Psikiyatri Uzamanı Mihriban
Dalkıran Varkal, 2007 yılında Türkiye genelinde 56 ilde 1800 kadın üzerinde
yapılan araştırmaya göre her üç kadından birinin şiddete maruz kaldığının
ortaya çıktığını söyledi. Kadınların üniversite mezunu eşleri tarafından da şiddete
maruz kaldığına dikkat çeken Varkal, yüksek okul mezunu her altı erkekten
birinin eşine şiddet uyguladığını belirtti.
ŞİDDETE MARUZ KALAN ÇOCUK ŞİDDET UYGULUYOR
Şiddete maruz kalan kadınların
yarısının yaşadığı sorunları hiç kimseyle paylaşmadığına değinen Varkal şöyle
devam etti: "Erkeğin çocukluğunda şiddete maruz kalması eşine şiddet uygulama
ihtimalini iki kat arttırmaktadır. Ben bu yüzden hastalarıma tavsiye ediyorum
kesinlikle ve kesinlikle çocuklarınız dövmeyin. Ne yaparsanız yapın,
sinirlendiğinizde, bazen çocuklar çok sinirlendirebiliyor, bir şeyleri
parçalayın, tabak kırın, bardak kırın ama çocukları dövmeyin. Çünkü şiddete
maruz kalmak veya şahit olmak gelecekte şiddet uygulayan bir birey olma ihtimalini
çok yüksek oranda arttırıyor."
Kadınların eşleri tarafından
şiddet görme nedenleri hakkında bilgi veren Mihriban Dalkıran Varkal şunları kaydetti:
"Yine kadının erkekten gelir seviyesinin yüksek olması şiddeti arttıran nedenlerden
biridir. Şiddet dendiği zaman aklımıza ilk gelen fiziksel şiddettir. Dayak,
yaralama veya cinayete kadar varan. Oysa duygusal olarak ihmal etme, hakaret,
tehdit, küfür, aşağılama gibi sözler bunlar da şiddettir. Yine anlayıştan
sevgiden yoksun bırakma maddi imkânlarını kısıtlama, kadının ekonomik özgürlüğünü
kullanmasına izin vermeme şiddettir. Ve bunlar kimi zaman fiziksel şiddet kadar
örseleyici olabilir."
ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLAR SUÇLULUK HİSSEDİYOR
Varkal, şiddete uğrayan
kadınların özgüvenlerinin düştüğünü ve suçluluk hissettiklerini söyledi.
Bununla beraber dövülen kadının utanç duyduğunu ifade ederek sözlerine şöyle
devam etti: "Aslında utanç duyması gereken kişi şiddeti uygulayan kişiyken
şiddete maruz kalan kadın çoğu zaman utanç duyar. Ve ümitsizlik hissine, yalnızlık
hissine kapılır. Bunlarla beraber mutsuzluk, karamsarlık, hayattan keyf alamama,
bedensel ağrılar, uyku iştah düzensizlikleri gibi şikâyetler varsa ki bunlar
depresyon belirtileridir. Kadının muhakkak bir ruh sağlığı uzmanına başvurması
gerekir."
ŞİDDETİN EN ÖNEMLİ FAKTÖRÜ GÜÇ BENDE GÖSTERİSİDİR
Kadının şiddet gördüğünde
erkeğin farkında olmadan kendi kuyusunu kazdığına değinen Vural, bir süre sonra
kadının eşine olan güveninin ve sevgisinin azaldığına dikkat çekti.
Erkeklerin eşlerine karşı
uyguladıkları şiddetin en önemli faktörü olarak kontrolün kendisinde olduğunu
göstermeye çalıştığını söyleyen Vural sözlerine şöyle devam etti: "Güç bende diyor. Tabi bu gücün kötüye
kullanımına neden oluyor. Kültürel etkenler de önemli bir faktördür burada.
Erkek ailesinden bunu görüyor, çevresinden bunu görüyor. Çocukken bir hata
işlediğinde, suç işlediğinde, dayakla cezalandırılıyor ve bir sorun çıktığında,
sorun dayakla, şiddetle halledilebiliri öğreniyor. Sorunları çözüm yolu olarak
öğrendiği şey dayak oluyor. Ve evde de aynı şeyi eşine, çocuklarına uygulamaya
başlıyor. Erkeklerdeki altta yatan depresyon çok sıklıkla sinirlilik ve öfke
kontrol bozukluğu olarak ortaya çıkıyor.
İçe kapanma, eşiyle ve çocuklarıyla daha az iletişim kurma olarak ortaya
çıkıyor. Depresyonda olan kişi çok kolay kontrolü sağlayamadığını düşündüğü ve
öz güveni düştüğü için şiddete başvurabiliyor."
KADININ ELİNDE MUHAKKAK DOKTOR RAPORU OLMALI
Şiddete maruz kalan kadınların
yapması gereken konular hakkında bilgi veren Varkal şunları söyledi: "Öncelikle
bir yakınından yardım alacak. Güvendiği birilerine, yakınlarına, arkadaşlarına,
eşine sözü geçen birilerine bunu anlatacak, destek almaya çalışacak. Sakin
olduğu bir zamanda eşiyle konuşmaya çalışacak. Suçlayıcı, yargılayıcı,
eleştirel olmadan ben dilini kullanarak ne kadar incindiğini, ne kadar
üzüldüğünü anlatarak eşiyle konuşmaya çalışacak. Eşinin altta yatan bir
depresyonu, öfke kontrol sorunu olduğunu düşünüyorsa bir psikiyatrise
yönlendirmeye çalışacak. Özgüvenini arttırıcı toplumsal aktivitelere katılacak
Mesleki becerisini arttırmaya çalışacak, gelir getirecek mesleki beceriler
edinmeye çalışacak. Yine eşi sinirli olduğu zamanlarda, saldırganlık geleceği
sinyallerini aldığı zamanlarda saldırganlığını tetikleyecek şeyler
söylemeyecek. Maalesef yine sinirli erkeği sakinleştirmek de kadına düşecek.
Yine kaçınılmazsa şiddet o ortamdan uzaklaşacak ve şiddete maruz kalmışsa
muhakkak doktor raporu alacak. Burası çok önemli o anda boşanmayı düşünebilir
veya bunu bildirmeyi düşünebilir ama bir kez başvurulduysa şiddete çolunlukla
ne yazık ki çoğunlukla devamı gelen bir sorun. Şöyle oluyor, erkek şiddet
uyguladıktan sonra pişman oluyor, özür diliyor bir daha yapmayacağına dair
sözler veriyor ama maalesef bu sözler çolunlukla tutulmuyor ve şiddeti
tekrarlıyor. Kadın bir gün bıktığı zaman elinde bir delili olmalı. Bir doktor
raporu muhakkak olmalı. Artık kanunlar, polis kadınların yanında. Gerçekten Aile
ve Sosyal Çalışma Bakanlığının çok güzel çalışmaları oldu bu konuda. Şu anda
kadınlar maddi, manevi çok destekleniyor. Alo 183 24 saat açık her zaman destek
alınabilir." (M. Serhat TOPALCA)