Programa, AK Parti Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal, AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Yıldırım Ramazanoğlu, İl Başkanı M. Fatih Erkoç, Merkez İlçe Başkanı Necati Okay, ilçe belediye başkanları ve çok sayıda partili katıldı.
Kahramanmaraş AK Parti İl Başkanı M. Fatih Erkoç yaptığı açış konuşmasına, Şanlı ecdadın büyük zaferle kazandığı istiklal madalyasının gururla taşındığını ifade ederek Ak Partinin kurulmasından sonra istiklal savaşının bir istikbal mücadelesine dönüştüğünü kaydetti.
Kahramanmaraş'ın 12 Şubat 1922'de kazandığı büyük zaferin Türkiye'ye öncü olduğunu ifade eden Erkoç, 14 Ağustos 2001'de AK Partinin kuruluşunda da Kahramanmaraş ruhunun öncü olduğunu söyledi.
Kahramanmaraş'ta yapılan bir anket sonuçları hakkında bilgi veren Erkoç şunları kaydetti: " Üç anket şirketinin ortak çalışması sonucu Kahramanmaraş'ımızda bir çalışma yapıldı. Buradan size müjdeyi veriyorum, bu ankette Kahramanmaraş'ımızda, şehir merkezinde, AK Partinin oyu yüzde 80'dir değerli arkadaşlar. Bunu bizzat Sayın Genel Başkanımız açıkladı."
"MARAŞ'TA YANLIŞ VARSA BAŞKA YERDE DE VARDIR"
Yaklaşan yerel seçimler hakkında konuşan Erkoç şunları söyledi: " önümüzde yerel seçim var, Kahramanmaraş'ımız büyükşehir oldu, yıllardan bu yana hayalimizdi. 2000 yılında Kahramanmaraş'ımızda nüfus sayımı vardı, büyükşehir olacak diye büyük bir sevinçle bekliyorduk. Tüm Türkiye'de nüfus sayımları aynı metotla yapıldı, valiliklerin kontrolünde TÜİK ile beraber yapıldı. Tüm Türkiye'de nasıl yapıldı ise Kahramanmaraş'ta da öyle yapılmıştı, işte burada şahitleri, eski belediye başkanımız da var. Ama Kahramanmaraş'ın nüfus sayımını iptal etmişlerdi. Bakın şunu özellikle söylemek istiyorum Türkiye'nin tüm illerinde nasıl yapıldıysa Kahramanmaraş'ta da öyle yapılmıştı. Yani Maraş'ta yanlış varsa başka yerde de vardır. Ama sadece Kahramanmaraş'taki yanlışı görmüşlerdi, Kahramanmaraşlı bu büyükşehri sabırsızlıkla bekliyordu ama o zamanki hükümet Kahramanmaraş'ın büyükşehir olmasına engel olmuştu."
BELDELERİMİZ BİR ÜST KLASMANA YÜKSELDİ
2023'te artık Kopenhag kriterleri değil İstanbul Ankara kriterleri olacak, demokrasi ve kalkınmada Türkiye tüm ülkelere örnek olacak.' şeklinde konuşan Erkoç şu şöyle devam etti: "Daha iyi hizmet yapacağız, muasır medeniyet seviyesine en ücra köşedeki mezramızda ulaşacak. Çünkü oraları da şehir yaptık, oraları da ilçe yaptık. Artık biz beldeleri, Kahramanmaraş'ın beldelerini ilçe merkezi, büyükşehir merkezi haline getirdik. Beldelerimiz bir üst klasmana yükseldi. İnşallah güç birliği olacak, tüm beldelerin imkânları havuzda toplanacak, beldelerdeki hizmet binalarımız hizmet aracı olacak, o köylerle beraber etraftaki yerlere. 2014'te Kahramanmaraş'ımızda büyük bir hizmet atılımı başlayacak. 2023'te Kahramanmaraş'ta Türkiye'nin büyük illerinden biri olacak, işte burada bunun startını veriyoruz."
