Bey Cami olarak bilinen ve
Dulkadiroğlu Seyyid Mustafa Bey döneminde yapılan caminin bahçesinde Medrese ve
mezarlık olmasından dolayı Kahramanmaraş'ta tek cami olduğu söyleniyor. İlk
dönemlerde medresede ders verilirken şu anda medrese yıkılma aşmasına gelmiş.
Vatandaştan aldığımız bilgiye göre medrese ve çevresi kontrol edilmediği zaman
tinerciler ve alkolikler kullanıyor. Aynı mahallede doğan ve büyüyen cami imamı
çocukken medresenin kısmen faaliyette olduğunu ve bahçesinde teravih
namazlarının kılındığını belirtti. Camiye ait olan mezarlıkta Dulkadiroğlu
Süleyman Beyin ve aynı aileden birçok kişinin yattığını biliniyor. Daha önce
yetkilerle görüştüğünü, mezarlıkla ilgili çalışmanın yapılması gerektiğini
söylediklerini ancak ondan sonra kimsenin ilgilenmediğini söyleyen cami imamı,
Mezar taşlarındaki yazılardan birçoğunun silindiği için tarihe kaynaklık edecek
önemli bilgilerin de yok olduğunun altını çizdi.
Mülkiyeti Vakıflar İl
Müdürlüğü'ne ait olan camii'nin bakım ve restorasyon çalışmalarına kimse
müdahale edemiyor. Her gün biraz daha yıpranan caminin ilgisizlikten dolayı
yakında yıkılma aşamasına geleceğini belirten cami cemaati, yetkililerin bir an
önce bakım çalışmalarına başlamasını aksi halde tarihi bir eser olan yapının
yıkılmasının önlenemeyeceğini dile getirdi. Mahalle halkından ve cami imamından
edindiğimiz bilgilere göre, Vakıflar İl Müdürlüğü'nden gelen yetkililer
tarafından caminin bakımı ve ihtiyaçları için gereken özenin gösterilmediği
dile getirildi.
21 senedir buraya bakım
yapılmıyor, Vakıflar İl Müdürlüğü'nden yılda bir kere geliyorlar bakıyorlar,
alınan yeni eşyaları kayıt altına alıyorlar şeklinde bilgi veren cami imamı
yetkililerin diğer işlemler için çalışma yapacaklarını söylediklerini ancak
yıllardır somut bir çalışma yapılmadığını belirtti. Uzun süredir Bey Camii'de
görev yapan imam, Bu caminin restorasyon çalışmaları için sıraya alındığını
ancak ne zaman buraya sıra geleceği hakkında kesin bir bilgi verilmediği
söyledi..
Caminin sorunları ise şu
şekilde anlatıldı. "Buranın sorunu çatı olmasından dolayı akıntı var ve ben
oralara kova ya da başka eşyalar koyarak caminin içini korumaya çalışıyorum.
Ben çatıda birkaç yere naylon serdim ama rüzgâr atıyor o da sağlıklı olmuyor. Buranın
üst tarafı, hatırlıyorum topraktı. Eskinden silindir şeklinde lo' denilen taş
vardı onunla toprak damın akmaması için lolanırdı. Caminin aynı zamanda
elektrik sorunu var, 5000 bin lira elektrik borcu vardı ben çeşitli yerlerden
yardım toplayarak 2 bin 500 liraya düşürdüm. Ancak tamamını ödeyemediğimiz
elektrik için açılmıyor ve cemaat bundan dolayı kış günü sıkıntı çekiyor."
Tarihi bir özelliğe sahip olan caminin halk dilinde dolaşan yapılış hikayesi şu şekilde anlatılıyor: "Burası tarihi bir cami, ulu camiden daha eski bir cami. Buralardan daha bir tane bile ev yokken Dulkadiroğlu Mustafa Bey buradan gezerken, burada bir insanın ibadet yapabileceği bir yer yok mu diyor. Mustafa Bey böyle konuşurken yanında bulunan seyisi diyor ki, beyim buraya öyle bir mum yak ki hiç sönmesin. Benim elimde bulunan mum bir esintide sönüyor ama senin burada yaktığın mum hiç sönmesin diyor. Mustafa Bey akşam yatağında bunu düşünüyor, bu adam bana ne demek istedi, öyle bir mum yak ki hiç sönmesin dedi. Bu nasıl olur diye düşünüyor. Rüyasında ona ancak bir cami yaptırırsan sönmez, sen ölsen bile yaptığın hayrın devamı arkandan gelir diyorlar. Öylece Mustafa Bey sabah kalkıyor ilk kazmayı vuruyor ve bu şekilde caminin yapımına başlıyorlar."
(M. Serhat TOPALCA)