Tarih: 27.02.2013 17:58

Bu işin sırrı ustalık değil

Facebook Twitter Linked-in

Ulu Cami civarında yıllardır Şam tatlısı yapıp satan Fevzi Karabörk bir ürünün beğenilmesi ve lezzetli olmasın da temiz bir ortamda hijyenik olarak üretilmesinin önemli olduğuna vurgu yaptı.  Besmelenin ve Salavatın yaptığı işin sırrı olduğunu söyleyen Karabörk şöyle konuştu: ''Bizim yaptığımız değişik hiçbir şey yok ama ben işime hiçbir zaman abdestsiz başlamıyorum.  Arkasından tatlıyı dilimlerken Salavatı Şerife ile devam ediyorum, yine salavat ile hakıtını döküyorum. Bu tatlıyı kendim yapıyorum ve kimseye elini vurdurmuyorum. Bunun sırrı nedir diye herkes soruyor, gazeteciler geldi, televizyoncular geldi, bunun sırrı yok ama şu var, biz abdestsiz elimizi vurmuyoruz, salavatsız yapmıyoruz. Ben diğerleri gibi örneğin tuvaletten çıktıksan sonra ya da bir işle uğraştıktan sonra hemen elimi tatlıya vurmuyorum. Önce iyice ellerimi yıkıyorum, abdestimi alıyorum salavatlarla işime devam ediyorum. Siz bu işleri bu şekilde yaparsanız Mevla da güzelleştirir işinizi.''

Daha önceki yıllarda bir günde yaklaşık dokuz tepsi tatlı sattığını, köy garajının taşınmasından dolayı satışlarda azalma olduğunu anlatan Karabörk şunları söyledi:  ''Ben 26 yıldır bu işi yapıyorum, önceleri 8-9 tepsi satıyordum ama şimdi 5-6 tepsi satabiliyorum. Daha önce çok satıyordum çünkü köy garajları buradaydı, buralar kalabalıktı. Köy garajı buradan taşındıktan sonra sattığımız tatlı miktarı da azaldı. Şimdi daha az satmamın sebebi budur. Tatlılarımı  yıllardır Ulu Caminin yanında satıyorum sadece burada bulunan insanlar tatlı almıyor, şehrin diğer yerlerinden özellikle tatlı almaya gelen var. Hatta köylerden hususi bunu yemek için gelenler var.''

İŞE ERKEN BAŞLAMAK BEREKETİNİ ARTTIRIR

Her gün gece saat üçte kalkıp tatlı yapmaya başladığını ve erken kalkmanın her zaman işlerin bereketli olmasını sağladığını söyleyen Fevzi Karabörk, ''Pişirdiğim fırın taş fırındır, akşamdan söndürülmüş fırının ısısıyla sabah pişiyorum. Fırını tekrar yakmıyorum, odun falan kullanmıyorum. Akşamdan biraz köz falan kalmışsa pişmesi biraz çabuk oluyor değilse biraz uzuyor. Sabah namazından önce kalkarım tatlıyı yapar, pişirir ondan sonra burada satmaya gelirim.'' şeklinde konuştu.

Tatlının isminde değişiklik yaptığını söyleyen Karabörk: '' Daha önce benim etrafımda dört beş tane tatlıcı vardı. Buna rağmen millet gelir burada yerdi. Biz burada Ümmeti Muhammed`in kölesi olarak hizmet ediyoruz, biraz paradan biraz duadan istifade ediyoruz.  Ben bunun ismini Nadir Şam tatlısı olarak koydum. Önceden baklavaya kök söktüren nadir Şam tatlısı diyordum. Cama yazmıştım ama cam kırıldı ben de bir daha yazmadım.'' diyerek sözlerini bitirdi.  


(M. Serhat TOPALCA) 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —