Kahramanmaraş'ta birikimi
olan, donanımı ve şahsiyeti olan insanların siyasete girmek istemediğini
söyleyen Kutsal sözlerine şu şekilde devam etti: "Maraş'ta ciddi anlamda bir
muhalefet eksikliği görüyoruz. Zaten Tayyip Bey'de o anlamda bir muhalefet
koymadı. Birikimi olan, donanımı olan, şahsiyeti olan insanlar siyasete fazla
girmek istemiyor. Siyasetle alakalı bir tasarrufta bulunmak istemiyorlar. BBP
fikri ideali olduğu için, inançları olduğu için biz bu işe biraz daha farklı
misyonlarla bakıyoruz. Biz şöyle bir misyon üstlendik, Maraş'ta söz söyleyecek
bir makam olsun, söyleyecek sözü olan, sıkacak yumruğu olan bir hareket olsun
istiyoruz. İnsanların zaaflarıyla günahları üzerine değil, böyle çirkin siyaset
anlayışıyla değil de, doğru yapanın doğru yaptığı zaman yanında olacağımız,
yanlış yaptığı zaman da yanlışının karşısında durabileceğimiz bir yapı kurmak
istiyoruz. Bu yürek biz de var. Bizim muhalefet anlayışımız karşıdaki ne
söylerse onun tersini söylemek şeklinde kesinlikle değil. Maraş bizim
yaşadığımız ortak bir coğrafya havasını soluduğumuz iklimini yaşadığımız bir
memleketimiz var. Bunun için tabi ilk önce herkes kendi kapısının önünü
süpürecek. Biz Maraş'la ilgili bir takım tasarruflarda bulunmak istiyoruz, biz
bu anlamda çıkıp da kimsenin bir şey söylediğine inanmıyoruz. Bu anlamda biz Maraş'ta
muhalefet olmak istiyoruz."
Merhum Yazıcıoğlu'nun ömrü
kifayet etseydi arkadaşlarının günün görecekti şeklinde konuşan Alparslan
Kutsal şunları söyledi: "Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun ömrü kifayet etmedi,
yaşasaydı kendi arkadaşlarının gününü görecekti. Biz dernekçilik ve
cemiyetçilik işlerine başladığımızda 13 yaşındaydık ve şimdi de 32-33
yaşındayız. Bizim arkadaşlarımız içerisinde Doçent arkadaşlarımız var, fakülte
mezunu arkadaşlarımız var, hepside bizim jenerasyon içerisinde, avukat
arkadaşlarımız var. Hepsi de bizim ocaktan yetişen arkadaşlarımız. Birikimi
olan, hakikaten entelektüel bir yapısı olan arkadaş grubumuz var. Biz bu
anlamda Maraş'ta bir takım şeyleri ispat etmeye çalışıyoruz. İlla her şeyin
parayla nümayişle olmayacağını göstermek istiyoruz. Biz bunu daha önce yaptık. Önceki
yerel seçimlerde Bekir beyle sıkıntı yaşamıştık, biz demiştik belediye meclis
üyeliğinde, beş arkadaşımız adaydı, göreceksin belediye başkanlığı oyundan çok
alacağız demiştik. 14 bin civarında oy almıştık biz, Bekir Beyde 8 bin oy
almıştı yani. Hatta onlar da bizim sayemizde olmuştu. Başkanımızın vefat ettiği
dönemde kimseden oy isteyememiştik. Başkanımız rahmetli olmuştu, biz oy
istemekten hicap ettik."
Büyük Birlik Partisi
Başkanlığına Genel Merkez tarafından atanan Alparslan Kutsal sorularımıza şu
şekilde cevap verdi.
Kahramanmaraş ile ilgili hizmetler konusunda neler
söylersiniz?
Kutsal: Maraş'la alakalı şunu
söylemek istiyorum. Maraş'ta yaşadığım için değil, Türkiye'nin en güzel, en
yaşanılır şehirlerinden bir tanesi. Fakat doğru dürüst bir yönetim bulamadık.
