Türkiye gündeminin
kilitlendiği çözüm sürecine bir katkıda Güneydoğu'nun kanat önderlerinden
Kahramanmaraş'ta yaşayan İslam âlimi Ülfet Vakfı Kurucusu Abdullah Taylan
Hocaefendi'den geldi. Hocafendi TRT 6'da
tüm ülkeyi çözüm sürecine katkı yapmaya davet etti.
Kahramanmaraş'ta faaliyet
gösteren Ülfet Vakfının Kurucusu İslam Alimlerinden Abdullah Taylan Hocaefendi,
Harran Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Gökçe'nin TRT 6'da canlı
olarak hazırlayıp sunduğu Türkiye'nin ve tüm İslam âleminin, ihtiyaç duyduğu
huzur ve istikrarın, İslami açıdan zarureti hakkında' yayınladığı programın
konuğu oldu.
Canlı yayında tüm ülkeye çözüm
sürecine katkı yapmaya davet eden Taylan Hocaefendi, güvenliğin nimetinin,
sıhhatin nimetinden üstün olduğuna dikkat çekerek "Bir memlekette güvenlik
yoksa orada ne kadar sıhhatli ve varlıklı olursan ol, huzurlu olamazsın. Onun
için bütün herkesin buna duyarlı olması gereklidir" diye konuştu.
ÜLKEDEKİ HERKESİN OMUZ OMUZA OLMASI GEREKİR
Türkiye gündeminin
kilitlendiği çözüm sürecine dikkat çekilen programda çok anlamlı mesajlar
verildi. Ülfet Vakfı Kurucusu Abdullah Taylan Hocaefendi tüm herkesi barış
sürecine katkıya çağırarak adaletli, kardeş, ahlaklı ve kalkınan bir Türkiye
için, tüm Türkiye olarak omuz omuza olmasının gerekliliğine işaret etti.
"İSLAM, İNSANI İNSANIN KÖLELİĞİNDEN KURTARAN, EVRENSEL
BİR DİNDİR"
Tanımıyla, tüm insanların
kendi aralarına adaleti yerleştirmeleri, kendilerine ait özgü haklarında, hür
olmaları gerektiğine vurgu yapan Taylan Hocaefendi, "Müminler ancak
kardeştirler; aralarını bulun ve Allah'tan korkun" ayet-i kerimesinin de tüm
inananları bağladığını hatırlattı.
"TÜRK VE KÜRT
HALKI OLARAK KARDEŞİZ, HİÇBİRİMİZ BİR DİĞERİMİZDEN ÜSTÜN VEYA AŞAĞI DEĞİLİZ"
Taylan Hocaefendi konuşmasına
şöyle devam etti; "İman ettiğimiz değerler, Kuran ve Sünnet bizleri eşit
kılmıştır. Arap'ın yabancıya, yabancının da Arap'a üstünlüğü yoktur, üstünlük
ancak takva'dadır' prensibi esas alınmalıdır. Camilerdeki saflar ve kubbesinin
altındaki cemaat bir bütündür. İslam'da aynı saftaki renklere, ırklara ve
sınıfsal ayrıcalıklara itibar yoktur. Ama maalesef bugün aynı saftaki ve aynı
kubbenin altındaki Müslümanlar, kendi aralarından merhameti kaldırmışlar ve
dağılmışlar. Hâlbuki Efendimiz (sav) için Biz seni ancak âlemlere rahmet
olarak gönderdik' ayet-i kerimesi, tüm müminlerin en öncelikli üstün ahlakının
merhamet olmasını gerektirir. Müslüman hangi ibadeti yaparsa yapsın, onun
merhameti yoksa ibadetinin de ona faydası yoktur."
"GÜVENLİĞİN NİMETİ, SIHHATIN NİMETİNDEN ÜSTÜNDÜR"
Bütün her şeyimizde, Efendimiz
(sav)'i örnek edinmemiz gerektiğini belirten Taylan Hocaefendi, "Sizin için
Allah Rasulü'nde güzel örnekler vardır" ayet-i kerimesiyle müminler için tek
ahlak örneğinin Efendimiz (sav) olduğunu ifade etmiştir. Kalkınan bir Türkiye
için huzuru sağlamak zorundayız. Bunda İslamî açıdan sorumluyuz.
Bir memlekette güvenlik yoksa
orada ne kadar sıhhatli ve varlıklı olursan ol, huzurlu olamazsın. Onun için
bütün herkesin buna duyarlı olması gereklidir." Şeklinde konuştu.
"BU BARIŞ, MİLLİ VE MANEVİ BİR SORUMLULUKTUR"
Türkler ve Kürtler arasındaki
anlaşmazlığı, Medine'de Evs ve Hazrec kabileleri arasındaki anlaşmazlığa
benzeten Taylan Hocaefendi, bundan çok iyi ders çıkarılması gerektiğini ifade
ederek, şöyle devam etti:
"MEDİNE KARDEŞLİĞİ SAĞLANMADAN, ÜMMET BİRLİKTELİĞİ
SAĞLANAMAZ"
Medine Yahudileri güçlü kalabilmek
hedefiyle, Evs ve Hazrec birlikteliğinin sağlanmaması için çok farklı oyunlar
sergiliyorlardı. Aralarına nifak koyup onları birbirlerine kırdırıp,
kendilerinin söz sahibi olmalarını sağlıyorlardı. Günümüzde de kardeşler olarak
aynı durumu yaşamaktayız, aynı oyunlarla karşı karşıyayız. Ayeti kerime'de
"Yahudiler ve Hıristiyanlar, sen onların dinine (çıkarlarına) tabi olmadığın
müddetçe, onlar senden razı olmazlar."
GÜÇLÜ ve KALKINAN bir TÜRKİYE
olmaması için, iç ve dış mihraklar, TÜRK ve KÜRT kardeş çatışmasından
faydalanmakta, onlar üzerinden faydalarına hesap yürütmektedirler. Zayıf bir Türkiye'den
kendilerine güçlü bir hedef doğuruyorlar. Böylece Türkiye'yi büyük bir kaosa
sürükleyip, hedeflerine ulaşmak istiyorlar. Otuz yıldır devam ede gelen bir savaşta
temel hedef, kardeşi kardeşe kırdırmak ve Türkiye'yi zayıf düşürmek olmuştur.
Artık TÜRK ve KÜRT kardeş halkı bu oyunun farkına varmıştır, Elhamdülillah.
İnşallah bundan sonra düne bir sünger çekerek, yarınlara güçlü bir TÜRKİYE için
TÜRK ve KÜRT halkı, omuz omuza olacaklardır. Kardeş olduklarını ilan edip,
tarihte yeni bir sayfa açarak tüm düşmanlarının kötü emellerini kursaklarında
bırakacak, Dünya coğrafyasında Türkiye'ye etkin bir rol kazandıracaklardır."
"IRKÇILIK İSLAM FIKHINDA HARAMDIR"
Tüm siyaset, idare ve ticaret
adamlarının yanı sıra, gönüllü kuruluşların önderlerini, tarikat şeyhlerini ve
kabile reislerini bu süreçte sorumluluğa davet eden Taylan Hocaefendi "Kim ırkçılığa çağırırsa bizden değildir. Kim
ırkçılık uğruna savaşırsa bizden değildir. Ve kim ırkçılık uğruna ölürse bizden
değildir" hadisleriyle ırkçılığın tehlikelerine vurgu yapan Taylan Hocaefendi
Türk ve Kürt olarak bu hadise duyarlılık göstermek zorundayız. Irçılık İslam
fıkhında haramdır. Toplumun öncülüğünü yapan herkesi Efendimiz (SAV)'in Her
kim bir toplumun öncülüğünü yapar da o toplumun maslahatına duyarlılık
göstermez, toplumda sıkıntıların doğmasına sebep olursa; Allah'ın, Meleklerin
ve bütün İnsanların laneti onun üzerine olsun.' Hadisiyle herkesin bütün
sorumluların bu sürece katkı yapmalarını istiyoruz" diye konuştu.
Taylan Hocafendi son sözünde
anlamlı mesajlar verdi; "Bugün ekonomisi boşa akan, sokakları kan ve barut
kokan, yolları güvenli olmayan, huzurun annelerin gözyaşıyla sulandığı bir
toplum olarak, ne kadar, bu barışa ihtiyacımız olduğunu her vicdan sahibi artık
akıl etmelidir." (Selçuk KILINÇ)