İSKİLİPLİ ATIF'LAR BEDİÜZZAMAN'LAR YA İDAM EDİLDİ YA SÜRGÜNE GÖNDERİLDİ
Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Kaçar şunları söyledi: "Bizim ecdadımızın kurduğu TBMM iradesi hangi etnik kökenden olursa olsun, hangi inanç grubundan olursa olsun, hepimizin bu coğrafyanın ortak değerlerini paylaşan, geçmiş 1000 yılda ortak kaderi paylaşan ve önümüzde gelecek vizyonunda da birlikte yaşanmasının temel taşlarını ortaya koyan bir TBMM idi. Böyle yaşanan, bu amaçlarla yola çıkılan bu istikamette maalesef belli bir süre sonra millet iradesini devre dışı bırakan, hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir sözünü meclis duvarlarını süsleyen bir aksesuar haline dönüştüren, millet iradesini meclis iradesiyle yürütülmesi yerine vesayet kurumları oluşturarak belli kurumlar eliyle yürütülmesine vesile olan bir elit tabaka ortaya çıktı. Tek parti döneminde ve ondan sonraki süreçlerde bu kurtuluş mücadelesi veren halkın çocukları ciddi anlamda bedeller ödedi. Halkımız yoksullaştırıldı, millet iradesinin sözcülüğünü yapan milletin değerlerinin mücadelesini yapan İskilipli Atıf'lar Bediüzzaman'lar ya idam edildi veya sürgüne gönderildi. Milletin yüzde 85-90'ınını devre dışı bırakan yüzde 10'ununu merkeze alan bir yapıyla bu ülkede yol yürünmeye çalışıldı."
1950 ve 1960 yıllarda yurtdışına işçi olarak giden Türk vatandaşlarının durumunu Arabistan'da Bangladeşli ve diğer ülke insanlarının durumuna benzeterek gördükleri muamelenin aynı olduğuna dikkat çeken Kaçar şunları söyledi: " ama bu birilerini rahatsız etmiyordu, önemli olan düzenlerinin devam etmesi, önemli olan kendilerinin ve çevrelerinin bu düzen içerisinde hâkimiyetlerini devam ettirmesiydi. Millet kendi iradesini hayata geçirecek kendi değerlerini özümseyen bir siyasi kadroyla karşı karşıya geldiğinde her zaman için kendisi gibi düşünen siyasi kadrolara sahip çıkmış ve bunların arkasında durmuştur."
AK Parti hükümetinin 10 yıllık iktidar döneminde önemli adımlar atıldığını belirten Kaçar şunları söyledi: "2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde vesayet sisteminin deşifre edilmesi, 2010 yılı referandumunda yargı ve asker vesayetine son verilmesi adına atılan tarihi adımlar bu süreçte milletimizin gelecek umutları ve gelecek vizyonu açısından son derece önemli mihenk taşı olmuştur. Türkiye'nin önemli problemleri var ama yıllardan beri Türkiye'de siyasetçiler ve siyaset kurumu Türkiye'nin temel meselelerini çözme noktasında bir iradeyi ortaya koyma yerine, bu konuda elini taşın altına koyma yerine, maalesef bu konuları sürekli başka kurumlara havale etmiştir. Türkiye'deki terör sorununa temel bakış açısı da böyle olmuştur. Bu sorun geçmişi yüz yıla dayanan bir sorun ama son 30 yıldır karşımıza terör sorunu olarak ortaya çıkan bir sonuçtur. Biz AK Parti olarak diğer siyasi kadroların yaptığı gibi kolaycılığa kaçabilirdik, bu soruna yalnız bir güvenlik meselesi olarak bakıp diğerlerinin yaptığı gibi askerlere havale edebilirdik. Ama biz bu meseleyi yalnız bir güvenlik sorunu olarak değil aynı zamanda bir demokratikleşme sorunu olarak, birlikte yaşamanın, birlikte kardeşçe gelecek umutlarımızı taşımanın önünde bir engel görerek, risk alarak bir çözüm süreci başlatıldı."
TÜRKİYE'DE ZİHİNSEL KOPUŞ YAŞANDI
1990'lı yıllarda doğu ve güneydoğuda yaşananlardan dolayı zihinsel kopuş başladığını ifade eden Kaçar şu şekilde konuştu: "Ben güneydoğuda siyaset yapan Şanlıurfalı bir kardeşinizim. Bunu samimiyetle söylüyorum, Türkiye'de 90'lı yıllardaki olağanüstü şartlar doğu ve güneydoğu insanında son derece önemli bir zihinsel kopuş başlatmıştır. Zihinsel kopuşun olduğu bir ortamda da fiziksel birlikteliğin bir mana ifade etmediğini zannediyorum hepimiz çok iyi idrak eden insanlarız. Eğer 2002 yılında AK Parti iktidara gelmemiş olsaydı 90'lı yıllarda başlayan zihinsel kopuş bu gün Allah muhafaza fiili bir kopuşla sonuçlanmış olacaktı. Bu süreçte doğu ve güneydoğu bölgesinde zihinsel kopuş durmuş ve yeniden birlikte yaşamanın yeniden büyük bir Türkiye olmanın yeniden Osmanlı'nın ve Selçuklu'nun mirasına uygun yüzyıllarca dünyada hakkı, adaleti temsil eden, bütün özgürlüklerin teminatı olan büyük bir medeniyetin çocukları olduğumuz yeniden hatırlanmaya başlanmıştır."
Türkiye'nin kendi coğrafyasında ve dünyada etkili bir konuma gelmesi için terör sorunun çözülmesi gerektiğine dikkat çeken Kaçar şöyle konuştu: "Biz bu sorunu çözmek zorundayız, artık annelerin akan gözyaşlarına bir son vermek durumundayız. Artık gencecik bedenlerin toprağa düşmesine bir son vermek durumundayız. Biz yeniden kucaklaşmak durumundayız. Çanakkale'de daha ötesine giderseniz Malazgirt'te küffara karşı verdiğimiz mücadelede ecdadımızın yan yana şehit olduğunu bir birimize tekrar hatırlatmak durumundayız. Ayrı ve gayrı olarak değil ancak büyük Türkiye'nin birinci sınıf vatandaşı olmak suretiyle hem kendimizin daha müreffeh bir ülkede yaşayacağımızı hem de Selçuklunun, Osmanlının bakiyesi üzerinde bir medeniyetin çocukları olarak hem bölgemizde hem dünyada bütün mazlum milletlerin umutların hayata geçirebileceğimizi, tekrardan bir birimizi ifade etmek durumundayız. Onun için bu sorun mutlaka çözülmeli."
TÜRKİYE'DE MUHALEFET YAŞASIN VE KAHROLSUN SLOGANLARINA SIKIŞMIŞ
Barış sürecinin gerçekleştirilmesi için Başbakanın ve AK Parti siyasi kadrosunun risk aldığını ifade eden Kaçar sözlerine şöyle devam etti: " Türkiye'de maalesef muhalefet Türkiye'nin olağanüstü şartlarına göre kendisini yapılandıran bir muhalefet. Türkiye'de muhalefet yaşasın ve kahrolsun sloganlarına sıkışmış, askeri muhtıra ve darbe sonrası oluşan olağanüstü durumlara göre kendilerine acaba bir pay düşer mi diye kenarda bekleyen, bu ülkenin en büyük partisine, iktidar partisine, kapatma davaları açılırken Ankara'da da yargıçlar var diyecek kadar basiretsiz bir yaklaşım içerisinde olan bir muhalefet. Bu ülkede gerek terörü destekleyerek gerekse terörün acısını istismar ederek siyaset yapmaya alışmış olan siyasi yapı bu sorunun çözülmesiyle birlikte Türkiye ile ilgili kuracağı bir cümle kalmayacak. Geçmişte bir dikili ağacı olmayanlar, Türkiye ile ilgili söyleyecek bir cümlesi olmayanlar, elinden bu oyuncak alındığı zaman ise önlerinde bir tek alternatif kalıyor; o da siyaset sahnesinden çekip gitmek. Onun için bir anlamda dirençle karşılaşıyoruz, ihanetle suçlanıyoruz."
AK PARTİ ÖZELLİKLE KADIN, ÇOCUK VE ENGELLİLERE ÖNEM VERDİ
AK Parti'nin iktidar döneminde kadın, çocuk ve engellilere yönelik pek çok projenin hayata geçirildiğini ifade eden AK Parti Kadın Kolları Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Beyazıt Kaçar, çalışmaların bundan sonraki süreçte de hızla ilerleyeceğini belirterek şunları söyledi: "Artık engellilere yönelik tüm projeler daha hızlı ve gerçekçi oluyor. 2002 yılında kamuda çalışan engelli kontenjanı 5 bin 777 iken, şu anda Mart ayı itibariyle 33 bini geçti. Yani 5 binlerden 33 binlere geldik. Başbakanımızın kendi açıklamasıyla da bu yıl içerisinde 35 bin kişiyi bulacak. 2002 yılında kamu ve özel sektörde çalışan toplam engelli sayısı 49 bindi, bunu da 101 bine çıkardık. Kredi, hibe, teşvik gibi düzenlemeler de yapıldı. Engelli kardeşlerimizin sosyal hayata uyum sağlaması için her türlü düzenlemelerimiz hızlı bir şekilde devam ediyor." (M. Serhat TOPALCA)