Kahramanmaraş`ın Tekerek köyünde dünyaya gelen Selim Kale 12 yaşında başladığı güreşe karşı çok aşırı bir zaafı olduğunu söyledi.
Pehlivanlar diyarı olarak
anılan Kahramanmaraş`ın güreş alanında çok harika bir potansiyeli olduğunu
belirten SGK güreş takımı antrenörlüğü yapan Selim Kale 2 yıl yürüttüğü güreş
milli takımı antrenörlüğüne yeniden başladığında mutlu olacağını dile
getirdi. Kale güreş yaşamında bir çok
sıkıntılar yaşadığı için bu anlamda içinde uhde kaldığını dile getirdi. Uzun yılların
tecrübesini ve bilgisini paylaşmak için bir fırsat beklediğini açıklayan Kale
görev verildiği zaman bunu layıkıyla yapacağının altını çizdi. Sporcular için
kampın çok önemli olduğunu belirten Kale, kamp çok önemlidir, güreşi bıraktığım
dönemlerde yeniden başladığımda bir süre kamp yapmıştım, o 15 günlük kampın
performansı beni bir yıl zinde tuttu. Yıllarca kampta kalan insanlar vardı,
onları düşündüğümde keşke ben de bu kadar sürede kamplarda kalsaydım, o zaman
her şey çok daha farklı olur diye düşündüm diyerek kampların önemine vurgu
yaptı. Güreş Milli Takımı antrenörlüğü yapan ve şu anda SGK güreş takımında
görevine devam eden Kale ile yaptığımız röportajda, sorularımıza samimi bir
şekilde cevaplar verdi.
YILLARCA GÜREŞ YAPMIŞ VE ŞU ANDA ANTRENÖRLÜK YAPAN
SELİM KALE KİMDİR?
Selim Kale: Kahramanmaraş`ın eski Tekerek köyü ismiyle
bilinen, şimdi Haydarbey mahallesine bağlı Tekerek Pınarbaşı köyündenim. 1960
doğumluyum, ilk okulu Üngüt köyünde okudum, orta okulu Kahramanmaraş ve liseyi
Kahramanmaraş endüstri meslek lisesinde tamamladım. Şu anda Sümerbank
emeklisiyim, Milli Takım güreş
antrenörlüğü yapıyorum, aynı zamanda Sosyal Güvenlik Kurumu Güreş takımı
antrenörlüğü görevini de yürütüyorum.
GÜREŞ HAYATINIZ NASIL BAŞLADI?
Kale: Benim çocukluğumdan beri
güreşe karşı çok aşırı zaafım vardı. Ufakken pehlivanları gördüğüm zaman bir
müddet hayran bir şekilde bakardım onlara, bakmaktan dahi zevk alırdım. Hatta
çocukken bir gün, abimle ben ulu caminin
oradan giderken Hasan Temel hocamız vardı, onu gördük abim Selim işte Hasan
pehlivan bu dedi. O da postaneye doğru gidiyordu, abi sen biraz bekle ben
arkasından gideyim biraz bakayım dedim. Ve bir süre Hasan hocanın arkasından
onu takip ettim. O kadarki ruhuma işlemiş, aynı zamanda Peygamber sporudur bu.
12 yaşındayken arkadaşımın vesilesiyle güreşe başladım. Eskiden Batı Park Spor
salonunun ön tarafında, tabanın altında, çukurun içinde antrenman yapardık.
Herkes oraya giriyordu ben ne var diye bakayım dedim girdim ve işte arayıp da
bulamadığım eğlence bu dedim. Ve ondan sonra sürekli gidiyordum.
Kahramanmaraş`ın ilk resmi hocası ve bizim hocamız olan İsmet Alparslan ile
çalışmalara başladık. Bu şekilde Hasan hocayla ve diğer hocalarımızla çalıştık.
1974 yılında Kahramanmaraş`a güreş eğitim merkezi kuruldu. 74,75,76 yıllarında
güreş eğitim merkezinde çalışmalara devam ettim. Her üç ayda bir antrenör
getirirlerdi dışarıdan, Mehmet Yüce, Avrupa dünya olimpiyat şampiyonu, Nasuh
Akar gibi hocalarımızla üç aylık dönemler halinde çalıştık. Erbakan ve Ecevit
koalisyonunun olduğu dönemde Çalışma Bakanlığı Erbakan Hocaya aitti, sanayi
alanındaki bütün kurumlara güreş takımı kurdurdu. Ben de o zaman 16 yaşında idim ilk güreş
takımına Sümerbank`ta girdim. 10 yıl
boyunca ben sürekli bu takımda çalışmalarıma devam ettim, bu bana nasip oldu.
