Ulu Cami civarında yıllardır Şam
tatlısı yapıp satan Fevzi Karabörk bir ürünün beğenilmesi ve lezzetli olmasın
da temiz bir ortamda hijyenik olarak üretilmesinin önemli olduğuna vurgu
yaptı. Besmelenin ve Salavatın yaptığı
işin sırrı olduğunu söyleyen Karabörk şöyle konuştu: ''Bizim yaptığımız
değişik hiçbir şey yok ama ben işime hiçbir zaman abdestsiz başlamıyorum. Arkasından tatlıyı dilimlerken Salavatı Şerife
ile devam ediyorum, yine salavat ile hakıtını döküyorum. Bu tatlıyı kendim
yapıyorum ve kimseye elini vurdurmuyorum. Bunun sırrı nedir diye herkes
soruyor, gazeteciler geldi, televizyoncular geldi, bunun sırrı yok ama şu var,
biz abdestsiz elimizi vurmuyoruz, salavatsız yapmıyoruz. Ben diğerleri gibi
örneğin tuvaletten çıktıksan sonra ya da bir işle uğraştıktan sonra hemen elimi
tatlıya vurmuyorum. Önce iyice ellerimi yıkıyorum, abdestimi alıyorum
salavatlarla işime devam ediyorum. Siz bu işleri bu şekilde yaparsanız Mevla da
güzelleştirir işinizi.''
Daha önceki yıllarda bir günde
yaklaşık dokuz tepsi tatlı sattığını, köy garajının taşınmasından dolayı satışlarda
azalma olduğunu anlatan Karabörk şunları söyledi: ''Ben 26 yıldır bu işi yapıyorum,
önceleri 8-9 tepsi satıyordum ama şimdi 5-6 tepsi satabiliyorum. Daha önce çok
satıyordum çünkü köy garajları buradaydı, buralar kalabalıktı. Köy garajı
buradan taşındıktan sonra sattığımız tatlı miktarı da azaldı. Şimdi daha az
satmamın sebebi budur. Tatlılarımı
yıllardır Ulu Caminin yanında satıyorum sadece burada bulunan insanlar
tatlı almıyor, şehrin diğer yerlerinden özellikle tatlı almaya gelen var. Hatta
köylerden hususi bunu yemek için gelenler var.''
İŞE ERKEN BAŞLAMAK BEREKETİNİ ARTTIRIR
Her gün gece saat üçte kalkıp
tatlı yapmaya başladığını ve erken kalkmanın her zaman işlerin bereketli
olmasını sağladığını söyleyen Fevzi Karabörk, ''Pişirdiğim fırın taş
fırındır, akşamdan söndürülmüş fırının ısısıyla sabah pişiyorum. Fırını tekrar
yakmıyorum, odun falan kullanmıyorum. Akşamdan biraz köz falan kalmışsa pişmesi
biraz çabuk oluyor değilse biraz uzuyor. Sabah namazından önce kalkarım tatlıyı
yapar, pişirir ondan sonra burada satmaya gelirim.'' şeklinde konuştu.
Tatlının isminde değişiklik yaptığını söyleyen Karabörk: '' Daha önce benim etrafımda dört beş tane tatlıcı vardı. Buna rağmen millet gelir burada yerdi. Biz burada Ümmeti Muhammed`in kölesi olarak hizmet ediyoruz, biraz paradan biraz duadan istifade ediyoruz. Ben bunun ismini Nadir Şam tatlısı olarak koydum. Önceden baklavaya kök söktüren nadir Şam tatlısı diyordum. Cama yazmıştım ama cam kırıldı ben de bir daha yazmadım.'' diyerek sözlerini bitirdi.
(M. Serhat TOPALCA)