Suriye`de yaşanan iç savaş,
kadınından çocuğuna, yaşlısından gencine herkesi etkiliyor. Olaylar nedeniyle
doğup büyüdükleri toprakları terk etmek zorunda kalan Suriyeliler`in
çoğunluğunu da kadınlar oluşturuyor. Eşlerini, çocuklarını, kardeşlerini ve
akrabalarını bırakarak Türkiye`ye sığınan Suriyeli kadınlar, ülkelerinin
özgürlüğüne kavuşması için dua ediyor.
Kahramanmaraş`taki çadır
kentte ailesiyle yaşayan ziraat mühendisi Olimpus Zeydan, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Suriye`deki savaşın ``kadınlığını`` unutturduğunu söyledi.
Yakınlarının cephede olduğunu belirten Zeydan, ``Elimize silah alıp savaşmak
istiyoruz. Artık kendimizi kadın hissetmiyoruz. Erkek gibi hissediyoruz. Savaş,
hayallerimizi, yakınlarımızı, özgürlüğümüzü kısaca her şeyimizi aldı`` dedi.
Ayşenur Zerda da zulümden
kaçarak sığındıkları Türkiye`deki en kötü şartların bile Suriye`deki en iyi
şartlardan daha iyi olduğu dile getirdi. ``Namuslarını korumak için``
Suriye`den kaçıp Türkiye`ye geldiklerini ifade eden Zerda, ``Allah bize kucak
açan Türkiye`den razı olsun. Bütün ihtiyaçlarımızı karşılıyorlar. Başımızı
yastığa koyduğumuz zaman emin ellerdeyiz. Korku yok, uçak sesi yok, bomba sesi
yok`` diye konuştu.
``BİZİM İÇİN İKİ YILDIR KADINLAR GÜNÜ`NÜN ÖNEMİ YOK``
Yaklaşık 30 bin Suriyeli
sığınmacının barındığı Şanlıurfa`nın Akçakale ilçesindeki Süleyman Şah
Konaklama Tesisi`nde yaşayan Suriyeli kadınlar da zamanlarının büyük bölümünü
günlük işlerle geçiriyor. Bazı kadınlar ise ilgi ve yeteneklerine göre çadır
kentte açılan dikiş nakış ve okuma yazma gibi kurslara gidiyor. Çadır kentte
yaşamın zor olduğunu belirten kadınlar, Suriye`de yaşanan olayların en kısa
sürede sona ermesini ve ülkelerine dönmeyi umut ediyor.
Suriyeli İhtidal Berces, ``8
Mart Dünya Kadılar Günü``nü ülkelerinde yaşanan olaylar nedeniyle buruk
geçireceklerini ifade etti. Kendilerine kucak açan Türk halkına minnettarlığını
anlatan Berces, ``Ancak insanın memleketi gibisi yok. Mesela Suriye`de olsam
vefat eden annemin mezarını ziyaret ederek, dua okurdum. Burada kadın için
vaktin kıymeti yok, çünkü yapacak bir iş yok. Temennimiz, ülkemizde yaşanan
olayların kısa zamanda sona ermesi ve gelecek yıl Kadınlar Günü`ne kendi
ülkemizde girmek`` diye konuştu.
Berces, çadır kentte kadınlara
yönelik açılan kurslara katılarak az da olsa zamanlarını değerlendirme imkanı
bulduklarını sözlerine ekledi.
Meryem Kürdi de öğlene kadar
ev işleriyle uğraştığını geriye kalan zamanını da Suriyeliler`in eğitim gördüğü
okulda öğretmenlik yaparak geçirdiğini kaydetti. Suriye`de kalan ailesinin ve
yakınlarının hayatından endişe ettiğini aktaran Kürdi, ``Bir an evvel onlara
kavuşmayı ümit ediyorum. Bizim için iki yıldır Kadınlar Günü`nün önemi yok. Tek
derdimiz ülkemizin bir an önce özgürlüğüne kavuşması. Doğduğumuz topraklara,
ailemize ve akrabalarımıza kavuşmak`` dedi.
İç savaşta ordu birliklerinin
hava saldırılarına hedef olan evlerinden sağ kurtulup Türkiye`ye sığınan Kafiye
Bedran da, Şanlıurfa`da ailesiyle birlikte hayata tutunmaya çalışıyor.
Olaylar sırasında bir
çocuğunun silahla yaralanıp sakat kaldığını anlatan Bedran, anne yüreğinin buna
dayanamadığını belirtti. Yaşadıkları tüm sıkıntılara karşın hayırseverlerin
desteğiyle yaşamlarını sürdürmeye çalıştıklarını belirten Bedran, gözyaşı
dökerek, ```Dünya Kadınlar Günü`nde ne istiyorsun-` diye sorsalar, tek
isteyeceğim şey Suriye`deki savaşın durması ve Suriyeliler`in evlerine geri
dönmeleri`` dedi.
Evlendikten 2 ay sonra yaşanan
iç savaşta eşini kaybeden Nesrin Bedran ise ülkelerinden uzakta olmanın
kendileri için zor olduğunu belirterek, bir an önce huzur ortamının sağlanması
için dua ettiklerini ifade etti.
``KADIN HER ŞEYDEN ÖNCE BİR ANNEDİR``
Kilis konteyner kentte
yaşamını sürdüren Zekiye Rai ise konteyner kentte birçok imkana sahip
olduklarını ifade ederek, ``Allah`a şükür her ihtiyacımız karşılanıyor. Çok
memnunuz. Ancak vatanımızı da özlüyoruz. İnşallah en kısa sürede vatanımız
Suriye`ye kavuşuruz. Burada çocuklarımızdan ayrıyız. Allah muhalif güçlere güç
kudret versin. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`a çok teşekkür ediyorum. Allah
başımızdan eksik etmesin`` diye konuştu.
Konteyner kentte açılan kursta
giyim öğretmenliği yapan İnci Mercan Pehlivan da, kadının her yerde aynı
olduğunu vurguladı. Suriyeli kadınlara çok alıştıklarını anlatan Pehlivan,
şöyle devam etti:
``Irkı ne olursa olsun kadın
her şeyden önce bir annedir. Biz burada Suriyeli kadınlarla bir aile gibi
olduk. Her şeyimizi onlarla paylaşıyoruz. Savaşın yaralarını sarmaya
çalışıyoruz. Yeri geliyor bir öğretmen, bir kadın olarak birbirimize yardımcı
oluyoruz.``
Filiz Vurur ise Türk kadınları
olarak en büyük dileklerinin Suriyeli kadınların acılarının bir an önce dinmesi
olduğunu aktardı.
``DİĞER KADINLAR GİBİ SICAK YUVAMIZDA KALSAYDIK``
Gaziantep`in Nizip ilçesindeki
çadır kentte barınan Suriyeli Emine Beydul, vatanlarından uzakta olmanın
verdiği üzüntüyü dile getirerek, ``Ancak bu halimizden memnunuz. Ama bizler de
her kadın gibi 8 Mart Dünya Kadınlar Günü`ne güzel şeyler yaparak girmek
isterdik. Keşke şu an burada değil de kendi ülkemizde olsaydık. Diğer kadınlar
gibi sıcak yuvamızda kalsaydık`` ifadelerini kullandı.
Suriyeli Nübraz Musa ise 8
Mart Dünya Kadınlar Günü`nün Suriye`ye ve dünyaya barış getirmesi temennisinde
bulundu.AA