Tarih: 27.12.2012 17:57

Külekçilik Mesleğinin Tek Ustası Kaldı

Facebook Twitter Linked-in

Çırak yetişmemesinden dolayı mesleğin kendisinden sonra tamamen kaybolacağını söyleyen Mustafa Kalay, yardım edilmemesi ve sahip çıkılmamasından dolayı bir meslek dalının daha yok olacağını belirtti. Belediyenin ya da İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün bu meslek dalıyla ilgilenmediğini ifade eden Kalay ilgisizlik yüzünden birçok meslek dalının artık devam etmediğine vurgu yaptı. Külek yapımının zor ve sabır isteyen bir meslek olduğunun altını çizen Kalay, gençlerin bu özelliğinden dolayı külekçiliğe önem vermediğini, bunun içinde kendisinden sonra gelecek bir ustanın olmadığını söyledi. Küleğin tarihi hakkında kısaca bilgi veren Kalay: " Küleğin tarihi çok eski, Türkler yerleşik düzene geçmeden önce de varmış. Bir topraktan yapılan kaplar bir de ahşap kaplar kullanılıyormuş." şeklinde konuştu.

Külek yapımının meşakkatli bir iş olduğunu dile getiren Hüseyin Kalaycı, küleğin yapım sürecini şöyle anlattı: "Külek yapımında beyaz dut, siyah dut, sultani söğüt ve ceviz ağacından elde edilen keresteler kullanılır. Hızarlarda ince tahtalar haline getirilen malzemenin bir yüzü marangoz rendesi ile perdahlanır. Perdahlanan taraf küleğin dış yüzüne getirilir. Daha sonra bu tahtalar marangoz boyası ile boyanır.

Boyanan tahtalar ıslatılır ve tahtaların iyice ıslandığına kanaat getirilince bu iş için özel yapılmış, yüzeyi geniş talaş mangallarının üzerinde ısıtılır. Bu işlem sırasında ahşap iyice yumuşatılmış olur ve bu sayede külek yapılırken ahşabın kırılmadan eğilip bükülmeye hazır hale gelmesi sağlanır. Tahtalar kol gücü ile çevrilen, merdaneli, gövdesi ahşaptan yapılmış ilkel bir makineden geçirilerek kıvrık hale getirilir. Bu makinenin içeride dönen merdanesinin dış yüzeyi mutfak rendesinin yüzeyi gibidir, tırtıklıdır ve demirdendir. Bu sayede ahşabı merdane içinde kaydırmadan kıvırmaya yarar. Bu demir yüzeyi tırtıklı merdanenin etrafını çevreleyen yarım ay şeklindeki bölüm ise ahşaptandır. Islanan ve mangallarda ısıtılan tahtalar bu iki merdane arasından sıkıştırılarak geçirilir. Kıvrık halde çıkan tahtalar çivilenerek kurumaya bırakılı.

Kuruma işlemi tamamlanan kıvrık haldeki tahtalar yanmış takunya çivisi ile örs üzerinde teker teker birleştirilir. Küleğe çakılan çivilerin arkadan çıkan uçları bir iki çekiç hamlesi ile kıvrılarak bir çeşit perçin haline getirilir. Küleğe alt ve üst kasnakları geçirilir ve bu kasnaklar küleğe çakılmadan önce üdürgü ile delinir. Külekçi ustalarının kullandığı üdürgü, kol gücü ile sağa sola dönen; döndükçe de ucundaki sivri demir vasıtası ile delik açan ilkel bir matkaptır. Bu işlem çivinin ince ve zarif olan kasnağı yarmaması amacıyla yapılır. Sonraki aşamada dip tahtaları geçirilir. Külek saplı olacaksa sapları ya da kapaklı olacaksa da kapakları takılır. Bazı külekler yarım kapaklıdır. Bu durumda küçük deri parçalardan faydalanarak bir tür menteşe yapılır ve kapağın hareketli kısmının açılıp kapanması sağlanır."

Külekçilerin imal ettiği kaplar yoğurt, süt, pekmez, yağ, ayran, su ya da benzeri sıvıların taşınması veya saklanması amacının dışında da kullanılırdı. Külek eski mutfaklarda nohut, bulgur, mercimek, fasulye gibi hububatların böceklenmeden ve küflenmeden saklanmasını da sağlardı.

Külekçiliğin son ustası olarak şu anda kendisinin kaldığını söyleyen Kalay şöyle devam etti: "Türkiye`de şu anda bizden başka külek yapan yok. Mesleğin son ustası benim benden sonra bu işi devam ettirecek kimse kalmadı.  Ben bu işe 1968 yılında, 11 yaşındayken başladım. Artık küleğe talep fazla olmadığı için satışlarımız da iyi değil. Bu mesleğin kaybolmaya yüz tutmasında bununda bir etkisi var. Artık plastik kaplar kullanılmaya başlandı, fiyatları daha ucuz olduğu için onu tercih ediyorlar. Mesela plastik küleğin fiyatı bir lira ise bizim yaptığımız ahşap külek 10 lira, böyle olunca herkes bir tane küleğe 10 lira vereceğime bir lira veririm diyor. Bunun yanında bunların özel müşterileri var, bilenler alıyor.  Külekçilik mesleğinin kaybolmaması için desteğe ihtiyaç vardır."

