Minik Esra yaklaşık dört ay önce
Kahramanmaraş'a gelmiş Suriyeli ailenin en büyük çocuğu. Esra'yı talihsizlikler
anne karnındayken takip etmeye başlamış. Esra'nın babası, " ilk çocuğumuz
olduğu için biz de çok acemiydik. Bebeğin doğum öncesi ve doğum sırasında
dikkat edilmesi gereken konular hakkında çok bilgimiz yoktu. Şu anda kızıma
baktığım zaman yaşadığı talihsizliklerin biraz bizim hatamızla beraber onun
kaderi olduğunu düşünüyorum. Esra'ya baktığım zaman gözlerim doluyor, onun
etrafa saçtığı gülücüklerle hayata tutunmaya çalıştığını anlıyorum." şeklinde
konuşarak, insan hayatı, özellikle bir ailenin kendi çocuğu için, çok daha dikkatli
olması gerektiğinin önemli olduğunu söyledi.
Suriye'deki karışıklıklardan
dolayı Türkiye'ye gelmek zorunda kalan Suriye Türkmenlerinden bir ailenin kızı
olan Esra'nın durumu hakkında bilgi veren babası Hüseyin Kahya doğum sırasında
yaşadıkları talihsizlikleri şu şekilde anlattı: " Esra doğmadan önceki günlerde
biz köydeydik. Eşimin doğum sancıları başladığında çıktım ve bir taksi aradım.
Sonra bir taksi geldi eşimi de aldım ve taksiciye özel bir hastaneye
gideceğimizi söyledim. Taksi şoförü Arap'tı, biraz konuştuktan sonra onun
babamın tanıdıklarından biri olduğunu öğrendim ve bundan dolayı ona sanki biraz
güven duydum. Yolda giderken sohbet ediyorduk, ben hastaneden önce kardeşime
uğrayıp onu da alacaktım eşim yalnız olmasın diye, şoför gideceğimiz hastanenin
çok fazla para aldığını, gelenleri soyduğunu falan söyledi. Onun yerine bizim
oralarda ebelik yapanlar var, onlardan birine gitmemizin daha iyi olacağını
anlattı. Ben de ona inanarak eşimi hastaneye götürmekten vazgeçtim. Kardeşimin
evine gittik ve onu da aldık, bizim hastaneye gideceğimizi zanneden kardeşim
ters yöne gittiğimizi görünce şaşırdı ve sordu, nereye gidiyoruz diye. Ben de
durumu ona anlattım o da hayırlısı olsun dedi ve biz doğum için ebenin yanına
gittik."
Esra'nın dünyaya geldikten
sonra yaşayacağı sıkıntılar bu saatten sonra başlamış. Talihsizlikler, doğum
için seçilen yanlış insanın sorumsuzluğu ve bir şey olmaz düşüncesiyle hareket
etmesi Esra'nın kötü bir başlangıç yapmasına sebep olmuş. Esra'nın babası doğum
sırasında yaşananları şu şekilde anlattı: " Doğum için geldiğimiz ebe bir takım
şeyler yazdı ve ben hemen onları aldım geldim. Eğer kötü bir durum olursa hemen
hastaneye yetişebilelim diye taksi şoförüne ayrılmamasını söyledim. Doğum geç
kalmıştı aradan birkaç saat geçti ve hala doğum olmamıştı. Ben ebeye bir sorun
olup olmadığını sordum, ebe bir şey olmadığını söyledi. Bu birkaç saat sonunda
doğum gerçekleşmişti. Ama Esra doğduğunda ağlamamış ve yüzü morarmış haldeymiş.
Ancak yarım saat sonra ağlamaya başlamış ve bu başlamadan sonra bu defa da
sürekli ağlamaya devam etti. Bu olanlardan dolayı bana bilgi vermediler, daha
sonra öğrendim. Esra sürekli ağlıyordu ve bir süre sonra doktora götürdük,
muayenelerini yaptırdık, yine her hangi bir problemi olmadığını söyledi
doktor. Biz sürekli kontrollerine devam
ettik, her defasında gözlenen bazı sorunların zamanla düzeleceğini söyledi
doktor. Ama Esra'da ortaya çıkan gelişme bozukluğu ve diğer sorunları bir türlü
düzelmedi. Daha sonra hastanelere götürdük ve doktorlar artık bir şey
yapılamayacağını söylediler. Doğum esnasında beyne yeterli oksijen gitmemiş ve
bu da Esra'nın bu hale gelmesine sebep olmuş. Esra şu anda 6 yaşında ama hala 3 yaşında bir
çocuk gibi görünüyor."
Türkiye'ye geldikten sonra, daha önce bacaklarını hareket ettiremeyen Esra yavaş yavaş hareket etmeye başlamış. Aynı zamanda sürekli ağlamaya devam etmesine rağmen Kahramanmaraş'a geldikten sonra ağlaması da azalmış. Baba Hüseyin bunlarında Allah'ın bir lütfu olduğunu söylüyor. Baba doktorların Esra artık düzelemez dedikleri için hiç ümit olmamasına rağmen hala böyle bir beklenti içinde olduklarını dile getirdi. Kahramanmaraş'a geldikten sonra maddi durumlarının yeterli olmadığı için doktora gidemediklerini belirten Hüseyin Kahya, bu konuda yapılacak en küçük bir yardımın bile kendilerini çok memnun edeceğini söyledi.
(M.
Serhat TOPALCA)