Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, "Herhangi bir şekilde kontrol kurulu üyelerimize, denetim elemanlarımıza zorluk çıkaran hiçbir gazete ilan hakkı kazanamayacak. İlan hakları varsa da ilandan kesilecek dedi.
Atalay, Basın İlan Kurumu
Sakarya Şube Müdürü Recep Bolat'ın cenaze törenine katılmak üzere
Kahramanmaraş'a geldi. Sakarya Valisi Mustafa Büyük'le birlikte kente gelen
Atalay, havaalanında Kahramanmaraş Valisi Şükrü Kocatepe ve İl Emniyet Müdürü
Metin Aşık tarafından karşılandı. Atalay, cenaze töreninin gerçekleşeceği
Göksun ilçesine hareket etmeden önce soruları cevaplandırdı. Basın İlan Kurumu'nun
sevilen çalışanlarından, saygın gazeteci Recep Bolat'ı kaybetmenin büyük
üzüntüsünü yaşadıklarını ifade eden Atalay, "Recep Bolat, çeşitli gazetelerde
televizyonlarda yöneticilik yaptı. Genel müdür olarak benim dışımda, bütün
arkadaşlarının anlattığı sakin, güler yüzlü, karıncayı bile incitmeyen bir
yapısı vardı ve çok başarılı bir müdürümüzdü. Tabi sadece müdürümüz değil,
saldırıya uğrayan 3 arkadaşımız daha vardı. Bir tanesi oradan kurtulmayı
başardı. Öldüresiye kurşunlar, defalarca sıkılan kurşunlar, düşen bir adama
bile arkadan atılan kurşunlar ne yazık ki Recep Bolat'ın da sonunu hazırladı"
diye konuştu.
Bolat'ın hayata döndürülmesi
için gerekli her şeyin yapıldığını anlatan Atalay, şunları dile getirdi:
"Recep Bolat'ın ilk müdahalesi
Sakarya'da yapılmıştı. Sağ olsun oradaki doktorlarımız ellerinden geleni
yaptılar. Sonra İstanbul Alman Hastanesi`ne nakletmiştik. Orada da güzel
müdahaleler oldu. Tam kendine geldi, hayati tehlikeyi atlattı diye sevinirken
ve diğer eksikliklerini de giderelim, sakat veya felç durumu kalmasın derken,
ne yazık ki kendisini kaybettik. Bugün de buraya Kahramanmaraş'a Göksun
ilçesine defnetmek üzere geldik. Memleketi burası, aile de burada
defnedilmesinin uygun olacağını söyledi. Biz de ailenin verdiği karara tabi ki
saygı duyuyoruz, Allah rahmet eylesin. Geride acılı bir aile bıraktı. Eş,
çocuk, kardeşler, anne, baba, Basın İlan Kurumu çalışanları, basınımızda her
gazetede çalışan sayısız arkadaşları büyük bir üzüntü içinde. Tıpkı Devrim
Ersin Özergin kardeşimizin bıraktığı üzüntü gibi. Sanıyorum vicdanı rahat
değildir, sıra dışı bir saldırı, öldüresiye bir saldırı, korkutmak için bile
değil öldüresiye bir saldırı. Menfur bir saldırı, haince bir saldırı, gaddarca,
kahpece bir saldırıdır. Hiçbir şekilde izahı yok. Tutuklu olması en büyük
tesellimiz. Bu açıdan da hemen o gün tutuklamayı başaran, bugün burada cenazede
bizimle birlikte olan Sakarya Valimize, Emniyet Müdürümüze, polis teşkilatımıza
sonsuz teşekkür ediyoruz. Ailenin acısı paylaşılabilir ama ateş düştüğü yeri yakıyor.
En büyük eksikliği ömür boyu onlar hissedecek. Ben onlara sağlıklı uzun ömürler
dilerken, başsağlığı diliyorum. İnşallah bu saldırılar tekrar yaşanmaz.''
Saldırıyı yapanın gazeteci
değil, gazete sahibi olduğunu, daha sonra medyaya girdiğini belirten Atalay,
''Yoksa herhangi bir gazetecinin bir gazeteciyi öldürmeye eli varmaz. Hiç
kimseyi öldürmeye eli varmaz. Onların silahı her şeyi kalemdir zaten. Ancak
şunu söyleyeyim. Gazetelerin nasıl kurulacağına, kurulup kurulmayacağına biz
karar veremiyoruz. Basın İlan Kurumu olarak böyle bir vazifemiz ve yetkimiz
yok. Bir dilekçeyle anayasal hak olarak cumhuriyet savcılığına bildirimde
bulunuyorlar ve gazete yayına başlayabiliyor'' diye konuştu.
Hangi gazetenin Basın İlan
Kurumu'ndan ilan ve reklam alıp almayacağına kendilerinin karar verdiğini
hatırlatan Atalay, şöyle devam etti:
''Çeşitli kriterlerimiz var. Bu kriterlerimizi uyguluyoruz. Bu kriterlerde ciddi değişiklikler yapacağız. Herhangi bir şekilde Kontrol Kurulu üyelerimize, denetim elemanlarımıza zorluk çıkaran hiçbir gazete ilan hakkı kazanamayacak. Ama daha pek çok çalışma yapılabilir mi, yapılabilir. Zaman içinde bütün tedbirleri düşüneceğiz tabi. Devletin bütün kurumlarıyla işbirliği yaparak, cumhuriyet savcılarıyla, emniyetiyle, ciddi takiplerle suç işleyen, gazetecilik adına, gazeteciliğin verdiği yetkiyle veya gazeteciliğin vermediği yetkileri de kullanarak gazeteciliğin havasıyla yanlış işler yapan olursa onların takibinde çok daha ciddi bir dönem yaşıyoruz diye düşünüyorum. Bu açıdan da sadece Basın İlan Kurumu olarak değil Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü, RTÜK, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı dahil, cumhuriyet savcıları dahil, valiliklerimiz, emniyetimiz, istihbaratımız tam bir koordinasyon halinde çalışırsak ben inanıyorum ki basın dışı unsurları basın içinde etkisiz hale getirmek gerekirse onların burada barınmalarını engellemek gibi bir görevi yapabiliriz diye düşünüyorum.''
İHA