Terör insanların dini hassasiyetini kullanıyor

Kahramanmaraş Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürü Dr. Ferhat Göktepe dinler tarihi grubu öğrencilerinin düzenlediği din ve şiddet isimli panele konuşmacı olarak katıldı.

Terör insanların dini hassasiyetini kullanıyor

Konuşmasında günümüzde şiddet olaylarına değinen Dr. Ferhat Göktepe, terörün uluslararası literatürün kabul ettiği bir tanımının olmadığına vurgu yaparak, bir grubun teröristinin bir başka grup tarafından kahraman olarak değerlendirildiğine dikkat çekti. Göktepe, dini istismar eden dini terör örgütlerinin varlığının yanında inançla ilgisi olmayan grupların da halkın zaafından faydalanarak insanların hassas olduğu noktaları kullandıklarına değindi. Terörle Mücadele Şube Müdürü Göktepe, terörist faaliyetlerin ve bu gruplara katılımın başında gelen en önemli faktör olarak bilgisizliği gösterdi. Bir ülkedeki farklılıkların en büyük güç olduğunu ifade eden Göktepe, bu gücün farkına varılmadığı zaman maddi ve manevi kayıpların daha da artacağına vurgu yaptı.

TERÖRÜN TANIMI NET BİR ŞEKİLDE YAPILMAMAKTADIR

Terörün tanımının net bir şekilde yapılmama sebebi olarak menfaat kaygısının ön plana çıktığını belirten Göktepe şöyle konuştu: ``Terörün dünya üzerinde yapılmış ortak bir tanımı, terör tanımı üzerinde sağlanabilmiş bir konsensüs, ortak bir ifade yok. Bunun en büyük sebebi de bireylerin toplumların, grupların, ülkelerin bir anlamda menfaat kaygısını ve uluslar arası ilişkileri bahane olarak görüyoruz.  Çin atasözü olarak bilinen, bir grubun teröristi bir grubun kahramanı tarzında ne yazık ki yanlış, fakat günümüzde uygulanan bir strateji ile karşımızda olduğunu görüyoruz. Yaptığımız çalışmalarda tüm dinler, tüm ülkeler ve toplumlar tarafından değişik grup ve inanç mensupları tarafından meydana getirilen değişik zamanlarda terör eylemeleri olarak kabul edilen eylemlerin ortak noktalarına baktığımız zaman karşımıza üç tane unsur çıkıyor. Birincisi ideolojik unsur; aynı ideoloji, insanları aynı görüş etrafında bir araya getiren fikir.

İkincisi, örgüt unsuru, o fikir etrafında bir araya gelmiş insanlar. Üçüncüsü; şiddet unsurudur. Terörün ortak bir tanımının yapılamaması milyonlarca insanın ölümüne sebep olan geride kalanları bir o kadar acı içinde bırakan eylemelerin mazur görülmesine sebep olmaktadır. Çünkü sizin açınızdan, sizin inancınıza mensup birinin gerçekleştirdiği eylem terör eylemi olarak kabul edilmiyorsa, bu kahramanlık olarak görülüyor ise bunun neticesi bir şekilde bu gün sizin mazur gördüğünüz hususun yarın başkası tarafından size karşı gerçekleştirildiğinde dünya toplumları açısından mazur görülmesi demektir.``

TÜRKİYE LİDERLİK ETTİ

Dini terör örgütlerinin uluslararası kamuoyunda Türkiye`nin liderliğiyle dini istismar eden terör örgütleri olarak geçtiğine dikkat çeken Göktepe şu şekilde konuştu: ``2001 11 Eylül saldırılarında Amerikan halkının çektiği acıyı onların dilinden çok dinledim. Fakat benzer olaylarda, benzer terörist grupların yaptığı hadiselere sahip çıkılmamasının pişmanlığını da kendilerinden dinleme fırsatımız oldu. Sadece gerçekleştirenin veya maruz kalanın dinine, etnisitesine bakılmadan terör eylemlerinin ortak bir çatı altında toplanamaması ne yazık ki, tabiri mazur görün, yılanın bir gün gelip sahibini ısırmasıyla neticelenebiliyor. Şu anda bazı terör örgütleri var, bunlar daha önce dini terör örgütleri diye geçiyordu. Fakat sonradan özellikle Türkiye bu konuda bir anlamda liderlik etti, uluslararası kamuoyunda dini istismar eden terör örgütleri olarak bu terör örgütlerinin tanımı değişti. Dini istismar eden terör örgütleri bazen insanları öldürmek için, insanlara zarar vermek için, bunun asker veya polis olmasını, devletin bir memuru olmasını dahi gerekçe olarak eylemlerini legalize etmenin bir yolu olarak kullanabiliyor, ortaya sürebiliyor.``

TERÖR EYLEMELERİ EN BAŞTA YARATICIYA KARŞI İŞLENEN SUÇTUR

Terör eylemlerinin en başta yaratıcıya karşı işlenen bir suç olduğuna değinen Göktepe şöyle konuştu: ``Terör eylemlerine baktığımız zaman temelinde, özellikle dini inançlar açısından, ilk başta yaratıcıya karşı işlenen bir suç var. İnsanlığa karşı işlenen bir suç var, insana karşı işlenen bir suç var. Bireyin kendisine karşı işlenen bir suç ve topluma karşı işlenen bir suç var.  Burada gözden kaçırılmaması gereken temel nokta şudur; biz bu belaya, hem ulusal hem de uluslararası alanda çare bulmak istiyorsak kim tarafından yapıldığına bakılmadan ve ne şekilde yapıldığına bakılmadan bir şekilde bunun karşısında olmamız gerekiyor. Ülkemizde bu anlamada kullanılmaya çalışılan çok fazla argüman var. Özellikle terörü oluşturma, terörü ülke sathına yayma ve elaman kazanma anlamında en çok kullanılan argümanlar ayrımcılık. Ayrımın sonu yok, Türk`ü, Kürt`ü, Çerkez`i, Alevi`si, Sünni`si, Laik`i, Anti laik`i, solcusu, sağcısı yani yeri geliyor bir futbol takımı bile insanların bir birine zarar vermesi, birbirinin canını alması ile neticelenebiliyor. Bizler farklılıklarımızın gücümüz olduğunu, zenginliğimiz olduğunu fark etmezsek ne yazık ki basit şeylerin ayrımı ile binlerce insanımızın ölümü ile sonuçlanan olayların meydana gelmesine engel olamayız.``

GENÇLERİN ZAAFLARI TERÖR ÖRGÜTLERİ İÇİN ÖNEMLİ UNSUR

`Terör örgütlerinin eleman kazanma yöntemlerinde öncelikle öğrencilerin veya gençlerin aile yapıları ekonomik düzeyleri arkadaş grupları ve zaafları var` şeklinde konuşan Göktepe sözlerine şu şekilde devam etti: ``Ailesine bağlı mı değil mi? Haftada ailesiyle kaç defa görüşüyor, ailesine nasıl davranıyor? Her gün aynı ayakkabı, aynı kıyafeti mi giyiyor, kantine ne kadar sıklıkla gidiyor, yemeğini yemekhanede mi yiyor yoksa yanında getirdiği ekmek arası bir şeylerle mi geçiştiriyor? İhtiyacı var mı yok mu? Bunların hepsi önemli. Zaafları neler? Liderlik zaafı mı var, acaba erkek arkadaşa kız arkadaşa mı zaafı var? Bütün bunlar terör örgütleri için önemli unsurlar. Bir noktada zaafını tespit ettikleri kişileri çay partileri, arkadaş ortamları, değişik şekilde dini istismar eden terör örgütlerinde görüyoruz, mevlid, kuran okuma veya değişik dini serenomiler için değişik ortamlara davet edip daha sonra fikirleri enjekte ediyorlar.``

Terör örgütlerine katılanların ilk eylemlerinin onlar için önemli olduğunu ifade eden Göktepe şunları söyledi: ``İlk eylemleri çok önemli çünkü ilk eylemden sonra özelde güvenlik güçleri daha sonra ise devletle düşman olması sağlanıyor. Bunlar bir inanç uğruna bir ideoloji uğruna ne yazık ki faaliyet yürütmeye çalışan gençler. Ve örgüt ideolojisi uğruna insan robot haline geliyor ve gözünü anne babasını görmeyecek duruma getiriyorlar.``

