Bu yazımızda Uludere olayları ile devamını mercek altına alacağız.
Anımsayacaksınız, geçtiğimiz günlerde Hakkari Uludere'li bir gurup Irak sınırında hava kuvvetlerimize bağlı savaş uçakları tarafından bombalanmış ve 34 kişi yaşamını yitirmişti.
Sonra olay medyada tartışıldı ve çok senaryolar üretildi.
Aradan epeyce bir zaman geçtikten sonra olay hakkında yazmak, konuşmak daha tutarlı olabiliyor.
Basından anladığımız kadarıyla sınır köylüleri sigara, petrol vs. gibi kaçakçılıklar yaparak geçimlerini sağlamaktadırlar. Bu kaçakçılıktan devletin de haberi var. Muhtemelen, PKK'ya yardım ve yataklık etmemek kaydıyla onların kaçakçılık yapmalarına göz yumuluyor. Oralarda ya hayvancılık yapabilirsiniz ya da bu ve benzeri işler yapabilirsiniz. Sanayi yok... Ziraata uygun tarlalar yok...
O köylülerin başka yapabilecekleri bir şey yok.
Çoğunluğu çocuk denecek yaştaki Uluderelilerin bombalanmasında Ergenekon parmağı var mı?
Basından takip ettiğimiz kadarıyla Ergenekon tabir olunan derin yapının buna benzer çok olaylar tertiplediği izlenimi yaygın. Yani bu olayda da yanlış istihbarat verilerek Hava Kuvvetleri yanıltılmış olabilir. Açıkçası şu anki hava kuvvetleri kadrosundan yanlışlık beklemem. Ancak yanlış istihbarat ile aldatılabilirler.
Öte yandan PKK'lılar da aynı yolu ve aynı yöntemi kullandıklarından bir karışıklık da olabilir. Yani Uludere köylülerini gerçekten PKK'lı zannederek bombalamış da olabilirler.
Olay devlet tarafından mercek altına alındığı için sonucu bekliyoruz.
Gelelim kardeşliğimize...
Uludere'deki vatandaşlarımıza taziye ziyaretine giden devlet erkânının orada karşılanması, ağırlanması gerçekten sevindirici bir olaydır. Acılarına rağmen Uludereliler devlete kucak açtılar, acılarını yüreklerine gömerek devlete sahip çıktılar, çok memnun olduk.
İki üç gün önce Uludere'ye giden Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyelerine sofralarını açtılar, kucaklarını açtılar ve bir demeç verdiler ki beni çok duygulandırdılar:
-Ailelerimize verilecek tazminatlar bize verilse bile bu olay aydınlanıncaya kadar o paraları kullanmayacağız. Biz devletimizin yanındayız.
Ne kadar güzel değil mi? Hem hak arıyorlar, hem devlete arka çıkıyorlar.
Değerli okuyucularımız;
PKK terör örgütünün istediği Kürt-Türk düşmanlığı yaratarak Kürtleri devletten koparmak, sonra da ayrı bir devlet kurdurmaktır. Dış güçlerin onlara verdiği talimat budur. Taşeron örgüt olan PKK da bunu yerine getirmeye çalışmaktadır.
Biz ise Kürt kökenli kardeşlerimize kucağımızı açmaya devam edeceğiz. Dış güçlerin oyununu ancak bu şekilde bozabiliriz. Kürtlerin ancak %15 kadarı PKK'nın yalanlarına inanmakta, geriye kalan büyük çoğunluk baskı altında olduğundan PKK yandaşıymış gibi bir tavır sergilemektedirler. Bunu hepimiz çok iyi bilmeliyiz.
PKK'nın çözülmesi, dağıtılması konusunda ben hiç bu kadar iyimser olmamıştım.
Uzun yıllar içerisinde pek çok defalar PKK'nın çözülmekte olduğu haberleri ekranlarda söylenmişse de bana fazla inandırıcı gelmemişti. Ama bu defa PKK'nın gerçekten çok zor durumda olduğunu izliyorum. Sanıyorum ki Hükümet ve Necdet Özel bu işi bitirecekler.
Öyle görünüyor...
Biz de Kürt kardeşlerimizle eskiden olduğu gibi yaşamaya devam edeceğiz.
Yorum sizin...