Tarih: 14.10.2012 15:29

Anayasaya toplum olarak sahip çıkmamız gerekiyor

Facebook Twitter Linked-in

Panele konuşmacı olarak katılan Hüseyin Gülerce sivil anayasanın bu ülke için bir fırsat olduğunu dile getirerek, huzur içerisinde bir arada yaşaya bilmek için hayati önem taşıyan sivil anayasaya toplumun sahip çıkması gerektiğini söyledi.

Türkiye için bunun bir fırsat olduğuna vurgu yapan Gülerce, birlikte yaşamanın yolunun sivillerin yapacağı demokratik bir anayasadan geçtiğinin altını çizdi. Gülerce "bizim bu anayasaya toplum olarak sahip çıkmamız gerekiyor. Siyasilerin gevşek davranmasına müsaade etmemeliyiz. Bu ülkede ilk defa parlamentoda siviller bir anayasa yapacaklar. Ülkeyi yönetenlerin sorumluluğu budur. Halk olarak bizim üzerimize düşen ise bu konunun takipçisi olmalıyız. Sayın Başbakan son kongrede bu meselenin kendileri için namus meselesi olduğunu söyledi. Bu da bizim için çok önemli." dedi.

Kahramanmaraş Belediyesi Kent Konseyi tarafından Birlikte Yaşam Kültürü konulu Panel kapsamında Kahramanmaraş'a gelen Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce ve Eski Alevi Federasyonları Başkanı Erikli Baba Kültür Derneği ve Cem Evi Başkanı Av. Metin Tahran Kahramanmaraşlılarla bir araya geldi.

12 Eylül 2011 Referandumu'nun Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olduğunu belirten Gülerce "2011 referandumu Türkiye'nin son iki asırlık tarihinin en önemli olayıdır. Millet ilk defa kendisiyle ilgili bir meselede son sözü söylemiştir. Şunu kesinlikle belirtmeliyim'ki 12 Eylül 2011 referandumundan böyle bir karar çıkmasaydı Balyoz davasından bu şekilde bir sonuç çıkmazdı. Mevcut davalar da bu şekilde yürüyemezdi" diye konuştu.

Türkiye'nin  önünde birlikte yaşamak adına üç büyük problem bulunduğuna işaret eden Hüseyin Gülerce, bu ülkede Türk-Kürt savaşı çıkartmak isteyenlerin olduğunu söyleyerek şöyle konuştu: "Birlikte yaşamayı konuşacaksak evvela sevgiden başlamamız gerekiyor. Biz birbirini az seven gerilimi yüksek bir toplumuz. Bizim toplumumuzun birlikte yaşama adına önünde üç büyük engel var. Bunlardan birincisi Kürt meselesi. Bu ülkede Türk-Kürt savaşı çıkartmak isteyenler var. Hiç bir millete bu kadar ağar tahrik yapılmamıştır. Buna rağmen kardeşliğimiz devam ediyor. Çok az toplum bunu başarabilir. İkincisi Sünni-Alevi çatışması çıkartmak isteyenler var , Üçüncüsü ise Laik-Anti laik, çatışması gibi meselelerimiz var. Bütün mesele bu problemleri aşmada. Bu ülkede ittihat ve terakki zihniyetli diyebileceğimiz ittihat ve terakkinin ikinci dönemini başlatabilecek ve bunun temsilcisi silahlı kuvvetlerimiz içinde bir gurup cuntacı oldu. Türk Silahlı Kuvvetlerini, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra kurum bünyesinde mayalanan darbecilerden cuntacılardan ayırt etmek lazım. Bu ordu bizim ordumuz millet ordusunu daima göz bebeği olarak görmüştür. Kurumu içerden yıpratmaya çalışanlar varsa buna seyirci kalınmamalı. Bu ittihat ve terakki zihniyetli insanlar maalesef şöyle bir saplantıya girmişler. Halk kimi seçerse seçsin bu ülkeyi biz yönetiriz gibi bir düşünce içerisindeler. Her darbeden sonra vesayet sistemi kendini tahkim etmiş. Türk-Kürt meselesine, Sünni-Alevi meselesine baktığımızda bu yangınları biz çıkarmadık, bizim içimize kasıtlı maksatlı olarak sokuldu. Bu nedenle vesayet rejimi yerine birlikte yaşamak için demokratikleşme gerekiyor. Hukukun üstün olduğu, şeffaflığın geçerli olduğu demokrasiyi sağlayamazsak, bu ülkede bizi bir arada yaşatmazlar. Geçmişte yapılan oyunlar yeniden tezgahlanacak ve bizi birbirimize düşüreceklerdir".

Panelde daha sonra söz ala Eski Alevi Federasyonları Başkanı Erikli Baba Kültür Derneği ve Cem Evi Başkanı Av. Metin Tahran ise birlikte yaşamanın en önemli unsurunun demokrasi olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

"Sivil yaşamın güçlenmesi devletin demokratikleşmesi demektir. Demokratik devlet yurttaş'ının onuruna, insan haklarına saygı gösteren devlettir. Farklılıkları tanıyan ve farklılıkların yaşaması için zemin hazırlayan devlet demektir. Kendi yurttaşı üzerinde ayrımcılık uygulayan bir devletin modern dünyada yeri yoktur. Bunun en iyi örneği ise orta doğuda görülüyor. Demokratik olmayan yapılar çözülerek çok acıklı bir şekilde son buluyor. Alevilik provokasyon alanı olarak seçildi. Alevilik aleviler ve Sünniler tarafından da çok iyi bilinmiyor. Bu nedenle Alevilik noktasında dönem, dönem siyasi algılarda Alevilik üzerinden yansıtılabiliyor. Peygamberimiz Hazreti Muhammet, Kitabımız Kuran ve Alla hımız birdir. O bakımdan en çok birbirimize yakınlaşması gereken kesimiz.

Konuşmaların ardından panelde soru cevap bölümüne geçildi.

Kahramanmaraş Belediyesi Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezinde düzenlenen Panele Kahramanmaraş Valisi Şükrü Kocatepe, Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, İl Emniyet Müdürü Metin Aşık, Kent Konseyi Başkanı Zeynep Arıkan, Alevi Dernekleri Kahramanmaraş Şubesi Başkanı Ünal Ateş, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ) Rektör Yardımcısı Uğur Yıldırım ve çok sayıda vatandaş katıldı.

 (Ömer KEBELİ)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —