Sosyolog Şükrü Bilgiç tarafından yazılan "Hapsedilme, İyileştirme ve Yeniden Suç İşleme adlı kitap Vadi Yayınları'ndan çıktı. Bir akademisyen olmamasına rağmen bilimsel bir dil ve yöntem ile yazılan kitap üç yıllık bir çalışmanın ürünü.
Yazar böyle bir araştırmaya
başlamasının hikâyesini ve yöntemini şu şekilde anlatmaktadır: "Yozgat
Cezaevinde görev yaptığım süre zarfında tahliye olan ve sayısı azımsanmayacak
oranda, çoğunluğu gençlerden oluşan, mahkûmların kısa bir süre sonra yeniden
daha profesyonel suçlar işleyerek cezaevlerine döndüklerine şahit oldum. Bu
durum, ben de hapsedilmenin en temel amaçlarından biri olan "topluma
kazandırma, ıslah etme ve caydırma" işlevini yerine getirmediği yönünde bir
kanaat oluşmasına neden oldu. Çalıştığım Kurum da var olan bu gerçeğin diğer
ceza infaz kurumlarında da bulunup bulunmadığını öğrenmek; varsa çözümü
araştırmak/üretmek, yeniden suç işlenmemesi için infaz süresinde ve tahliye
sonrasında yapılabileceklere ilişkin kaynak taramasına başladım. Kaynak
taramasına ek olarak 18 ay boyunca görev yaptığım cezaevine yeni gelen 540
mahkûm ile birebir, sayıları 15 ile 30 arasında değişen küçük gruplarla da
karşılıklı bilgilendirmeyi esas alan beş tartışmalı konferans düzenledim.
Araştırma sürecinde yaptığım
kaynak taramasından aldığım notların ve yaptığım gözlemlerimin bir kısmını
meslek elemanları ve akademisyenlerle paylaştım. Bu paylaşım sırasında
özellikle akademisyenler, yapılan bu araştırmanın anketle zenginleştirilmesi ve
bu çalışmanın muhakkak kitap haline getirmesi gerektiğini önerdiler. Biz de bu
öneriye uyarak bir eser yazmaktan ziyade elde edilen bilgileri daha çok kişi
ile paylaşmak ve yararlı olmak için anket çalışması yapmaya karar aldık. Bu
amaçla Adalet Bakanlığından alınan izin ile 02/05/2011-30/07/2011 tarihleri
arasında Türkiye`nin yedi coğrafi bölgesinde, her bölgede ortalama en az üç
merkez seçilerek, toplam 28 ilde bulunan 14 farklı tipteki 32 cezaevinde toplam
3555 hükümlü, tutuklu ve hükümlüye anket düzenledik. 3555 kişi üzerinde
yaptığımız bu anket çalışması Türkiye`de alanında yapılmış en kapsamlı
araştırmadır."
Kitap isminde de olduğu gibi
üç bölümden oluşmaktadır. Yazar, öncelikle en çok başvurulan cezalandırma
türlerinden olan hapis cezasını enine boyuna masaya yatırmaktadır. Hapis
cezasının insanlık tarihi boyunca en çok başvurulan ceza olduğunu, buna karşın
hapis cezasının onarılması imkânsız olan zarar verici etkisinin ortadan
kaldırılamadığını, modern zamanda hapis cezası çok boyutlu ele alınıp
değerlendirildiğini ancak hapis cezasının yerine konacak çok fazla alternatif
geliştirilemediğini belirtmiştir.
Kitabın ikinci bölümde
cezaevlerinde yapılan iyileştirme çalışmalarını ele alınmış. Yazarın elde
ettiği bulgulara göre; cezaevlerinde yapılan iyileştirme çalışmaları yetersiz
ve alanında uzman olmayan kişilerce yapıldığı veya yapıldı gösterildiği,
yapılan çalışmaların istatistikten öteye gitmeyen göstermelik faaliyetler
olduğu belirtilmiştir.
Kitabın üçüncü bölümünde ise
yeniden suç işleme konusunu ele almış. Yazar, cezaevlerin en temel amaçlarından
olan "yeniden topluma kazandırma" işlevini yerine getir(e)mediği, bilakis
cezaevlerinden tahliye olan hükümlülerin etiketlenmesi, sosyal yaşamdan
dışlanması, iş bulamaması, anlaşılamaması, suç işlemeyi alışkanlık haline
getirmesi, tahliye öncesi ve sonrasına yönelik oryantasyon çalışmalarının
olmaması veya yetersiz olması nedenleriyle kısa bir süre içinde yeniden daha
profesyonel suç işleyerek ceza infaz kurumlarına döndükleri bulgusuna
ulaşmıştır.
Kitap dikkatle okunduğunda son
yıllarda sıkça yaşanan cezaevi olaylarının ve yaşanabilecek muhtemel
olaylarında şifresini vermektedir. Dört Yüz Bin'in üzerinde veriye ulaşarak
müthiş bir veri bankası oluşturan yazar bu yönde de Türkiye'de bir ilke imza
atmıştır. Tablolar halinde verilen bulgulardan öne çıkan bazı sonuçlar
şunlardır:
Ankete katılanların mahkûmlar;
%47.9'u cezaevinde suç işlemek
için yeni teknikler öğrendiğini,
%38.1'nin birçok defa
cezaevine girdiğini,
%53.6'sının infaz ettiği suçu
kabul etmediğini,
%40.2 `sinin suçsuz yere
cezaevinde yattığını,
%59'nun cezaevinde bulunduğu
sürede aile ve yakın çevrenizden maddi ve manevi destek gördüğünü,
% 75.7'sinin cezaevlerinde
zorunlu çalıştırmanın olması gerektiğini,
%64.9`nun cezaevinde yapılan
iyileştirme/topluma kazandırma çalışmalarını yetersiz gördüğünü,
%63.5'nin tahliye sonrası
sosyal yaşama uyum sağlamaya yönelik programların yapılmadığını,
%47'si cezaevi personellinin
bütün mahkûmlara eşit davrandığını, %25.9'nun mahkûmlar arasında ayrımcılık
yapıldığını ve %14.9'nun ise kendilerine kötü davranıldığını,
%33.4'nün suç işlemesinde
etkili olan en önemli faktörün işsizlik/parasızlık olduğunu belirtirken
%33.2'si arkadaş çevresi, %19.6'sı ailevi sorunlar, %12.6'sı uyuşturucu madde
kullanımı, %11.3`ü psikolojik sorunlar, %10.8'i eğitimsizlik/cehalet, %9.6'sı
geleceğe yönelik ümitsizlik, %3.4'ü örgütler/terör, %1.9'u suç işlemenin
alışkanlık yapmasının etkili olduğunu,
%21.5'nin kendisi dışında
aile fertlerinin, %20.5'nin ise arkadaş çevresinden birilerinin cezaevine
girdiğini,
%52.7`sinin koğuş veya
odaların aşırı kalabalık olmasının kendisi için en büyük sorunun olduğunu
belirtirken, %44.1'i yemeklerin kalitesiz çıkmasını, %37.4'nün psikolojik
sorunlar/bunalım/yalnızlığın, %31.3'nün sağlık sorunlarının, %27.7'sinin ailesi
ve yakınları ile iletişime geçememenin, %27.5'i parasızlığın, %26'sının cinsel
ihtiyaçlarını karşılayamamanın, %16.1'i ziyaretçilerinin gelmemesinin, %10'nu
kendisine baskı, işkence/insanlık dışı muamelenin yapılmasının, %8.3'nin koğuş
veya odadakilerin baskısının ve %0.7`si kendisine cinsel taciz edilmesin büyük
sorun oluşturduğunu,
%40.1'i kendilerine hapis
cezası yerine elektronik kelepçe, %29.8`i konutta infaz/ev hapsi, %28.8`i kamu yararına çalışma, %22.4'ü adli
kontrol, %17.5'i para cezası, %12.7'si tedavi tedbirlerinin verilmesinin daha
yararlı olacağını,
Ankete katılan mahkumların
tahliye olduktan sonra yaşadaıkları/yaşanacaklerı en büyük sıkıntının başında
%65.8'i işsizlik, ardından %32.1 topluma uyum sağlayamama, %31.2'sı psikolojik
sorunlar, %30.5'i aile ve toplumdan dışlanma, %24.8`i yeniden suç işleme
korkusu, %13'ü can güvenliği endişesi taşıdklarını,
%67.3'nün tahliye sonrası
devletten sabıkanın silinmesi beklerken, %60.3'ü iş, %52.9'u iş kurmak için
kredi, %20.5`i başka bir ilde yaşamak için maddi destek, %13.8'i
rehabilitasyon/iyileştirme ve %5.9'u yüzünün ameliyatla değiştirilmesi
taleplerinin olduğu bulgusu elde edilmiştir.