Refah partililer genelde Belediye işlerini çok iyi yaparlardı, galiba en kötüsü
bize geldi. Kayseri gibi olmadık hiçbir zaman. Tabi herkes diyor Kayseri'yle
Maraş'ı neden mukayese ediyorsun, kardeşim Kayseri'de yüz tane cadde varsa, Maraş'ta
da on tane cadde var. İlla her şeyi devletten beklemek, devletin yapmasını
beklemek doğru değil. Maraş sanki köy kent.
Sizden önce istifa eden yönetim hakkındaki
değerlendirmeleriniz nelerdir?
Kutsal: Onlarla ilgili yorum
yapmak, temcit pilavı tekrar tekrar konuşmak istemiyorum. Bu arkadaşlarla Genel
Merkezimiz bize bu işe yapar mısınız diye sorduğunda hiç düşünmeden yaparız
dedik. Fakat onlardan bir takım şartlarımız vardı. İşte şu şu şahıslarla
çalışamayacağımızı, beraber olamayacağımızı söyledik. Onlar da kucaklaşmamız
gerektiğini falan söyledi. Biz de bu arkadaşlarla kucaklaşmamızı gerektirecek
bir husus yok dedik. Zaten bu arkadaşlar bizim jenerasyonumuzdan, bizim
partimizi, hukukumuzu bilen arkadaşlar değil. Bu arkadaşlar Muhsin Yazıcıoğlu
döneminde gelmişlerdi, bu arkadaşlar burayı bir siyaset hane olarak
görüyorlardı. Meseleye bu açıdan baktıkları için bizim bu arkadaşlarla
çalışamayacağımızı, bizim meselemiz para kazanmak, burayı ranta çevirmek gibi
arzumuz olmadığı için biz bu arkadaşlarla çalışamayacağımızı söyledik. Bu
arkadaşlar partiyi bir geçim kapısı olarak görüyorlardı. Atamanın da bize
verildiğini duyunca basın huzurunda istifa ettiler. İstifa ederken de şöyle
istifa ettiler aslında. Orada basın mensubu arkadaş soruyor; başka partiye
geçecek misiniz? Ondan sonra her şey
olabilir diye cevap veriliyor. Ben boştayım kim alacak beni diye mesaj
veriyorlar. Biz muhalefet yaptığımız da şöyle muhalefet yaptık. Bu arkadaşlar
aldığında kenara çekildik, partimiz hakkında da şöyle böyle demedik, kimseyi
kötülemedik. Partimizi zafiyete uğratacak hiçbir husus göstermedik. Bu şekilde
şahsi bir duruş sergiledik. Kendi işimize gücümüze baktık. O gün de istifa
ettiler, istifa etmeleri de kendileri açısından hayırlı olmuştur, çok da girmek
istemiyorum. Zaten kapıyı kilitlediler, partinin anahtarını bile vermek
istemediler.
Kahramanmaraş BBP'de bir karışıklık, bir dağınıklık var
mı?
Kutsal: bir karışıklık yok, önümüzdeki,
dönemlerde yapacağımız aktivitelerle bunu göreceksiniz. Zaten istifa eden bu
adamlar, kendileri, parti altı aydan beri açılmıyor diye bunu basına
bildirdiler. Partinin kapısını bile açtırtmıyorlardı, bir faaliyet
yapmıyorlardı. Bu giden arkadaşlar, bunu tüm samimiyetimle söylüyorum, beş
kişiden başka değil, yani kendileri gitmişlerdir. Partinin bir tane çivisini
sökememişlerdir yani. Ben 93 yılından bu yana Büyük Birlik Partisi'nde olanları
şahsen tanıyorum, bu arkadaşlardan hiç biri onlarla beraber hareket etmemiştir
zaten. Partiyi parti yapan arkadaşlarımızın hiç biri o tarafa gitmedi yani. Bir
karışıklık söz konusu olmaz. Hatta seçim döneminde biz şu konuda çok
iddialıyız, biz bin kişilik bir ekiple çalışacağız. Seçim döneminde bin kişilik
bir ekip teşkil edeceğiz. Yani şunu da ispat etmek istiyoruz, bu dönemde
parasız, pulsuz, inançla, örgütlü çalışarak, kapı kapı gezerek seçimde en büyük
başarıyı alacağımızı düşünüyorum.
Kahramanmaraş ile ilgili sorunlar neler? Bunlara yönelik nasıl çalışmalar
yapacaksınız?
Kutsal: Bunlarla ilgili
arkadaşlarımızla ciddi projeler gerçekleştirdik, onları paylaşacağız zamanla. Benim şahsi kanaatim de şudur, Maraş'ta ciddi
anlamda bir kültür yatırımı olmadığını düşünüyorum. Çünkü hakikaten,
Hititlerden bu yana ciddi bir kültür alt yapısı var. Germenice medeniyetinden
tutun, Dulkadiroğlularından bu yana ciddi bir kültür birikimi var ve bu konuda
yatırım eksikliği olduğunu düşünüyorum. Bunlarla alakalı da şunu söyleyeyim, Maraş'ta
yapılan bir takım heykeller var, müşahede ettiğimiz heykeller var. Bunlar
kesinlikle Maraş'ın kendi kültür yapısına uygun şeyler değil. Sanayinin
girişine yapılan heykele ben de çok dikkat ettim. Acaba bu nedir diye, abuk
subuk bir heykeldir ayrıca. Sonra onun şu olduğunu öğrendim, belediye başkanı
bilerek ya da bilmeyerek mi yaptı bilmiyorum, ben bilmeyerek yaptığını
düşünüyorum, oradakis heykel proletarya heykeli. Yani Rusya'nın işçiyi temsil
eden, o çarkı işçiyi temsil ediyor, proletarya heykeli. Şimdi o makamda
oturuyorsak, böyle bir yatırım yapıp milletin parasını heba etmeye hakkımız
yok. Temsil makamında oturuyorsanız, o makamdan sorumlusunuz. Çünkü herkes
kendi sürüsünden sorumludur. Orada milletin bir lirasını bile harcama gücünüz
yok. Bu sizin şahsi paranız değil. Bir tarafta Şehit Yusuf Çavuş'ta 75 kişilik
sınıflarda çocuklar okuyacak, bir tarafta da siz Maraş'a ne idigü belirsiz
heykel yapacaksınız, milyarlarca lira verip heykel yapacaksınız. Bunu biz doğru
bulmuyoruz. Bizim ahi evran'ımıza ne olmuş yani, lonca teşkilatlarımıza ne
olmuş da, oraya hiç bize benzemeyen, bizim kültürümüzde olmayan proletarya
heykelini koyuyorsunuz. Yukarı çıkıyorsunuz Oğuz Ata diye mesire alanı var,
ucube bir heykel görüyorsunuz. Yani bu adamlar bu işi ya milletin kültürüne
uygun şekilde adam gibi yapacaklar ya da yapmasınlar. Abuk subuk, Başbakan'ın
da dediği ucube heykelleri sağa sola yapmasınlar. Eğitimle alakalı ciddi
sıkıntılar var Maraş'ta. Orman dairesi dediğimiz bölgede, geçen sene 70"75
kişilik sınıflarda çocuklar okuyordu, bu sene de hala aynı olduğunu duyduk.
