Tarih: 19.07.2012 08:41

Nefsimizde İz Bırakan Lekeler Ramazanla temizlenir

Facebook Twitter Linked-in

Ramazan ayı tüm inananların yeniden dirilişini simgeleyen, insanı ruhen ve bedenen yüce değerlere yücelten ilahi ve insani değerlerin harmanlandığı bir aydır. Ramazan ayı bütün değerlerin ve gerçeklerin yaşandığı, insana fazilet ve asaletle yaşama mutluluğunu öğreten bir aydır. Onun için insan bir ay süreyle nefis terbiyesi doğrultusunda yürüyerek ilahi rahmetten hisse alır. Ramazan, öncelikle toplumun bir bireyi olarak insanın kendisini tanımasına ve kendi zihninin ürünü olan yaptıklarıdan sorumlu olduğunu bilmesine vesile olur.  Yani gerçeği bulmak, Yüce Yaratana ulaşabilmek için önce kendisinden başlamayı sonra da dünyanın var oluş sebebini, içinde yaşadığımız dünyayı, onun sefaletini, karmaşasını, ıstırabını, sevincini bilmeyi öğretir. Bu takdirde ancak yaşamın hikmetini dolayısıyla Hakikati /Yaratıcıyı bilme imkanı hasıl olur.

İşte böyle bir insana dindar insan diyoruz. Gerçekten de böyle bir insan, her an yeni baştan hayatı anlar ve yaşamın olağanüstü önemini keşfeder. Hem kendisini ve hem de başkalarını aydınlatacak olan da böyle bir insandır. Zaten insan olarak önce kendimizi anlamak ve kendimiz hakkında bilgi öğrenmekle mükellefiz. Ramazan insanın kendisini sürekli gözlemlemesini, davranış şeklini, konuşma biçimini, bir insana, bir çiçeğe, bir ağaca, bir hayvana, bir canlıya nasıl baktığını/bakacağını, bir insanla nasıl konuştuğunu/ konuşacağını, bedenin biriktirdiği günah tortularından nasıl arınacağını, aç gözlü, hırslı bir insanın, son derece karmaşık ve doyumsuzluk duygusunu ve  ?ben? merkezli kullandığı zihnini biz merkezli sitatüye nasıl yükselterek bu hayatta  birlikte nasıl yolculuk yaplacağını hatırlatır. Ramazan zihinleri ve dikkatleri insanlara ve yoksullara baskı yapan kargaşa  ve zulüm hastalığından ve ruhsal boşluktan arındırmayı da öğretir. Aynı zamanda Ramazan insanı yüce erdeme ulaştıran alçak gönüllü olmayı, merhameti, ferağatı/ diğergamlığı, iyiliği, kardeşliği ve sevgiyi müminler için şerefli bir görev telakki etme alışkalığı kazandırır. Böyle bir sonuç bizi, aç gözlü, bayağı, kıskanç, zalim, şiddet düşkünü, kaba, bencil bir yarışımcı ruha sahip birey olmaktan da arındırır.

Hz. Peygamber, ?Kendini tanımak bilgeliğin de başlangıcıdır. Bu da kendi bencil, dar, bozulmuş zihnimizden arınmakla olur? Buyurmuşlardır. İbadetlerimizin ve her gün tekrarladığımız dualarımızın bizleri ıslah edememiş olmasının nedeni budur. Yani bozulmuş zihnimizden arınamamış olmamızdır. Bunun en önemli nedenlerinden birisi de Yaratıcı ile sözcükler düzeyinde tanışık olmamızdır. İbadetlerimizde ve çoğu dualarımızda okuduğumuz, tekrarladığımız sözcükleri zihinlerimiz algılamamakta, alışıla gelmiş sözcüklerin ve duaların kuru bir tekrarından ibaret olmaktadır. Dua, istemeye hakkımız olmayan şeyi istemek değildir. Gerçekten yaşamımız erdemli değilse, içimiz, dışımız bayağı ise, hak etmediğimiz halde olağanüstü bir şey istiyorsak; Yaratıcıya tapmamıza rağmen, yaşantımız, varlığımız, düşüncelerimiz ve eylemlerimiz İlahi değilse Hakk neylesin bizimle.

İşte Ramazan nefsimizde iz bırakan ? bencil? duygularımızın kara lekeler halinde  çoğala çoğa sonuçta temiz fıtratımızı kirletmeden ve bozmadan tabir caiz ise her yıl imdada yetişen ve ruh dünyamızı aydınlatan mübarek bir aydır. Günah kirinden temizlenmemizi, arınmamızı, bizim dışımızdakilerle ünsiyet kurarak bütün canlılarla birlikte yaşama ve paylaşmayı öğrenmemizi telkin eden bir aydır. Bir yıl süren zaman içinde biriktirdiğimiz tortulardan bizleri arındırarak yüce değerlere ulaşmamıza, ilahi ve insani değerleri imanda, aksiyonda, canda , tende ve zihinde yaşatarak birliğe, yetkinliğe ve erdemliğe yükselmemize vesile olan bir aydır. Unutmayalım ki Yüce Allah evreni erdemli insanların ocağı olarak yaratmış ve öyle de görmek istemektedir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —