Kahramanmaraş Kafkas Kültür Derneği Çerkeslerin anavatanlarıdan sürgün edilişinin 149. yıl dönümünü dernek binasında gerçekleştirilen etkinlikle andı.
Programa Kahramanmaraş CHP
kadın kolları, dernek üyeleri ve davetliler katıdı. İstiklal marşının
okunmasıyla başlayan anma programı Çerkes sürgününü anlatan video gösterisinin
ardından sunumlarla devam etti.
"Bu gün çerkeslerin
anavatanlarından 21 Mayıs 1864 yılından sürgün edilişlerinin 149. Yıl dönümünü
anmak için bir program organize ettik."şeklinde konuşan Dernek Başkanı Lisan
Alkış şunları söyledi: "Gençlerimiz şu anda daha duyarlı daha önceleri anma
etkinlikeri gerçekleştirilmiyordu, bu anma programına 20 yıldır devam ediyoruz.
Atalarımızın çektikeri sıkıntıları, Rus mezaliminden kaçışlarını orada
çektikleri zulümleri gençlerimize aktarmak onların unutulmamasını sağlamak
amacıyla bu günü derneğimizde tertip ediyoruz."
ÇERKESLER UZUN YILLAR KARADENİZ'DEN BALIK YEMEDİ
Çerkes sürgünlerinin Rusya'nın
Çarlık döneminden itibaren başladığını ve sürgün sırasında milyonlarca
Çerkes'in öldüğünü belirten Alkış şöyle konuştu:
"Çerkes sürgünleri çarlık döneminden başlar,
Rusya'nın, emeleri doğrultusunda yani sıcak denizlere inmek için kuzey
Kafkasya'yı fethederek hayalini gerçekleştirmek için başlattığı bir savaştır.
Çerkeslerin böyle büyük bir güç karşısında direnmesi mümkün değildi ama bu
savaş yıllar sürdü. Neticede Çerkesler ya yok olmak ya da çok sevdiklerini
vatanlarını terketmek zorunda kaldılar. 21 Mayıs 1864 yılında Karadeniz
kıyılarında, Soçi kıyılarından başlayarak gemilere bindirildiler ve Karadeniz'e
açıldılar. Söylenilen rakamlara göre 2-3 milyon kişi Karadeniz'e açılmış ama
Türkiye'ye çıkanlar ancak 1 milyon kişi olmuştur. Yola çıkan yaklaşık 3 milyon
insandan 1 milyon kişi kurtulmuştur. Yolculuk esnasında kimi hastalıktan kimi
de sıkışmadan dolayı ölmüşlerdir ve cesetleri Karadeniz'e atılmıştır. Ve uzun
yıllar Çerkesler, atalarının Karadeniz'de öldüğünü bildikleri için Karadeniz'de
balık yememişlerdir."
Şu anda kafkasya'da 1 milyon
Çerkes'in yaşadığını açıklayan Alkış,
değişik yerlerde yaşayan, değişik lehçeler kullanan Çerkesler'in
olduğunu ve bunların agırlıklı olarak Türkiye, Suriye ve Ürdün'de yaşadıklarını
söyledi. Alkış, tahminlere 5 milyon Çerkes'in Türkiye sınırları içinde
yaşadığını ve şu anda dünyada 6-7 milyon çerkes nüfusunun bulunduğunu sözlerine
ekledi.
"BUNUN ADI GÖÇ DEĞİL, SÜRGÜNDÜR, SOYKIRIMDIR"
Çarlık Rusya döneminden
itibaren devam eden olayın bazı kesimler tarafından göç olarak adlandırıldığını
ancak bu şekilde açıklanmasının yanlış olduğuna dikkat çeken Lisan Alkış şu
şekilde konuştu: "Şimdi bazıları bu olayı göç olarak değerlendiriyor ancak bu
göç olarak anılamaz. Çünkü göç insanın kendi istegi doğrultusunda olabilir.
Kendi istegi dışında göçe zorlanmak bir sürgündür, bir soykırımdır. Yani
karşılıklı olarak güçler bir denge taşımıyorsa bu bir resmen yok etmedir. Biz
çerkesler olarak Kafkasya'da Rusların bu zülmüne maruz kalmışlardı. Ama buna
rağmen yıllarca, 60-70 yıl 100 yıl süren bir mücadele vermişlerdir. Şu anda bir
savaş halinde değiller kendi özerk cumhuriyetlerinde yaşamaktalar, mutlu bir
yaşam sürmekteler. Ama emelleri tüm Çerkeslerin anavatanlarında tekrar
buluşarak herkesin arzu ettiği gibi özerk bir cumhuriyet değil, bağımsız bir
cumhuriyet olmaktır. Tabi ki bu hepimizin gayesidir."
TÜRK BAYRAĞI ALTINDA YAŞAMAKTAN MUTLUYUZ
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı
olarak Türk bayrağı altında yaşamaktan mutlu olduklarını ve Osmanlı döneminden
beri Çerkesere kucak açan Türkiye'ye minnettar olduklarını kaydeden Alkış
şunları dile getirdi: "Ama biz bize kucak açan Türkiye Cumhuriyetine
minnettarız, atalarımız geldiğinden bu güne kadar gayet mutlu bir şekilde barış
içerisinde yaşıyoruz. Biz bu Cumhutiyetin kuruluşunda da bizzat yer aldık,
hiçbir şikâyetimiz yoktur, biz bu şanlı al bayrak altında gayet mutlu bir
şekilde yaşamaktayız. Ama kültürümüzü de yaşatmak için dernekerimiz var,
derneklerimizin çatısı altında elimizden geldiğince kültürümüzü yaşatmak,
gençlerimize nakletmek ve bu kültürün ilelebet devam etmesini sağlamak için
elimizden geldiğince gençlerimize dil kursları kültürümüze ait diğer öğeleri
öğretmek suretiye kültürümüzü yaşatmak istiyoruz."
"TÜRKİYE'DE ÇERKESLERE KARŞI HİÇ BİR ZORLAMA
OLMAMIŞTIR"
Bu güne kadar Türkiye'de
Çerkesler karşı bir baskı ve zorlama olmadığını ve şu anda kafkasya'da bağımsız
bir Çerkes Cumhuriyeti kurulsa bile bu halkın yüzde 90'ının yaşadığı
topraklarda ayrılmayacağını düşündüğünü ifade eden Alkış şunları söyledi: "Şu
anda Kafkasya'da Çerkes toplumu bağımsızlığını kazansa ben şahsen herkesin
oraya göç edeceği kanaatinde değilim, Çerkes Kültür Derneği Başkanı olarak ben
şahsen tekrar oraya yerleşmek üzere göçmem. Ama vatanım olarak oraya gider
ziyaret ederim, benim gibi düşünen insan sayısı da çoktur. Orada bağımsız çerkes cumhuriyetinin olması
beni mutlu eder, ben bu ülkede de mutluyum hem de son derece mutluyum. Bu
ülkede bize her tür kapı açılmıştır, hiçbir kapı kapanmamıştır. Bazı fanatik
insanlar dilimiz kaybolmuştur gibi şeyler söylüyor. Dilinizin kaybolması
sizlere aittir, kendine aittir. Siz ailenizde dilinizi çocuklarınıza
öğreteceksiniz, ben bu güne kadar bu konuda hiçbir şekilde devlet baskısı
görmedim. Ben devlet dairesinden emekli bir başkomiserim, ben devet dairesine
bir Çerkes geldiği zaman Çerkesçe konuşmuşumdur, bana niçin Çerkesçe
konuşuyorsun diyen olmadı. Olsaydı söylerdim. Onun için ben bu ülkeden kimsenin
göç edeceğine inanmıyorum ama bir Cumhuriyetin olması beni mutlu eder. Yani şu
anda Kafkasya'da bağımsız bir cumhuriyet kurulsa Çerkeslerin yüzde 90'ının
göçmeyeceğini düşünüyorum."
"ÇERKESLER HİÇBİR ZAMAN DEVLETİN KARŞISINDA YER
ALMAMIŞTIR"
Çerkes toplumunun her zaman
bulundukları topraklarda Devletin yanında yer aldıklarını, her zaman
parçalayacı değil yapıcı olduklarını ve bunun da aldıkları terbiyeden geldiğini
aktaran Alkış şu şekilde konuştu: "Hangi yörede yaşarlarsa yaşasınlar Çerkesler
yaşadıklarını yerleri kendilerine yurt edinmişlerdir ve oraya bağlanmışlardır,
hem de sıkı sıkıya bağlanmışlardır. Hiçbir zaman devletin karşısında
olmamışlardır, hep devletin yanında olmuşlardır. Devletin iyi bir askeri, iyi
bir bireyi olmuşlardır, Çerkesler böyle bağlı insanlardır, parçalayıcı değil
bütünleştiriciyiz, biz çerkesler hep böyle yetiştirildik. Çünkü biz böyle bir
terbiye gördük, dedelerimizden bize gelinceye kadar ve biz de çocuklarımızı
böyle yetiştiriyoruz. Devletlerine saygılı iyi bir birey olmak için gayret
sarfediyoruz."
Geçtiğimiz günlerde uğradığı
suikast sonucu öldürülen fahri Başkonsolos Medet Ünlü cinayeti hakkında konuşan
Kafkas Kültür Derneği Başkanı Lisan Alkış konu hakkında şunları söyledi:
"Tabiki Rusya'nın bu bir iç politikasıdır, Rusya'nın böl, parçala, yönet. Kimse
ona sesini çıkarmasın ve dışardaki Çerkes diasporasının onlarla birleşmesini
pek arzu etmez. Onun için bu öldürülen arkadaşımıza Allah rahmet eylesin. Şu
anda Çeçen yönetiminden ayrı sürgünde bir yönetimin fahri konsolusuydu. Onun
için susturdular, maalesef katlettiler. İnşallah faillerinin bulunacağına
inanıyorum, yani bizim polis teşkilatımız bu konuda çok deneyimlidir. Bunun
müsebbibleri, azmettirenler ve tasarlayanların ortaya çıkarılacağına
inanıyorum."
"SOÇİ'DE OLİMPİYAT DÜZENLENMESİNİ KABUL ETMİYORUZ"
Alkış, Samsun'da
gerçekleştirilen genel anma programı hakkında ise şunları dile getirdi: "Aynı
zamanda Samsun'da genel bir anma düzenlenecek, orada biz sesimizi duyuracağız
kime duyuracağız; Rusya'ya karşı duyuracağız. Çünkü Soçi olimpiyatları var,
bizim Çerkeslerin kanının aktığı bölgedir. O kanların üzerinde Rusya'nın olimpiyat
düzenlemesini biz Çerkesler olarak asla kabul etmiyoruz, etmediğimizi de orada
haykıracağız. Bizim her hangi bir yaptırım gücümüz yok, Rusya buna karar
vermiştir, daha önceden karar almıştır olacaktır ama bizim oradaki
olimpiyatlarda mutlu olmadığımızı duyurmak istiyoruz. Rusya'ya bir savaş açmış
değiliz, savaş açma niyetinde de değiliz ama büyük devletler soykırımları veya
zorunlu göçe tabi tuttukları insanların bu konudaki uğradığı haksızlıkları
büyük devletler kabul ederler ve özür dilerler o toplumlardan. Büyük devletin
olmazsa olmazı budur, biz de Rusya'nın Çarlık döneminden başlayarak yaptıkları
bu zalimliği evet biz haksızlık yaptık bu topluma diye kabul etmelerini
bekliyoruz." (M. Serhat TOPALCA)