Hem yıldızlar serbest, hem gençler serbest hem de karakucak gençler ve büyüklerde Türkiye`de bir çok
dereceler nasip oldu.
Hep dışarıdan gelen hocalar
var dediniz, o dönemde Kahramanmaraş`ta antrenörlük yapacak güreş hocası yok
muydu?
Kale: Spor genel müdürlüğünün
yaptığı bir iş olduğu için sanıyorum değişiklik olsun diye
gerçekleştiriliyordu. İsmet Alpaslan ve Hasan Temel hocamız vardı o dönemde
mesela. Ama belirttiğim gibi değişiklik olsun diye yapıldığını tahmin ediyorum.
KAHRAMANMARAŞ GÜREŞ ALANINDA HANGİ NOKTADIR?
Kale: Kahramanmaraş Türkiye`de
pilot bölgelerden biri. Üç beş tane çok iyi durumda olan iller var, bunların
içinde en önde gelen Maraş`tır. Hatta Kahramanmaraş`ın eski isimlerinden biri
zaten Diyarı Pehlivaniye, diyarı Zülkadiriye diye geçer, Maraş`ın ilk en eski
ismidir. Kahramanmaraş`ta güreşe başlayıp 6 ayda Türkiye şampiyonu olan
arkadaşları biliyorum. Kahramanmaraşlı olarak Cumhuriyet tarihinde dünya
şampiyonu olan Ahmet Ak yine bizim köydedir. Bu arkadaşı keşfetmek bana nasip
oldu ve kendisi dayımın oğludur. 1988`de olimpiyat şampiyonu oldu ancak bir
haksızlık oldu elinden aldılar, bunu dünya biliyor. Yarışmaların Kore`de olması
ve rakibinin de Koreli olmasından dolayı büyük bir haksızlık oldu. Hatta hala o
haksızlık bir örnek olarak gösterilir. 4-0 galipken oyuna getirip mağlup
ettiler. Son şampiyonumuzda yine Tekerek köyünden Selahaatin Kılıçsallayan
oldu. Ahmet Ak gibi bu arkadaşımızdan da yine çok ümit varız. Bizim köyümüzde
yine 20 kadar Türkiye`de ve Dünyada başarısı olan arkadaşlarımız var. En çok
şampiyon yetiştiren köy olarak Türkiye`de Kahramanmaraş`ın Tekerek köyü ilk
sırada gelir desek her halde yalan olmaz.
BİLDİĞİM KADARIYLA FARKLI ALANLARDA DA ÇALIŞMALARINIZ
VAR BUNLAR NELER?
Kale: Çeşitli derneklerle
ilgili çalışmalarım var, mesela Veren El Derneğinde bazı faaliyetlerin içinde
bulunuyoruz. İHH Derneğiyle yine çalışmalarımız var. Anadolu Gençli Derneğinde
yine gençlerle beraber bir takım çalışmalarımız oluyor. Musiki çalışmalarımda
da tasavvuf ve mehter çalışmalarım var. Kahramanmaraş Belediyesinin Necip Fazıl
Kısakürek Kültür Merkezsinde konservatuarı var, orada Mehmet Pakdil ve Zekai
Dilgen hocamız var, onların yanında devam ediyoruz. Bu musiki alanına genel
olarak ilgim var bu konuyla da hobi olarak ilgileniyorum diyebilirim.
AKTİF OLARAK GÜREŞE KAÇ YIL DEVAM ETTİNİZ?
Kale: Aktif olarak güreşe 10
yıl devam ettim, 1975 yılında karakucak bölge şampiyonası düzenlenmişti orada
ikinci oldum. Edirne Kırkpınar`da karakucak Türkiye şampiyonası yapıldı, 15 yaş
gençlerde orada da 4. oldum. 16 yaşında Ankara`da yıldızlar Türkiye 3`sü oldum.
17 yaşında gençler serbestte Sivas`ta Türkiye şampiyonu olmak nasip oldu.
1978`de Kahramanmaraş`ta yapılan kara kucak Türkiye şampiyonasında birinci
oldum, 1979 yılında Van`da yapılan Türkiye kara kucak yarışmasında Türkiye
şampiyonu oldum.
GÜREŞE NE ZAMAN ARA VERDİNİZ VE NEDEN?
Kale: 1979 yılında bazı
olumsuzlar nedeniyle ara vermek zorunda kaldım. Ben sosyal anlamda biraz atik
bir insandım, tüm sosyal faaliyetlere katılırdım. İsterdim ki gücüm yetse de
dünyada bütün insanlara iyilik yapsam ve hizmet etsem. O zaman siyasi bir arena
vardı, seçim dönemiydi. Hocam, oğlum sen oyunu nereye vereceksin dedi, ben de
hocam işte şu partiye vereceğim dedim. Herkes gizlerdi ben hiç gizlemedim. O
zaman Milli Selamet Partisi vardı ve biz onun döneminde girmiştik Sümerbank`a.
Ben işte Necmettin Erbakan`ın Milli Selamet Partisine oy vereceğim hocam dedim.
Öyle mi dedi, hocamız siyaseti çok güçlü birisiydi, tuttuğunu göğe çıkarıp,
tutmadığını yerin altına sokacak kadar siyasi olarak güçlü ve tecrübesi olan
biriydi. Allah rahmet eylesin, hastanede yatıyordu gittim geçmiş olsun hocam
dedim, bir müddet sağ ol diyemedi gözümün içine baktı, ağır hastaydı o zaman,
duygulandı sağ ol oğlum sağ ol dedi. İyi pehlivandın, daha iyi pehlivan
olacaktın dedi ama parmağıyla kendini işaret ederek, büyük engelleme oldu benim
tarafımdan demek istedi.
GÜREŞİ BIRAKMANIZ SİYASİ BİR OLAY MIYDI?
Kale: Şimdi o zaman en yetkili
hocamız oydu, Türkiye`nin her tarafında sözü geçen bir insandı. Biz de biraz
gençtik tabi, bariz haksızlıkları görünce bu defa bende bir soğukluk oldu. Yani
hep haksızlık mı olacak dedim, bıraktım güreşi. Üç yıl güreşle hiç ilgilenmedim,
üç yıl sonra askere gittim, Türk Silahlı Kuvvetlerinde ordunun milli takımına
girdim. Güreşimizi sürdürdük, dönüşte de çok güzel bir performans yakaladım.
1983, 84, 85 yılında çok güzel gitti güreş hayatım. O dönemde Maraş`ta benimle
denk 10 tane arkadaş vardı, hepsi de Türkiye şampiyonu idi. Bu dönemde de
başarılarım oldu, ve Milli Takıma 68 kiloda bir kişi istiyorlardı, ben içimden,
ben girerim galiba diye düşündüm. Çünkü bu dönemde performansı en iyi olan
bendim, diğer arkadaşlar da çok iyiydi ama benim performansım daha öndeydi. Ama
bu on kişilik grup içinden en son sırada yer alan arkadaşımız gitti, bu da
Hasan hocamızın oğluydu. İşte burada artık sana güreşte ilerleme yok diye
düşündüm.
GÜREŞİ BIRAKTIKTAN SONRA NELER OLDU, TEKRAR NE ZAMAN
BAŞLADINIZ?
Kale: Ondan sonra 1986 yılında
Adana`da Kızıldağ yaylasında Bulgaristan göçmeni Yüksel Dinçer diye bir
arkadaşımızla güreşirken omuzum kırıldı. Omuzum kırıldıktan sonra ilk defa
güreş hayatımda ağladım çünkü çok iyi hazırlanmıştım. O yıl bütün kara kucak
güreş festivallerini rahat götürürüm diye düşünüyordum. Hani bir şeyin piri
derler ya, kara kucak alnında da durumum çok iyiydi. Kara kucak dünya
şampiyonası düzenlense ben şampiyon olurum diye içimden geçerdi. 1990 yılında
güreş ihtisas kulübünün antrenörlüğünü yap dediler. Sade hizmet olsun diye beş
yıl boyunca her gün gençleri çalıştırdım. 70-90 kişiyi çalıştırdım ve bunların
arasında da şampiyonlar çıktı. Bu kadar emek veriyorum madem dedim haftada bir
gün de bu gençlere ahlaki çalışma yapayım diye düşündüm. Ahlakınız güzel olsun
derdim, çünkü birinci sırada ahlak gelir, ikinci sırada ders, üçüncü sırada
güreş gelir derdim çocuklara. O zaman bazı dolaylı engellemeler oldu, ben de
bıraktım. en çok öğrenci çalıştıran, ücretsiz eğitim veren ve çok kalabalık bir
kitleye güreş dersi veren bir hocayım dedim ve bıraktım.
KİMLER ENGEL KOYDU, NE GİBİ ENGELLER BUNLAR?
Kale: O zamanki yetkililer,
1995 yılıydı yanlış hatırlamıyorsam. Spor İl Müdürlüğü`nden şube müdürleri
arkadaşlar önümüze bir engel koydu. Benim gördüğüm kadarıyla, ahlaken de bir
şeyler vermeye çalışıyordum bundan rahatsız olanlar oldu diye düşünüyorum.
Bundan rahatsız olanlar oldu ve biraz da kıskançlık da söz konusuydu. Ücret
alan arkadaşlar eleman bulamıyor, ben bedava çalıştırıyorum akın akın çocuklar
geliyor. Bu engel olmanın bir Arapçasıdır dedim ve eyvallah dedim çektim
gittim.
TEKRAR NE ZAMAN BAŞLADINIZ?
Kale: AK Parti iktidar
olduktan sonra 2003 yılında yeni bir yönetim geldi. Ahmet Ak il müdürü oldu
şimdi daire başkanı Ankara`da. Bana ara salonda antrenörlüğü tekrar verdi.
Yaklaşık 150 kişinin günlük yoklamasını yapardım. Rekor yani, Maraş`ta 72`den
beri 150 kişinin bir arada çalışması Allah`ın izniyle, bir rekordur. 30`ar kişi
bölüm bölüm ayırırdım, altı buçuk saat çalışırdım. Cüzi bir ücret karşılığı bu
şekilde devam ederdim. Bunların içinden
de böyle çok iyi olacak çocukları seçtim onlara biraz daha ağırlık verdim.
Gelen hiç bir çocuğu reddetmedim, gel çalıştırayım dedim. Şundan dolayı reddetmedim,
bu çocuk ben güreşçi olacaktım, filan hoca bana engel oldu diyecek. İkincisi o
çocuk ahlaksız olacağına, balici olacağına burada gelir hem beynine hem de
bedenine bir şeyler veririm diye gelen hiç bir çocuğu reddetmedim. Hiç
kabiliyeti dahi olmayan çocukları burada yorulsun, pişsin diye geri çevirmedim.
150 kişinin içinden yetenekli olan 15 kişiyi seçtim ve bunlardan 12 kişiyi
takıma aldım. Bu 12 kişinin oluşturduğu takım Ordu`da düzenlenen yarışmada
güreş eğitim merkezini kazandı ve Türkiye şampiyonu oldu. Bir yıl sonra 12-13
yaş grubunda Türkiye şampiyonu oldular. Ondan sonra 14-15 yaş grubunda şampiyon
oldular. Ve 16-17 yaş yıldızlar
kategorisinde defalarca hem ligde hem kara kucakta hem de serbestte
Türkiye şampiyonu ve ikincisi oldular. 11 yaşından 18 yaşına kadar 13 defa kupa
aldılar. Bana da iki yıl önce Erzurum`da Türkiye`nin en centilmen ve başarılı
antrenör ödülünü verdiler.
ULUSLARARASI YARIŞMALARDA HİÇ BAŞARINIZ VAR MI?
Kale: 1979 yılında A takıma
giren rakiplerim vardı önümde, merhum
Fevzi Şeker, Oktay Aktaş hem A takıma giriyordu hem gençti. Bir yıl sonra
bunlar büyüklere geçtiler önüm açıldı ben güreşi bırakmıştım. Sümerbank`ta
çalışıyorduk, akşama kadar çalışıp ondan sonra antrenman yapmaya gidiyorduk.
Büyük kulüplerden istediler ben gitmedim köyüme karşı bir zaafım vardı, hani
bir şeye aşık olursun ya onun gibi bir durum vardı, memleketimi bırakmak
istemedim. Maraş`tan dışarı çıkmam istemedim.
HANGİ KULÜPLER TEKLİF GÖNDERDİ?
Kale: İskenderun Demir Çelik,
Ankara MTA, Malatya Şeker, Erzincan Şeker bu gibi kulüpler o zaman Türkiye
çapında kuluplerdi buralardan teklif geldi ama ben gitmek istemedim, Memlekete
olan sevgim ağır bastı. Malatya`da, buradan ne alıyorsun dediler, günlük 100
lira alıyorum dedim o zaman, sana 300 lira vereceğiz gel dediler. O zaman
Türkiye şampiyonu olmuştum ben, sağ olun hocam gitmeyeceğim dedim.
MİLLİ TAKIM ANTRENÖRLÜĞÜNE NE ZAMAN BAŞLADINIZ?
Kale: İki yıl önce yeni bir
federasyon seçimi oldu, Ahmet Ak`ın ekibi, bizim desteklediğimiz ekip
federasyon başkanı seçildi. Seçildikten sonra bize görev verdiler. Aslında
görev de hakkımızdı çünkü sıfırdan alınmış bir takıma 12-13 tane ödül
kazandırmıştık. Şu ana kadar 40`ın üzerinde başarılı çocuklar yetişti benim
antrenörlüğümde.
ŞU ANDA GÖREVİNİZ DEVAM EDİYOR MU?
Kale: Yeni görevler verilmedi,
Hamza Yerlikaya federasyon başkanı oldu, bakalım nasip kimlere verecekler.
Yeniden bir görev verilmesini bekliyorum çünkü benim takım şu anda süper ligde.
hatta biz geçen yıl kıl payı birinciliği kaçırarak Türkiye ikincisi olduk. Bazı
sakatlıklar falan oldu bundan dolayı birinciliği alamadık. Bu çocukların içinde
beyin olarak da beden olarak da şampiyonluğa yakın insanlar var.
MİLLİ TAKIM ANTRENÖRÜ OLARAK HANGİ YARIŞMALARA
KATILDINIZ?
Kale: İran`a gitmiştik bir
puanla ikinci olduk, burada İran şampiyon olmuştu. Polonya`da Avrupa
şampiyonasına katıldık, yıldızlar kategorisinde iki altın, iki gümüş, iki bronz
kazandık. Daha sonra Macaristan`a gittik fakat Avrupa dünya şampiyonluğu yakın
olduğundan A takımını yarışmalara çıkaramadık bunun yerine ikinci bir takım oluşturduk.
Bu takım biraz zayıftı tabi tam A takımı değildi, bu takımla bir dünya
ikinciliği ve bir dünya beşinciliği çıkardık. Bu yılda Avrupa şampiyonasında
final olabilecek 5 tane maçımız vardı, ikisi kaldı ne yazık ki finale. Biri
şampiyon biri ikinci oldu.
ŞU ANDA BU 12 KİŞİLİK EKİPTE GELECEKTE YILDIZ
OLABİLECEK DİYEBİLECEĞİNİZ İSİMLER VAR MI?
Kale: Antrenör olarak bir çok
tecrübeler edindim. Bir çocuğun şampiyon olabilmesi için bazı kriterler vardır.
Bir çocuğun şampiyon olabilmesi için temelini sağlam atacak bir antrenöre
ihtiyaç var. İkincisi çocuğa imkan verilecek, karnı doyurulacak ve kabiliyetli
çocuklar seçilecek. Kabiliyetli çocuk demek, bir beyin olarak kabiliyetli, iki
fizik olarak kabiliyetli. Fizik olarak kabiliyetli çocuklar var, çok iyi güreşir
ama sınırı geçemez. Beyini çok sağlam bedeni çok zayıf çocuklar var, bunlar da
bedenen kaybediyor. Daha istikrarlı maç yapıyorlar ama bir noktada fiziken
kaybediyorlar. Fiziki ve beyin olarak sağlam olan çocuklar hedefe çıkacak
olanlardır. Zekai Aslan diye bir arkadaşımız var, suiistimal olmazsa, rabbim
nasip ederse çok ümidim var. Ve bununla beraber bir kaç kişi daha var.
GELECEK İÇİN ÜMİTLERİNİZ VE HAYALLERİNİZ NELER?
Kale: Ben iyi imkanlarla, iyi
bir kulüpte antrenörlük yapmak istiyorum, bu işi çok seviyorum. Bildiğim her
şeyi paylaşmak istiyorum. Ama şu ana kadar hedefime ulaşamadım, hep bir şekilde
engeller oldu, imkan bulup yapamadım. Bunu gerçekleştirmek istiyorum. Hem güreş
yapamadım hem de antrenör olarak yapmak istediklerimi tam olarak yapamadım, bu
hep içimde uhde olarak duruyor.
(Röportaj: M.Serhat TOPALCA)