Külek yapımında kullanılacak ağaçları bulmanın zor olduğuna değinen Hüseyin Kalay şu şekilde konuştu:" Külek yapmak için ağaçları sanayide bulabilirsek orada alırız bulamazsak gider köylerden alırız. Sonra sanayide onları kestiririz. Daha sonra aldığımız bu kesilmiş tahtaları belirli ölçülere göre yaparız ya da müşterinin isteğine göre hazırlarız. Yoğurt küleği, pekmez küleği, yağ küleği, ekmek küleği ne isterlerse yaparız. Küleklerin ölçüleri değişiyor, 1 kiloluk külekler var, beş kiloluk olanları var ve daha fazla alacak şekilde yapılan külekler var. Bu küleklerde akma olmaz, zamanla tahta şişer ve akmayı engeller. Külek bir süre ekmeği bayatlatmaz, ekmek tazeliğini korur. Külekler sağlık açısından zararlı değildir, organik diyebiliriz. Tamamen doğal malzemeden yapıldığı için bu konuda bir sakıncası yoktur. Küleklerin uzun süre kullanılması için temiz tutulması gereklidir. Küleklerin fiyatı ölçüsüne göre değişir, 10 liradan başlar, 50 Liraya kadar çıkar."

Mesleğin kaybolmaması için desteğe ihtiyaçları olduğunun altını çizen Kalay: "Bu mesleğin kaybolmaması için Belediyenin, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü`nün destek vermesi gerekir aynı zamanda koruma altına alması lazım. Usta yetişmesi için gerekli destek verilmelidir.  Mali olarak destek vermeli ki meslek ayakta kalmaya devam etsin. Çırak yetişmiyor bunun nedeninden bir tanesi de buradan alacağı paranın onun ihtiyaçlarını karşılayamamasıdır. Bizim de yeterli gücümüz yok ki vermemiz gereken ücreti ödeyebilelim. Bunun için de yardım edilmesi lazım ki bizden sonra gelecek külek ustaları yetişebilsin.

Daha önce İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünden bir kişi geldi, sana biraz para ayırdık usta, Müdür Beyle görüşmen gerekiyor, ben seni ararım gelir görüşürsün,  ondan sonra senin paranı verelim dedi. Sonra da arayan soran olmadı. Ben aradım ne zaman görüşeceğiz, yardım edecek misiniz diye sordum. Senin şartların tutmuyor, külekçi olarak kaydın geçmiyor, sana belge düzenlenecek dediler. Ama iki yıldan beri daha düzenleyecekler. Ben marangoz ustasıyım, zaten külekçiliğin bir ustalık belgesi yok. Marangoz ustasıyım ve yıllardır bu işi yapıyorum. Olmayan bir şeyi benim almam imkânsız. Bunun dışında diğer kurumlardan ve Belediyeden kaybolan bu meslek dalından dolayı kimse arayıp sormadı." diyerek sahip çıkılmadığı için değerli bir meslek dalının da kaybolmak üzere olduğuna dikkat çekti.

Yaklaşık 60 yıl külek ustalığı yaptıktan sonra 15 sene önce mesleği bıraktığını söyleyen eski ustalardan Hüseyin Külekçi şöyle konuştu: " çırak olmazsa ne olacak yetişen olmazsa meslek nasıl devam edebilir. 15 sene önce mesleği bıraktım, doğduğumdan beri bu işe devam ettim diyebilirim. Çünkü baba mesleğiydi, bize ondan miras kalmıştı. Şu anda 79 yaşındayım, 18-19 yılı çıkarırsan 60 sene bu mesleği yaptım diyebilirim.  Çırak gelmiyor bunun sebebi gençlerin kısa yoldan memur olup avantadan para kazanmak istemeleri etkili oluyor. Bu bir el sanatıdır ve çok emek isteyen zor bir iştir.  Sabır gerektirir, ağacın kesilmesinden başlayıp onun külek oluncaya kadar geçirdiği sürede hem fazlasıyla alın teri dökeceksin, hem de büyük bir sabırla bekleyeceksin. Gençler buna dayanamıyor, hemen her şey olsun bitsin ve biz paramızı alıp keyfimize bakalım diyor. Teberiğimiz bu ustamız kaldı yani son adam. Teberik demek bir anlamda son olarak kullanılır, korunması için bırakılan emanettir. Bu ustamız da işi bırakırsa meslek Kahramanmaraş'ta tamamen bitti demektir."

 (Fatih YALÇIN) 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —