Türkçe Olimpiyatları Kahramanmaraş İl Koordinatörü Mahir Keçe Baş Başa programına konuk oldu.
Kalida Genel Sekreteri ve
Türkçe Olimpiyatları İl Koordinatörü Mahir Keçe, şehrin en gözde radyo programlarından
olan Baş Başa'ya Kahramanmaraş'ta 07 Haziran 2013 günü gerçekleştirilecek olan
Olimpiyat şöleni hakkında bilgi vermek için konuk oldu.
11.'si gerçekleştirilecek olan
Türkçe Olimpiyatlarına katılan 40 ülkeden 75 çocuk yarın Kahramanmaraşlılarla
buluşacak. Uluslararası Türkçe Derneği (TÜRKÇEDER) tarafından Uluslararası Dil
ve Kültür Festivali kapsamında 55 ilde düzenlenen 11. Türkçe Olimpiyatları`nın
Kahramanmaraş etkinlikleri, Kahramanmaraş Belediyesi, Kahramanmaraş Lider İş
Adamları Derneği (KALİDA) ve Çevre ve Kültür Derneği ev sahipliğinde
gerçekleştirilecek.
OLİMPİYATLAR SEVGİ KARDEŞLİĞİ TEMEL ALIYOR
Olimpiyat koordinatörü Keçe
katıldığı Başbaşa programında, olimpiyatların ortaya çıkışı ve temel felsefesi
hakkında bilgi verdi. Baş Başa program yapımcıları Kürşad Kerem Akçakale ve
Alper Gültepe'nin sorularını yanıtlayan Keçe, Türkçe olimpiyatlarının sevgi,
barış ve kardeşliği temel aldığını ifade etti. Bu anlamda Türkçe
Olimpiyatlarının ülkeler arası diyaloğda birleştirici olduğunu ve saygıyı ön
plana çıkardığını belirten Keçe, dünyanın onlarca faklı ülkesinden çocukların,
gençlerin Türkçe konuşup, Türkçe rüyalar görmesinin gurur verici bir durum
olduğuna dikkat çekti. Yurt dışında bütün zorluklara rağmen ve imkânsızlar
içinde, zor şartlara gögüs geren eğitim gönüllülerinin fedakârca ve azimle
yürüttükleri çalışmaların meyvelerinin gözler önüne serildiği olimpiyatlarda
gizli kahramanların başarısına vurgu yapan Keçe, Türkçe'nin sevgi ve barış dili
olduğu mesajının verildiği organizasyonun dünya barışına sunacağı katkılardan
ümitli olduklarını kaydetti.
Yurt dışındaki okulların
bulundukları ülkelerde teknik alt yapısıyla, donanımıyla, modern eğitim
ortamıyla kaliteli bir eğitim vererek dikkatleri çektiğinin altını çizen Keçe,
bu okulların aynı zamanda Türkiye'nin uluslar arası platformda itibarını
arttırdığını sözlerine ekledi. Bu şekilde geniş katılımlı bir organizasyonun
dünyada tek olduğunu tahmin ettiklerini ifade eden Mahir Keçe, bu başarının
aynı zamanda Türk insanına ait olduğuna dikkat çekti.
Olimpiyatlara katılan
öğrencilerin kendi ülkelerinden gerçekleştirilen yarışmalardan sonra Türkiye'ye
gelmeye hak kazandığına değinen Keçe, programın bir anlamda şampiyonların
şampiyonunun belirlendiği bir organizasyon olduğunu söyledi.
Türkiye'ye gelen öğrencilerin
ailelerinin uzak bir ülkeye çocuklarını göndermelerindeki güvenin temelinde,
Türk öğretmenlerin bulundukları ülkelerde önce insanların kalplerini
kazanmalarının etkili olduğuna vurgu yapan olimpiyat koordinatörü Mahir Keçe,
eğitim gönüllüsü öğretmenlerin varlıklarının aileler için bir teminat olduğunu
ifade etti.
TÜRKÇE OLİMPİYATLARININ İDDİASI İSE SEVGİ VE BARIŞ
Türkçe olimpiyatlarının
birleştirici fonksiyonu hakkında bilgi veren Mahir Keçe şu şekilde konuştu: "Olimpiyatların
birleştiriciliği üzerine bir şeyler söylemek lazım. Şu anda dünyada maalesef
ama maalesef büyük güçler, büyük ülkeler hep ayrıştırıcı bir rol oynuyorlar.
Kendilerinden olmayanların üzerine silahla gidiyorlar. İstemedikleri veya
farklı bir beklentiyle gördükleri ülkelere kanla, silahla, bombayla giriyorlar.
Girmeden önce her ne kadar demokrasi insan hakları deseler de biz görüyoruz ki
bunların arkasında çok farklı şeyler çıkıyor. Bu gün Irak, Afganistan, Suriye,
Libya nereye bakarsanız bakın kan ve barutun olduğu yerlerde büyük devletlerin
buraya bakış açısındaki çarpıklığı görüyoruz aslında.
Bütün dünyada böyle kan ve
barut kokusu varken Türkçe Olimpiyatlarının iddiası ise sevgi ve barış.
Türkçenin sevgi ve barış dili olduğu vurgusu yapılıyor her yerde. Burada geçen
sene özellikle İstanbul'da 135 ülkede renk renk çocukların birliktelik
şarkısını söylerken çocukların insanlık el ele sloganını birlikte söylerken
aslında şunu gördük dünya ne kadar güzel. Dünyanın farklı renklerinde oluşan o
çiçek buketinin aslında dünyanın ne kadar güzel yaratıldığını ne kadar renkli
olduğunu bu farklılığın bir avantaja dönüştürülmesi gerektiği yönünde bana çok
ilham verdi bu manada. İzlemesi fevkaladede güzeldi."
