanarak öğretim de çok önemlidir. Eğitim ve öğretimin de toplumun, halkın kamunun, çıkarlarına hizmet edebilmesi için ?Milli? olması gerekir. Yani burada herhangi bir karşılık beklenilmeden toplumumuzu ayakta tutmasını, düşlediğimiz bir toplum yaratmak için, milletine, ordusuna, bayrağına, diline, dinine, toprağına bağlı; hatta kültürünü, sanatını en üst seviyeye yükselten, kendi öz varlıklarından bir şey kaybetmeden (Dış güçlerin tesirinde kalmadan) yürütmesini sağlamak devletin temel görevlerindendir. Son günlerde gazetelerde boy boy haberler yayınlanıyor. Melleden (Molladan) söz ediliyor. Ne idiğü belirsiz. Körü körüne toplumun mollaya biat etmesi istenmektedir. Bu toplumun bastığı yeri, ne yaptığını bilmesi için, bilimle donatılmış, eğitilmiş, ışık saçan öğretmenlere ihtiyacı vardır. Adım adım Cumhuriyet değerlerini unutturmak, kimsenin işine yaramaz. Bindiğimiz dalı kesmekle kendimize zarar vermiş olmuyor muyuz?
Bir bilim adamı: ?Bana üç çocuk teslim edin, birini serseri, birini doktor, birini mühendis yetiştireyim,? demiş. Demek ki küçükten alınan eğitim ve öğretim çok önemlidir. İstenirse bir çocuk serseri de olabiliyor. Hiçbir anne baba çocuğunun serseri olmasını istemez. Bir milletin bakiyesi için eğitim ve öğretimin önemine değindikten sonra, bir de ?Milli? kavramı üzerinde durulmasında yarar görüyorum. Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra aslında Ulu Önder toplumun öz yapısına dokusuna birçok yenilikler getirdi. Ama art niyetli kişi ve kurumlar bunu hep yanlış yorumladılar. Örneğin, ölçü ve tartılarda kesirli olan okka, arşın, gibi ölçüler yerine, kişilerin alış-verişlerinde daha adil ve anlaşılması kolay, diye ondalık sistemi getirmiştir. Dilimize uygun olmayan Arap harflerinin yerine, daha kolay ve anlaşılması için Latin harflerini yerleştirmiş ve toplum kısa zamanda birbirini daha iyi anlamıştır. Bütün bu değişimleri yaparken Türk ulusunun özünden bir şey kaybedilmesinden yana değildi. Örneğin, Kahramanmaraş?ın her yıl Kurtuluş gününü kutladığımız bayramlarda, milli olan kıyafetlerimiz sergileniyor. Halk arasında ?Çete Bayramı? olarak bilinen kutlama gününde, erkekler çete kıyafetini giyerler, kızlarımız kadınlarımız, gene milli kıyafetleriyle törene katılırlar. Kim bunların giyilmesine karşı çıkıyor? Çetelerimizin giydiği milli kıyafetimiz olan şalvarın rengi değiştiriliyor, ona ses çıkaran yok. Bizim şalvarımızın rengi mavi değil, siyahtır. Siyah frengi şalvar üzerinde sırmalar parıl parıl parlardı. İlköğretim okullarında öğrencilerimizin kıyafetleri de maviye boyandı, neden icap ettiyse... Bilemiyorum. Yoksa birilerine mesaj vermek için mi? Birilerine yaranmak için mi? Bilemiyorum. Onun için Eğitim ve Öğretim kurumumuzun genel adı Milli Eğitim. Milli kelimesi yalnız eğitim konusunda değil her konuda, kendimize ait olması için, her kurumda da yerleştirilmiştir. Milli İktisat, Milli Ekonomi, Milli Gemi, Milli Emlak, Milli Mücadele vb. daha uzatılabilir. Bağımsızlığımızı yitirmeden vatanına, milletine, bayrağına, dinine, tarihine, diline, kültürüne, milli değerlerine bağlı bir toplum yetiştirmek dileğiyle saygılar sunarım.
