Bakan Yılmaz, Almanya ve Hollanda
Savunma Bakanları ile Merkel'in Kahramanmaraş'a yaptığı ziyareti değerlendirdi.
Türkiye'nin tarihten bu yana pek çok alanlarda Almanlarla birlikte hareket
ettiğini anımsatan Yılmaz, "Kendi ülkesinden bir yöneticinin görev yaptığı
birliği ziyaret etmesi orada görev yapanların motivasyonunu artırır. O halde
Merkel'in, Alman Savunma Bakanının veya Hollanda savunma bakanının kendi
birliklerini denetlemesi oradaki askerlerine moral verir. Biz de Kosova'ya
gittiğimizde, Bosna Hersek'e gittiğimizde veya bakanlarımız, başbakanlarımızın
Afganistan'ı ziyaret ettiğinde oradaki birliğimizin motivasyonu artıyor.
Merkel'in bu ziyareti de Alman birliğinin motivasyonunu artırmıştır. Türkiye
ile Almanya arasındaki dostluk seviyesini bir adım daha öteye götürmüştür. Biz
biliyorsunuz geçmişte de Almanlarla çok birlikte hareket ettik, çok savaştık.
Dolayısıyla da şu anda da yan yana omuz omuza bir tehdide karşı duruyoruz"
dedi.
Patriotların Türkiye'ye yerleştirilme sürecini
de anlatan Bakan Yılmaz, uzun bir incelemenin ardından Kahramanmaraş, Gaziantep
ve Adana'nın tercih edildiğini söyledi. Patriotlar yerleştirilirken, en az
füzeyle en geniş bölgenin korunmasının amaçlandığını vurgulayan Yılmaz, şöyle
konuştu:
"İlgili ülkelerden bir ekiple hem Malatya'yı
hem Maraş'ı hem Adana'yı hem Antep'i gezdiler. Bu coğrafyanın her yerini
gezdiler. Gezdikten sonra en makul sayıdaki bataryayla en geniş seviyede, hangi
bölgelerde, hangi illerde ve hangi noktalarda yapılır bir çalışma yaptılar. Bu
teknik çalışma sonunda 3 yere konulursa patriotların en geniş seviyede koruma
yapacağı teknik bir raporla ortaya çıktı. Amerikalılar Antep'te, Hollandalılar
Adana'da ve Almanlarda Kahramanmaraş'ta konuşlandırılmasına karar verdiler ve
15 Şubat tarihi itibariyle de bu patriotlar tam operasyonel kabiliyete geçtiği
ilan edildi. Nihayetinde de bu ülkeler önce bataryaları kendileri kurdu, komuta
ve denetimini de NATO'ya devrettiler. Bu bir savunma sistemi, gönül arzu eder
ki hiçbir zaman kullanılmasın. Bunun kullanılmamasının şartı nedir? Bu basiretini
kaybetmiş yönetimin bir çılgın harekette bulunmamasıdır. Biz bunları koyduk
caydırıcılık sağlanmış mıdır? Kesin caydırıcılık sağlanmıştır. Bunun yanında
bütün teknik personelin ortak değerlendirmesi de risk seviyesinin düşük olduğu
yönündedir bu noktada mutabakata vardılar. Biz de aynı görüşteyiz."
Bakan Yılmaz, Türkiye'nin kendi savunma
sistemini kurması için de harekete geçtiğini anımsattı. Bunun için ihaleye
çıkıldığını kaydeden Yılmaz, "Bu ihaleye Ruslar, yine patriot firması patriotu
yapan firma, Fransa-İtalya ortaklığında bir firma ve bir de Çin'den teklifler
geldi. Bu teklifleri aldık, değerlendirmemizi yapıyoruz ve kendi savunma
sistemimize sahip olacağız" ifadelerini kullandı.
"SURİYE'Yİ
DESTEKLEYEN ÜLKE SAYISI BİR ELİN PARMAKLARINI GEÇMEZ"
Bakan Yılmaz, Suriye konusunda Türkiye'nin
yalnız kaldığı yönündeki eleştirilerin de doğru olmadığını ifade etti.
Suriye'yi destekleyen ülke sayısının bir elin parmaklarını geçmeyeceğini dile
getiren Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bu Suriye ile olan krizler başladığında tek
başınıza kaldınız, yalnız kaldınız, öyle oldu, böyle oldu, niye böyle oldu'
diye eleştirenler oldu. Oysa Suriye'yi Birleşmiş Milletler genel kurulunda
yüzün üzerinde ülke kınadı. Suriye'nin yanında olan devlet sayı 3 ü 5'i geçmez.
Şu anda bile sayın Suriye'yi destekleyen Çin'i sayarsın, Rusya'yı sayarsın,
İran'ı sayarsın belki bir iki devlet daha koyarsın veya koymazsın. Belki Irak'ı
koyarsın ama bir elin parmaklarını geçmez. Ama bütün toplum, Suriye yönetiminin
kendi halkına yönelik yaptığı saldırıları kınıyor. Şüphe yok. Dolayısıyla biz
Suriye halkının yanında olduk, belli bir süreç içinde Suriye halkını
destekleyeceğiz. İnşallah en kısa sürede de gerçek bir barışa ulaşılsın."
"TÜRKİYE
BÖLGENİN EN GÜÇLÜ ÜLKESİDİR"
Türkiye'nin konumu itibariyle bölgesinin en
güçlü ülkesi olduğunun altını çizen Bakan Yılmaz, artık küresel aktör olma
yolunda da emin adımlarla ilerlendiğini işaret etti. Bunun yanında Türkiye'yi küresel
güç olarak nitelendirenlerin de olduğuna değinen Yılmaz, "Türkiye bu bölgenin
en güçlü ülkesidir. Bize bölgesel güç diyorlar, kimisi ise küresel güç diyor.
Küresel güç olarak adlandıranlar var. Aktör oldunuz' diyorlar. Yani sadece
kendi bölgenizle ilgilenmiyorsanız. Kendi bölgeniz dışında Burma'daki
insanlarla da ilgileniyorsanız, eğer Endonezya'daki insanlarla, Somali'yle
ilgileniyorsanız. Siz küresel bir aktörsünüzdür. Ancak kendi bölgenizle
ilgileniyorsanız bölgesel güçsünüzdür. Türkiye hangisidir? Bölgesel gücün
ötesinde küresel güç olmaya giden bir ülke. Bunun bir şartı var. Birlik ve
beraberliğimizi korumamız lazım" şeklinde konuştu.
NATO BİRLİĞİNDE
GÖREV YAPAN TÜRK ASKERLERİ
Savunma Bakanı Yılmaz, NATO bünyesinde Alman
ve Hollanda birliklerinde görev yapan Türk askerlerinin de bu durumdan memnun
olduğunu belirtti. Bu kişilerin gönüllülükle bu göreve talip olduğuna dikkat
çeken Yılmaz, askerleri kendi personelleriymiş gibi gördüklerini ifade etti.
Askerlerin de dönüşümlü olarak Türkiye'de görev yapacağını aktaran Yılmaz,
sözlerini şöyle tamamladı:
"Askerlerimizin hepsi çok memnunlardı. Bir
sıkıntı yok. Zaten bu askerler bir dönüşüme tabiler ve devamlı kalmayacaklar.
3-4 ay sonra buradaki askerler yerine yeni bir ekip gelecek. Bu aynı zamanda o
ülkelerin kendi askerlerinin eğitimi için de canlı bir tatbikat olmuş oluyor.
İyi bir fırsat oluyor. Uluslararası dayanışmanın gösterilmesi açısından da
önemli bir fırsat. Türkiye'nin nüfusu 75 milyon. Tabi bunun yanında gidip başka
ülkenin vatandaşlığına geçenler var. Bizim vatandaşlıktan çıkanlar var. Bizim
vatandaşlığı da o ülkenin vatandaşlığını da çifte vatandaşlık olarak taşıyanlar
var. Dolayısıyla bizim nüfusumuz 75 milyon değil. Dünyanın dört bir tarafını
düşünürseniz Türkiye 80 milyon bir nüfusa sahip. İşte buradan gelenler de dünkü
gelen kardeşlerimiz hem Almanya hem de Türkiye vatandaşı. Buraya gelerek hem
Almanya'ya hem Türkiye'ye hizmet ediyorlar. Kendilerini çok moralli gördüm.
Bizim gerek valimiz, gerek komutanlarımız, o kardeşlerimizin herhangi bir
talepleri durumunda onları hem bizim hem de Almanya'nın personeli olarak
görüyoruz. Kaldı ki biz Almanya'ya, Hollanda'ya, Amerika'ya, teşekkür ediyoruz.
Onlar kendiliklerinden gelmediler, bizim talebimiz üzerine geldiler. Onlar
bizlerin misafirleridir. Türk milleti de kendini korumasına katkı sağlayan
misafirlerine en güzel misafirperverliği gösterecektir".İHA