Tarih: 15.01.2013 18:53

Yurdagül; İktidar halka ve çalışanlara zulmetmiştir

Facebook Twitter Linked-in

Yurdagül, gündemin her an değiştiği bir ülkede yaşıyoruz diyerek, "Türkiye'de gündem ne kadar değişirse değişsin, kamu görevlilerinin haklarını geriye götüren, işine aşına göz diken uygulamaların oluşturduğu gerçek gündem, her zaman varlığını korumuştur" açıklamasını yaptı.  Hükümetlerin milletin varlığı ile daim olduğunu ifade eden Yurdagül, "milletin mutluluğunun hükümetlerin başarısı sayıldığı bir ortamda mevcut iktidar,  Anayasada vurgulanan sosyal devlet ilkesinin aksine yapmış olduğu zamlarla, halka, çalışanlara zulmetmiştir." şeklinde konuştu. 

Yapılan zamlarla halka zulmedildiğini savunan Yurdagül şunları söyledi: "Bu zulmün en yakın göstergesi 2012 yılı içerisinde doğalgaza % 29,3; elektriğe % 20; mazota %13,5; benzine %12 ve kömüre yapılan  %13,9 zamdır. Bu zamların tüm tüketim maddelerine vatandaşın alım gücüne yansıması ise,  kış gününde vahim bir tabloyu ortaya çıkarmaktadır."

İktidarın 12 Eylül referandumu ile itirazlarına rağmen sınırlı bir hükmü Anayasal hale getirdiğini ifade eden Yurdagül şunları söyledi: "Tablonun bu kadar vahim olmasına rağmen, 12 Eylül referandumu ile kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı vermek üzere yola çıkan iktidar, konfederasyonumuzun sendikalarımızın tüm itirazlarına rağmen,  grevsiz oldukça sınırlı bir hükmü Anayasal hale getirmiş, iktidarla aynı paralelde olan malum sendika ise,  "toplu sözleşme hakkı" kamu çalışanlarına iktidarca verilmiş bir lütuf gibi grevsiz bir hakkı olduğu gibi kabullenmiş ve savunucusu olmuştur. Hükümetin toplu sözleşme oyunu bu kadarla kalmamış, Toplu sözleşmede son sözün söylendiği, kararlarının bağlayıcı olduğu Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun ağırlıklı olarak bürokratlardan oluşan yapısı 4688 sayılı yasa ile hüküm altına alınmıştır. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun vermiş olduğu zam oranı 2012 yılı ilk altı ayı için  %4, ikinci altı ayı için%4 artışa ve 2013 yılı için ilk altı ay %3 ikinci altı ay için %3 dür.  Kamu görevlilerine hak olarak görülen bu rakama toplu sözleşmede yetkiliyiz diyen malum sendikalar, konfederasyon ve temsilcisi sessiz kalmış, boynu bükük izlemekle yetinmiştir."

"Yukarıda özetlenen tablo toplumumuzun tamamını rahatsız eden bir tablodur" şeklinde konuşan Yurdagül, Özellikle kamu görevlilerinin özlük haklarının ve sosyal haklarının yapılan mevzuat değişiklikleri ile geriye götürüldüğünü ve çalışma şartları da her geçen gün ağırlaştırılarak kabul edilemez hale geldiğini savundu.

  Mevcut hükümet tüm gerçeklere rağmen, TBMM'nin kanun yapmasını dahi beklemeden yangından mal kaçırır gibi yüze yakın Kanun Hükmünde Kararname çıkarmayı bir beceri gibi görmüş diyen Yurdagül şu şekilde devam etti:  ''Anayasal kurumlar dahil bir çok kamu kurum ve kuruluşunun teşkilat kanununu değiştirmiştir. Özellikle 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile çalışanların özlük hakları geriye götürülmüştür. Belirtilen düzenleme ile hükümet eşit işe eşit ücret uygulamasını hayata geçirdiğini gerekçe olarak ileri sürmüştür. Ancak uygulamada böyle olmadığı çok kısa sürede ortaya çıkmıştır. Yapılan düzenleme unvan ve dereceleri eşit olanların eşit ücretinden bahsetmektedir ancak hangi işin hangi işe eşit olduğunun tanımını yapacak hakkaniyet ölçülerinde bir düzenleme mevzuatta bulunmamaktadır, bu konudaki mağduriyetler ya görmezden gelinmiş, ya da bilerek atlanmıştır.''

"FAZLA MESAİ ÜCRETLERİ DEVAM ETMELİDİR"

Yurdagül, kamu çalışanlarının  kamudaki yoğun iş yükü nedeniyle, hizmetin verimli bir şekilde yürütülmesi için pek çok kurumda mesai bitiminde ve hafta sonlarında çalışmak zorunda kaldıklarını belirtti.

 hayat pahalılığının zorlamasıyla günlük çalışma saatlerin dışında ödenen fazla çalışma ücretlerinin kamu çalışanlarına ekonomik katkı sağladığını ve gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturduğunu dile getiren Yurdagül şunları söyledi: '' Yeni yılla birlikte vergilerde, harçlarda ve birçok kalemde enflasyon oranının çok üzerinde artışlar, zamlar yaparken, kamu görevlilerinin gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturan fazla çalışma ücretleri kaldırılmıştır. Kamu çalışanları fazla çalışma uygulaması ve bunun karşılığında ödenen fazla çalışma ücretine güvenerek ileriye dönük borçlandı, bankalardan kredi kullandı. Şimdiyse kara kara borçlarını nasıl ödeyeceklerini düşünüyor.''

Yurdagül, Fazla çalışma ücretlerinin kaldırılması, çalışanların hayat standartlarında ve alım gücünde ciddi bir azalmaya yol açtığını belirtti.

EK ÜCRETLER  EMEKLİ AYLIKLARINA DAHİL EDİLMELİDİR.

Emekliler ise, hayatlarını idame ettirebilmek için zorunlu olarak ikinci bir işte çalışmak

zorunda bırakılmaması gerektiğini ifade eden Yurdagül şunları söyledi: '' Kamu görevlilerinin aylıklarına ilave olarak ek ödeme, döner sermaye, fon vb. çeşitli adlar  altında yapılan ödemeler emekli aylığının hesaplanmasında dikkate alınmamaktadır. Ülkemizde kamu görevlilerinin çalışırken aldıkları ücretlerle emekli aylıkları arasında uçurum yaratılmıştır. Günümüz hayat şartlarında kamu çalışanları emekli olduklarında uğrayacakları gelir kaybını göze alabilmeleri mümkün değildir. Kamu çalışanları geçim derdiyle karşı karşıya bırakılmakta, çalışmaya mahkum edilmektedir. EK ödemelerin emekli aylığına dahil edilmemesi çalışanların emekli olması önünde en büyük engeldir. Emeklilik süreci çalışanların gelirinde yüzde 50 civarında azalmaya neden olmakta on binlerce kamu çalışanı emeklilik hakkını kullanamamaktadır. Ek ödemelerin yeni bir düzenlemeyle bir an önce emeklilik maaşına dahil edilmesi, bir çok kamu çalışanının emekli olmasını sağlayacağı gibi, bu nedenle de işsiz gençlerimize istihdam alanı sağlayacaktır.'' ( M.Serhat TOPALCA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —