Elbistan'da bulunan Türk Enerji-Sen
Genel Başkanı Celal Karapınar, ilk olarak AEL İşletme Müdürü Ahmet Yaldız'ı
ziyaret ederek, yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı. Türk Enerji-Sen Genel
Sekreteri Mehmet Özer, Genel Mali Sekreteri Kemal Bol, Genel Eğitim Sekreteri
Mustafa Tümer, Doğu Akdeniz Şube Başkanı Emrullah Karadöl ve Şube Teşkilat
Sekreteri Musa Yılmaz'ın da yer aldığı ziyaretin ardından, özelleştirme süreci
hakkında bir açıklama yapan Karapınar, şunları söyledi:
"Bir ülkenin bağımsız
olabilmesinin ön şartları vardır. Nedir bu ön şartlar? Birincisi ekonomik
bağımsızlık, ikincisi ve en önemlisi ise yeraltı kaynaklarının ve enerji
sektörünün dış güçlere bağımlı olmamasıdır. Şimdi özellikle termik santralleri
ülkemizin enerjisinin büyük bir kısmını üreten, karşılayan kuruluşlarımızdır.
Sosyal yönüyle, üretim yönüyle, enerji yönüyle bakıldığında da kesinlikle bu
kuruluşlarımızın özelleştirilmesi bizim düşüncemizde ülkemize ve milletimize
yapılmış en büyük kötülüktür. Her konuda Avrupa Avrupa` deyip duruyoruz.
Avrupa kriterlerine uyacağız, Avrupa doğru yapıyor, biz de Avrupa gibi
yapalım' diyoruz. O zaman ben güç odaklarına, siyasi iradeye şunu söylüyorum.
Avrupa, bizim şimdi yaptığımız özelleştirmeleri 30-40 yıl önce yaptı. Ama 30-40
yıl sonra şunu gördü. Biz yanlış yapmışız, bu kurumlarımız, yeraltı ve yer üstü
kaynaklarımız, özellikle enerji sektörü hiçbir şekilde özelleştirilmemesi
gerektiği inancına varmış, doğruyu görmüş. Bugün itibariyle İngiltere,
Hollanda, Almanya gibi Avrupa Birliği ülkelerinin birçoğu daha önce özelleştirmiş
oldukları yeraltı kaynakları ve enerji sektörüyle ilgili özelleşen kurumları
yüzde 70 oranında yeniden kamulaştırdılar, devletleştirdiler. Biz Türkiye
Cumhuriyeti yöneticileri olarak ve bu ülkeyi idare eden siyasi irade olarak
bunu görüyor ve halen bu yanlışı yapmaya devam ediyorsak, burada benim iyi
niyet aramam mümkün değildir. Bu nedenle özellikle altını çizerek vurgulamak
istiyorum; Türkiye Enerji-Sen ve Türkiye Kamu-Sen olarak yeraltı
kaynaklarımızın, yer üstü kaynaklarımızın, özellikle enerji sektörümüzün,
madenlerimizin hiçbir şekilde özelleştirilmemesi gerektiğini düşünüyoruz ve bu
noktada siyasi iradeye sesleniyoruz, bu vatanı seviyorsanız, özelleştirmeden
vazgeçin. Çünkü bu madenler, bu işletmeler, bu enerji üretim birimleri
ülkemizin ve milletimizin geleceğidir.''
Kısa süre önce kendi üretim
noktasında dünyada en büyük söz sahibi olan Eti Maden İşletmeleri'nin, bor
madenlerinin bir gecede çıkarılan yasa ile özelleştirilmeye çalışıldığını
savunan Özer, Türkiye Kamu-Sen olarak, Türk Enerji-Sen olarak bütün sivil
toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri ile görüşerek kamuoyu
oluşturduklarını ve bor işletmelerinin özelleştirilmesini durdurduklarını
hatırlattı.
Devlet memuru kavramının
ortadan kaldırılarak memura tanınan iş güvencesinin alınmaya çalışıldığını
iddia eden Mehmet Özer, ''Kamu-Sen, memur arkadaşlarımızın iş güvenliği
yasasını namus meselesi olarak görüyor ve bu doğrultuda çalışmalarımızı
sürdürüyoruz. Burada nasıl bir bedel ödenecekse Türkiye Kamu-Sen yöneticileri
olarak bu bedeli ödemeye hazırız. Asla bu iş güvencemizden taviz vermeyeceğiz.
Bu vesile ile tüm kamu çalışanlarımıza sesleniyorum. Kendi meselenize sahip
çıkın" diye konuştu.
Daha sonra AEL İşletme Müdürlüğü'nde görev yapan memurları birimlerinde ziyaret eden Türk Enerji-Sen yöneticileri, istek ve temennileri dinleyerek, çalışanların sorunları hakkında bilgi aldı.
İHA