ÖZÜNDEN UZAKLAŞTIRILAN DİN KATI BİR İDEOLOJİYE DÖNÜŞÜYOR

Kendilerini dini terör örgütü olarak adlandıran teröristlerin, dinin temel dinamiklerini sarsarak özünden uzaklaştırdıklarına dikkat çeken Göktepe şöyle konuştu: ``Özellikle terör örgütü suç gruplarında dinlerin özlerinden uzaklaştırılıp, dini kavramlar, dinin terminolojisi o kavramların ifade ettiği mantaliteler ucundan sonundan kırpılıp sadece belirli bölümleri alınarak tamamen özünden uzaklaştırılıp birer doğma haline getirilerek yozlaştırıldığını görüyoruz. İnsanların bu kısır döngüler üzerine yönlendirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Özünden uzaklaşan din kavramı katı bir ideolojiye sebep oluyor. Hoşgörünüz, sabrınız, tahammülünüz kayboluyor. İrtibat kurma, başkalarını anlamaya çalışma arzunuz kayboluyor.``

``Bilgisizlik bu olumsuzlukların başlangıcındaki en önemli etkenlerden biridir.`` şeklinde konuşan Göktepe şöyle devam etti: ``bilgisizlik,  insanların kendisini bu yanlış fikirlere, oluşumlara kaptırmasının başında yatan faktördür. Günümüzde diğer dinler açısından bakıldığı zamanda bilgisizliği görüyorsunuz. Bilgisizliğin sebep olduğu taassubu görüyorsunuz, bu da dışa kapalılığı getiriyor. Taassubun sonucunda fanatizm ortaya çıkıyor,  fanatizmin ne yazık ki götürdüğü nokta terör bir şekilde insanlara zarar veriyor. Çünkü gözünüz ne yazık ki başka hiç bir şey görmüyor. İnandığınız temellerin değeri asli unsurları ve özüyle yaşadığınız hayat arasında bir korelasyon kuramıyorsunuz. Aslında inandığınız temel yaşadığınız ve fiilen ortaya çıkardığınız hareketlerden çok farklı."

DHKP-C'DE DİNİ İSTİSMAR EDİYOR

İdeoloji olarak solculuğu benimsemiş olan DHKP C'nin de dini duyguları istismar ettiğine dikkat çeken Göktepe şu şekilde konuştu: "Mesela çok sol diye tabir edilen DHKP C dini istismar eden bir örgüt müdür? Hayır dini o anlamda kullanmazlar fakat şehit tabirini kullanırlar. 30 Martt`an itibaren onların şehitler haftasıdır. Bu bize dinin istismar edilebilecek, terör örgütleri açısından en uygun materyal olduğunun da göstergesidir. Neden din? Çünkü toplumun tepkisini fazla çekmezsiniz, toplumun içinde görünürsünüz. Daha rahat eleman kazanma şansına sahip olursunuz, maddi desteği çok daha rahat toplarsınız. Bizler DHKP C`nin bu noktadan yola çıkarak camilerde şehidimiz için mevlit okutacağız diye para toplayıp örgütsel çalışmalarına destek sağladıklarını biliyoruz.  Din bizim halkımızın istismar edilecek en güzel duygularındandır. Şefkat, merhamet, dine yardımcı olma, dini hassasiyetleri olsun olmasın, kendisi dini kuralları yerine getirsin getirmesin bu hassasiyet hep bir yerde durur. Bu aynı zamanda kiliselerde de böyledir. Tabi bunları legal faaliyetler için söylemiyorum." (M. Serhat TOPALCA)



1

Kahramanmaraş’ta Tarihi Eser Kaçakçılığı Operasyonu

2

“Her Türlü Afet ve Acil Duruma Hazırız”

3

Kahramanmaraş’ta emlakçılık sektörüne yeni bir boyut geliyor!

4

Sinan Akçıl, Şarkılarıyla Unutulmaz Bir Gece Yaşattı

5

İstiklalspor Basketbol Takımı Fırtına Gibi Başladı! 77-66’lık Zafer