Müdür beyle görüşmüştüm, ben kendi makam odamı sınıf yaptım, koridorun sonunda bir
kısmı çevirmek suretiyle de müdür odası yaptım diyor. Bunun gibi bir sürü okul
var, 55 kişilik 60 kişilik sınıflarda insanlar eğitim vermeye çalışıyor. Maraş'ın
böyle bir gerçeği varken, eğitime yatırım yapmıyorsan, kültüre yatırım
yapmıyorsan sizin burada yapmış olduğunuz kaldırımın hiçbir anlamı yok. Geçen
gün arkadaşın biri facebook'ta bir şey paylaşmıştı, çok da hoşuma gitti. Aşk
diyor Kahramanmaraş'ın kaldırımı gibi olmalı, hiç bitmemeli diyor. Tabii ki
bunlarda yapılmalı, kardeşim Maraş'la ilgili hiçbir kültürel yatırımınız yok
mu? Hiç mi vizyonunuz yok, çıkın da şu Maraş'ı bir gezin yani. Belediyenin
görevi sadece kaldırım yapmak olmamalı. Şuraya çok saçma bir iş yaptılar, yeni
belediye pasajı, şimdi insanlara çık diyorlar. Buranın yapılması bir sıkıntı,
yapıldıktan sonra yıkılması da başka bir sıkıntı. Siyasi yönetimlerde hesap
yaparken şöyle olmalı; on yılı, yirmi yılı hesap ederek bu işe kalkışmaları
lazım. Kamulaştırma yapıyorsun, kamulaştırma dediğin hadise öyle parça parça
yapılacak bir hadise değildir. Şimdi eski belediye pasajı dediğimiz yeri
yıktın, yıkıldıktan sonra karşıdaki dükkânların değeri bir iken beş oldu. Kimin
parası bu? Kamulaştırma yaparken topluca yapılmalı, ada ada belirleyip yapın.
Şimdi burayı kamulaştırdın, diğer taraf bir iken on oldu. Bu para kimin parası,
Mustafa Poyraz cebinden vermeyecek bu parayı, tabiî ki milletin cebinden
çıkacak. Kentsel dönüşümle alakalı hesap böyle olmaz, insanların evini yıkarak
bu işi yapamazsın. İnsanların temel ihtiyaçları var, nedir bunlar? İnsanların
giyinme ihtiyaçları var, insanların yemek ihtiyaçları var, insanların bir yerde
barınma ihtiyaçları var. İnsanların bu ihtiyaçları bir şekilde karşılanacak,
buna ister izin ver isterse diktatör bir devlet ol. İstersen herkesin kapısına
bir tane zabıta dik. İnsanlar hayatını idame ettirmek için bunu yapmak zorunda.
Kardeşim bununla ilgili ciddi projeleriniz yok mu sizin? Biz tekke tekke
diyoruz, orman dairesinde tekke gibi on beş tane şehir dolu. Hala tekke gibi
şehir büyüyüp gidiyor. Hanefi Mahçiçek stadyumunun alt tarafı, biliyorum
bunları, insanlar iki günde ev yaptılar. Hiçbir izin yok, tapu yok, şu yok, bu
yok. İnsanlar orada ev almış, dediğimiz gibi insanların barınma ihtiyacı var,
bu barınma ihtiyacını bir şekilde gerçekleştirecek. Bin bir türlü engel
koysanız dahi, insanların barınma ihtiyacını devlet karşılamak zorunda. Madem
böyle planlı projeli bir şekilde memleketimizi yaşanası bir şehir yapalım
diyoruz. Bunun icapları da nedir, oturun da düşünün, insanlar ne yapıyorlar bir
bakın. Melih Gökçek'le alakalı geçen bir programda izlemiştim, çok hoşuma
gitti, Arabistan'da bir günde ruhsat veriyorlarmış. Gittim inceledim nasıl
çıkarılıyormuş gördüm diyor. Zaten AR-GE çalışması için devlet size yetki
vermiş. Bilmiyor olabilirsiniz, bu insanlar bu işi nasıl yapıyor, gidin görün.
Şimdi sen diyorsun ki büyük şehir olmak demek, abi olmak demek ya da baba olmak
demek, bu sıfatlara haiz olmak demek hakkını vermekle olur. Büyük şehir
olacaksın, ancak altını dolduramazsan senin büyük şehir olmanın anlamı yok.
Büyük şehir olmamız hakkında neler söylersiniz, büyük
şehir olmamız gerekmiyor muydu?
Kutsal: büyük şehir olmamız
gerekmiyor muydu? Şimdi bunun nasıl olduğunu önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ama
şu şekilde Maraş büyük şehir olmayı hak etmiyor yani. Beşenli'nin oradaki
Hacılar köyünü şehrin bir mahallesi yapmanın hiçbir anlamı yok. Hizmet
götüremeyeceksin, isteklerini yapamayacaksan hiçbir anlamı yok. Bence büyük
şehir meselesi inşallah iyi olur, şu anlamda iyi olacağını düşünüyorum. Üç tane
belediye başkanı seçeceğimiz için çalışanla çalışmayan ortaya çıkar, belki biri
öne çıkarsa Maraş'ın menfaatine olur diye düşünüyoruz.
Kahramanmaraş'ta başka ne gibi sorunlar var?
Kutsal: Maraş'ta ciddi
anlamada bir okul sıkıntısı var. Mehmet Sağlam Maraş'ta okullarla ilgili ciddi
yatırımlar yaptı ama anlamsız yerlere yaptı. Mesela gittiler hiç öğrencisi
olmayan yere okullar yaptılar. Onlar da, kardeşim Maraş'ın öğrenci sayısına
göre dersliği böldüğümüz zaman Türkiye'nin en iyi yerlerinden bir tanesidir
diyor. Doğrudur da öğrenci yoğunluğu anlamında bakıldığı zaman bir tarafta sen
öğrenci bulamıyorsun, bir tarafta 75 kişi okuyor. Yatırım yapılan yerler
ihtiyacı karşılayacak yerler değil. Bunlarla ilgili bir yatırım yapılması
kesinlikle gerekiyor. Maraş'ın zenginleri de nerde gözde bir yer var, nerde
araba çok geçiyorsa oraya yaptırmaya çalışıyorlar.
Gösteri mi yapıyorlar?
Kutsal: evet bir gösteri var.
Keşke hepsi de gösteri yapsa da çocuklarımız okumuş olsa. 75 kişilik olan bir
sınıfta öğretmen ne yapabilir? O derste ne anlatabilir? Adın ne, soyadın ne
dese zaten ders bitiyor. Şimdi sen büyük şehir olduğunu söylüyorsun, eğitime
yatırım yaptığını söylüyorsun, 21. yüzyılda olduğunu söylüyorsun, muasır
medeniyet diyorsun 75 kişilik sınıfta eğitim vermeye çalışıyorsun. Böyle bir
şey olamaz yani. Artı sporla alakalı bir yatırım yok. Şimdi bildiğim kadarıyla
resmi kayıtlara göre doksan küsür mahalle var. Bu kadar mahalleye iki tane
kapalı spor salonu var. Hatta bir tane var. Baktığımız zaman Maraş'ta en çok
sporcunun yetiştiği yer Batı Park kapalı spor salonudur. Kardeşim bu ülkede
gençleri kahvede, sokaklarda uyuşturucudan kurtarmak istiyorsanız bunlara sporu
sevdireceksiniz. Sporu sevdirmek de nasıl olur? Spor tesisleri kurmakla olur.
Spor tesisi kurmak da o kadar çok zor bir şey değil. Her şeyi devletten
bekliyoruz, kardeşim devletten bekliyoruz da yöneticiler de bunun için gerekli
çalışmaları yapacak. Örnek vermek gerekirse, Kılılı belediye başkanı çağırıyor
iş adamlarını bizim belediyemizin ihtiyaçları var diyor. Ortak bir havuz
kuralım toplanan parayla ihtiyaçlarımızı karşıyalım diyor. Bir yangın olsa
Maraş'ta itfaiyenin gelmesi gerekir bunu beklememize gerek yok diyor ve üç tane
itfaiye aracı alıyorlar bu havuzdan. Budur belediyecilik, illa bir yerlerden
finansman gelsin, birileri bana akıl versin demek değildir. Maraş'ta iş
adamları ile ilgili bir çalışma yapsak, hadi 90 tane mahalleye değil birkaç
tanesine minyatür tipte spor salonu yapsak. Maraş'taki insanlarımız kahir
ekseriyette fabrikada çalışan alt gelir grubuna dahil insanlar. Bu insanların
çocuklarının evden başka, televizyondan, internetten başka vakit geçireceği bir
yer yok. İnternetleri biliyoruz, hatta polis arkadaşlar, internetler kötü
alışkanlıkların kazandırıldığı kötü yerler haline dönüştürülmüş diyor. Böyle
olacağına 10-15 tane kapalı spor salonu yapalım, ne kadar ki yani altı üstü ne
kadardır. O yapmış oldukları heykelin parasına bir tane kapalı spor salonu
yapılır. Maraş'ta çiftçilikte bitti, insanlar artık çifti olmuyor. Ne oldu,
memleketin tarımını bitirdik yani. Eskiden köyde insanların ahırında üç dört
tane hayvan olurdu. İnsanlar onunla geçimini sağlardı, süt satardı, yoğurt,
peynir satardı. Şimdi ne oldu bu adamlar geçinemez oldu, artık yem parasını, su
parasını karşılamaz oldu. Şimdi hayvancılığa yatırım diyorsunuz ancak bunun
için 500 milyar para istiyorsunuz. Maraş'ta kaç tane adam bu parayı bulabilir.
Ne yapıyor şöyle yapıyor, siz zenginler yapacaksınız diyor. Beyaz Türkler
yapacaksınız diyor. Hayvancılığı geliştirmek istiyorsan herkese ver bu imkânı. Vereceksin
10 tane 20 tane, herkesin alacağı şekilde ayarla bunu. Hayvancılığı bitirdiler,
tarımı bitirdiler, insanları birilerine mahkûm hale getirdiler. Binlerce insan Maraş'ta
asgari ücrete çalışıyor, kenar mahalleler de bile kiralar 200-300 lira. Çoğu
insan bu şekilde oturamaz yani. İnsanlar zaruri ihtiyaçlarını karşılayamıyor.
Halkın içine karışacaksın, onların halini soracaksın yardımcı olmaya çalışacaksın.
Bu seçim inşallah zenci Türklerin zaferi olacak.
Kahramanmaraş'ta Beyaz Türkler var dediniz, ne demektir
bu?
Kutsal: burjuvazi 15. yüzyılda
kalmış değil, maalesef günümüzde de burjuvazi var. Bunlar isterler ki
milletvekillerini biz seçelim, bürokrasiye biz hakim olalım. Ulu camiye
tuvaletçi seçilecek olsa bunlar biz seçelim derler. Bu her zaman böyle
olmuştur, bundan dolayı da bu adamlar hiçbir zaman milletin hissiyatına
tercüman olamamışlardır. Çünkü adamların hayatında yokluk diye bir şey
olmamıştır. Bu adamlar hep varlık içinde, sıkıntıyı bilmiyorlar. Ticareti hep
kendi aralarında yaparlar, bu adamlar kendilerinde bir asillik görürler,
Maraş'ı köylü-şehirli diye ayırırlar. Zaten bu Peygamber efendimiz zamanında da
olmuştur. Zenginler efendimizin yanına geldiklerinde şu köylülerle mi
oturacağız diyorlardı. Hatta Hz. İsa, Hz. Musa zamanındaki gibi davranan bir ekabir
tayfası var Maraş'ta. Tabi biz bu tabuyu yıkmak için geleceğiz, milletin
hissiyatına, gerçeklerine tercüman olmak için geleceğiz. Siyasi ikbal, yarın şu
olacağız bu olacağız diye hesabımız yok. Sadece doğruları, inandığımız şeyleri
söyleyeceğiz. Bu millet nezdinde makes bulur bulmaz, oy verirler vermezler hiç
önemli değil. Biz inandırıcı doğruları söyleyeceğiz, hayatımız boyunca bu
inandığımız doğrular için yaşayacağız ve öleceğiz.
Maraş'taki beyaz Türkler olduğunu söylediniz ve biz
bunlarla mücadele edeceğiz dediniz. Başka kimse yok mu sizden başka, AKP, CHP,
MHP var bunlar mücadele edemez mi?
Kutsal: yok maalesef. CHP öyle
bir parti değil, hiyerarşinin, aristokrasinin en fazla olduğu yer. CHP'nin
tabanında hakikaten birikimi çok iyi olan arkadaşlar var. O adamlara da fırsat
vermezler yani, korkunç bir şey vardır orada. Maraş'ta AKP'de böyle, MHP'nin
bir sıkıntısı yok, Mustafa bey hakikaten kıymetli bir insandır.
Kahramanmaraş BBP teşkilatında bir değişiklik olacak
mı? Nasıl bir yapılanma düşünüyorsunuz?
Kutsal: seksen kişilik bir
yönetim kurulumuz olacak. 40 ilçelerde, 40 merkezde olacak. Tabi bu sayı on
aşağı on yukarı olarak değişik olabilir. Bir takım değişikliler düşünüyoruz.
Önümüzdeki seçimlere sizin kuracağız İl Teşkilatı hazır
olacak mı?
Kutsal: ben şöyle düşünüyorum,
tabi bu benim hissiyatım, Maraş'taki ekibimiz çok güçlü olduğu için, adam adama
çalışacak donanımı olan, bilgisi olan, entelektüel birikimi olan arkadaşlarla
çalışacağız. Daha önceki seçimde bunu kısmen başardık. Genel Başkanımız
Yazıcıoğlu rahmetli olunca bu çalışmalarımız vahamete uğradı, kapı kapı
gidemedik. O zaman on dört bin civarında merkezde oy almıştık. İnşallah bu
seçimi alamasak bile ciddi bir oy alacağımızı düşünüyorum.
Önümüzdeki seçimlerde hedefiniz alabileceğiniz en fazla
oyu almak mı yoksa başkanlığı almak mı?
Kutsal: en az bir tane ya da
iki tane belediye başkanlığını almayı hedefliyoruz. Zaten geçen seçimde 3.
partiydik, ben diğer partileri rakip kabul etmiyorum. Tek rakibimiz AKP
diyorum.
Geçen on yıllık sürede AKP ve Mustafa Poyraz
belediyecikte başarılımıydı?
Kutsal: buna on yıllık
demeyelim 20 yıllık diyelim, nihayetinde bunlar onların devamı şeklindedir. Ben
hep şöyle diyorum bu adamlar bizim ömrümüzü yedi. Böyle bir iki belediye
başkanı daha gelirse ömrüm kifayet etmeyecek. 33 yaşındayım 12 yaşından beri bu
işin içindeyim daha doğru düzgün bir belediye başkanı görmedim, hakikaten iş
yapan, vizyonu, birikimi olan bir adam görmedim. Bazen şaka yapıyoruz
arkadaşlarla, bu adamlar böyle devam ederse biz 55-60 yaşına geleceğiz bir gün
yüzü görmeyeceğiz diyoruz. Şehrin yolları yol değil, Maraş'ın
En azından bu 10 yıllık sürede bir başarı yok mu?
Kutsal: Mustafa Poyraz'ın iyi
adam olmaktan başka ben de hissiyatı yoktur.
Kaldırımlar yapılıyor, bu konuda da bir başarı yok mu?
Kutsal: söylemiştim, bir tanesi aşk Kahramanmaraş'ın kaldırımı gibi olmalı hiç bitmemeli diyor yani. Belediyenin görevlerinden biri de kaldırım yapmaktır ama sadece kaldırım sorunu yok bu şehrin. Daha önce değindiğimiz sorunlar var Maraş'ta. Şimdi Maraş'ın belediye meclis üyelerini yazarken neden Maraş'ın zengin zadelerini yazıyorsunuz. Kafası çalışan, vizyonu olan yirmi tane adam yazsanız, diğer yirmi tanesine de zengin zadeleri yazsanız. Danışman gibi çalışır bu adamlar, birikimi olan bir sürü insan tanıyoruz, yok mu yani? Danışmana bile ihtiyaç duymuyormuş adam, böyle bir belediye başkanı olabilir mi?
(Röportaj :
Fatih YALÇIN)