Yaptığı basın açıklamasıyla,
68 yıl önce 15 Kasım 1944'de yaşanılan Ahıska sürgününün acısının yüreğini
yaktığı bir anda kaleme aldığını belirttiği "Can Ahıska'm" adlı şiirini hem kaleminden hem de kendi
sesinden kamuoyu ile paylaştı.
Erol Yorulmaz "Can Ahıska'm"
şiirini yazma sebeplerini anlatırken şunları söyledi: "Anadolu'da birlik
olmazsa kâinatta dirlik olmaz sözüme delil teşkil edecek olan, 15 Kasım 1944
Ahıska sürgününe dikkat çekmek,15 km kadar yanı başımızda olan kardeşlerimizin
sesini duymamanın verdiği derin acıyı, ayıbı yüreğimde hissettiğim bir anda
kaleme aldığım çalışmamı bitirdim. Bu çalışmamı hissetmeyen, görmemezlikten
gelen, âmâ gönüllü zavallıların kulaklarına haykırmanın vaktidir bu dem diyerek
gönlümüze düşen cemreleri gönül nağmesiyle birleştirerek Anadolu'dan tüm dünyaya
seslendik. Dolup taştığım gözyaşlarımla sulayarak yazdığım bu şiirimi gönülden
gönüllere can Ahıskalı soydaşlarıma ithaf ediyorum"
AHISKA VUSLATIN YAŞANACAĞI O GÜNLERİ BEKLEMEKTE
Sürgünden sonra Ahıska'da
atmosferin yas ve mateme büründüğünü ifade eden Yorulmaz şu şekilde konuştu:
"Anadolu'ya
KİMSE VATANINDAN MAHRUM EDİLEMEZ
İnsan Hakları Evrensel
Beyannamesinin 13.maddesinde belirtilen, Herkes herhangi bir devletin
sınırları dâhilinde serbestçe dolaşma ve yerleşme hakkına haizdir. Herkes,
kendi memleketi de dâhil, herhangi bir memleketi terk etmek ve memleketine
dönmek hakkına haizdir.' şeklindeki ifadelere dikkat çeken Yorulmaz şöyle
konuştu: " bu haklar Ahıskalı kardeşlerimin en doğal hakkıdır. Bunu
uluslararası kamuoyuna taşıyacak olan ise kuşkusuz büyük Türkiye Cumhuriyeti
Devletidir. Bu insanlık suçu olan Ahıska sürgünün kamuoyunda yoğun bir şekilde
dile getirilerek vuslat sürecini hızlandırmak bizim dini, milli, insani ve
vicdani öncelikli bir görevimizdir." (M.
Serhat TOPALCA)