Yazımın başlığındaki çelişkiyi, günlük gazete haberlerinde okuyup da mantık dışı bulmayanımız var mıdır? Yasal olmayan bir gösteriye müdahil olan güvenlik güçlerimiz; elindeki imkânlarla müdahale eder. Yerine göre, tazyikli su, biber gazı veya göz yaşartıcı gaz kullanır. Can, mal güvenliği için izinsiz göstericileri dağıtır veya tutuklar. Başlar bizim marazi zihniyetlilerimiz, Güvenlik güçlerimiz orantısız güç kullanmışlardır. Bunun karşılığı, trajikomikliktir. Yani, güvenlik güçlerinin sayısı kadar gösterici olmalı, güvenlik güçlerinde alet, edevat ne varsa göstericilerde öyle donatılmalı, ondan sora da vur parlasın, çat oynasın arbede yaşanmalı?
Birinci paragraftaki eleştirime benzememekle beraber 4 Mayıs 2012 günü Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan?ın icabetiyle akdedilecek il başkanlığı seçiminde de adaylar eşit koşullarda yarışmaya girmiyorlar.
Kendilerine, parti içi demokrasi hareketi, adını veren Ahmet Arıkan ve arkadaşları yarışmaya dezavantajlı başlıyorlar. En büyük dezavantajları 9 Haziran 2012 de yapılacak olan kongrenin Başbakanın kent merkezine ziyaretine denk getirilmek amacıyla 4 Mayıs2012 tarihine alınması, yeni oluşumun aleyhine olmuştur. Bu uygulama kuşku da uyandırır. Varsın Başbakan 4 Mayısta kent ziyaretinde bulunsun. Kongre de 9 Haziranda normal zamanında yapılabilinirdi. Yeni oluşumdaki ekip; kendilerini, etkinliklerini, kulislerini, delege ziyaretlerini 9 Hazirana göre kurgulamışlar. Bu kadar sıkışık zamanda bu etkinliklerin yerine getirmek mümkün olmayacağı ayan beyan ortadadır. Bu durum iki dönemdir teşkilatın başında olan Mehmet Fatih Erkoç beyin lehine bir ortam yaratmaktadır. Eğer buna mutlu bir tesadüf dersek baht açıklığı demek gerekir.
Ahmet Arkan Bey kamuoyu nezdinde bir çığır açmıştır. Ortam, zaman aleyhine çalışsa da, yakaladığı bu olumlu hava devam esecektir. Bu oluşum aklıma ünlü ozanımız Tevfik Fikret?in şu mısralarını getirdi:??Karataştan su damla, damla akar./ Sonra birikir gümüş bir göl olur./Arayan en sonunda Hakkı bulur.?? İnisiyatifi elinde bulunduran yönetim bundan gerekli dersi çıkarmalı, muhalif, muvafık herkesi kucaklamalıdır. Bu rekabet seçim sonrası kan davasına dönüştürülmemeli. Milletvekillerimiz de gerekli dersi çıkarmalı, kolektif siyaset yapılması gereğine inanmalılar. Bireysel yapılan siyasetler bu kente bir yarar getirmemektedir. Sari hastalık devam etmektedir.
Eski kültür dersleri öğretmeni olarak Fatih Erkoç beye bir kıssa ile de hatırlatma yapmak isterim.
Köroğlu, Çamlıbel?de dost ve yaranlarıyla oturup sohbet ederken can dostu Ayvaz söz alır:??Şah da ölür, geda da ölür, bir gün gelir Köroğlu?da ölür.?? Der? Bu deyişe dikkat kesilen Köroğlu; şanın şöhretin yiğitliğin, gelip geçici olduğuna kani olup dünyanın faniliğini içine sindirir. Baki olan; gönülleri fethetmek, insanlara yararlı olmaktır.
Görüntüdeki bu orantısız güçten dolayı inisiyatif yeniden kazanıldığında; kıyıcı, acımasız, kindar olmamak gerekir. Gönülleri kazanmak gerekir.
Yazımı yüce Peygamberimiz Hz Muhammed?in (s.s.) şu hadisi ile noktalamak isterim:??Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır.??