FARKLI KİMLİKTEKİ İNSANLAR OLİMPİYATLARDA AYNI ORTAMI
PAYLAŞIYOR
Aynı zamanda toplumda hiçbir şekilde bir araya
gelmek istemeyen insanların bile Olimpiyatlarda aynı ortamı paylaştığına dikkat
çeken Keçe şöyle konuştu: "Farklılıkları avantaja çevirirsek güzel,
farklılıkları düşmanlığa çevirmekte mümkün ki bunu maalesef dünya yapıyor. Biz
bu yönüyle birlikteliğin güzelliğine vurgu yapmaya çalışıyoruz.
Türkçe olimpiyatlarına katılan
gerek protokolden gerek halktan, basından siyasi hayattan sanat dünyasından
belki de bir araya gelmek istemeyen bir biriyle karşılaşmak istemeyen
insanların yan yana oturup o çocukları birlikte alkışlayıp birlikte sevinmeleri
aslında bizi de bir birimize yaklaştırdığını görüyorum."
Olimpiyat Kahramanmaraş
koordinatörü Mahir Keçe, Son günlerde ülke gündeminde yoğun bir şekilde yer
alan Gezi Parkı olaylarının da ülkenin farklı kesimlerinden insanları bir araya
getirmesi ile Türkçe olimpiyatlarının insanları bir araya getirmesi arasındaki
farkın ne olduğuna dair soruya şöyle cevap verdi: "Evet, bir latife oldu bu ama
şöyle diyelim. Elbette insanımız, vatandaşımız haksız uygulama olarak gördüğü şeylere
demokratik tavrını kullanmalı. Öyle olmalı, çünkü bizim de bazen yer yer
istemediğimiz şeyler olabilir. Bunlara tepkimizi dile getirme hakkımız her
zaman olmalı. Bunu kimse de kısıtlamamalı kimse de küçümsememeli, kimse de
bunun üzerine baskıyla gitmemeli.
GEZİ PARKI OLAYINDAN ÇOK ÖTEYE TAŞINDI
Çünkü hak hepimize lazım
olacak ancak burada şöyle bir şey var, olay hepimizin malumu, medyadan
gördüğümüz şekliyle bir gezi parkı olayından çok çok çok ötelere taşındı. Belki
Gezi Parkı, oradaki ağaçlar için bir araya gelen insanlar var doğru ama
bunların arasındaki marjinal grupların çokluğu, terör örgütünün bu işin içerisinde
olması vs. gösterdi ki, hatta haberlerden okuduğumuz, gördüğümüz bir şey
yurtdışından ciddi istihbaratın bu işin içinde olması, Türkiye'yi hiçbir zaman
yalnız bırakmıyorlar. Yani Türkiye'de yeter ki bir açık bulunsun, yeter ki
problem edilecek bir mesele bulunsun orada çok ciddi yangınlar
çıkarabiliyorlar. Bu noktada insanımızın, vatandaşımızın, halkımızın,
hemşerilerimizin biraz daha uyanık, duyarlı olması lazım. Mesele orada bir ağaç
meselesi olarak kalmadı, çok dikkat etmek gerekir bu hadiselerde. Usulü neyse,
yolu, yöntemi, üslubu neyse o yönde mutlaka tepki göstermeli ona inanıyoruz.
OLİMPİYATLARLA OLAYLAR ARASINDAK İ FARK BELLİ OLUYOR
Zaten marjinal grupların bir
araya gelişinde ortaya çıkardıkları eserle, iyi niyetle, hüsni niyetle bir
araya gelmiş Türkçe olimpiyatlarının ortaya çıkardığı tablo sahnede gözüküyor. Birisinde
ateşler yükseliyor, birisinde ağaçlar kesiliyor arabalar devriliyor, kamu
görevlilerine zarar veriliyor, kamu binalarına zarar veriliyor. Hiçbir insanın
evet, iyi oldu diyeceği bir şey göremiyoruz orada. Güzel bir ülke savaş alanına
çevriliyor, böylesine güzel ve masum insanların bunu hak etmediğini biliyoruz.
Bir böyle bir şey var bir de öbür yandan dünyanın değişik yerlerinden gelmiş
farklı sesler bize sevgi ve barış var dünyada bunu biz kuralım, dünya bu güne
kadar muvaffak olamadı biz yapalım bunu, gelin çocuklar bir araya gelelim
kardeşliği ve dostluğu perçinleştirelim ve büyüklerimize örnek olalım der gibi
bir halde karşımıza çıkıyor. Bu çocuklar inşallah gelecekte bunu başarsınlar.
DÜNYADA HER YERDE BİR OCAK TÜTTÜRMEMİZ LAZIM
Biz medeniyetlerin
buluşmasını, kültürümüzün dünyada tanıtılmasını başaralım. Ben şöyle diyorum
dokunmadığınız insan sizin değil, dünyada her yerde bir ocak tüttürmemiz lazım.
Yani ocak tüttürmediğimiz olmadığımız yerde yokuz, bizim bir kez daha millet
olarak dünyaya taşmamız, bir kez daha bir hamle daha dışarı çıkmamız ve
kendimize ait güzellikleri o insanlarla paylaşmamız için yola çıkmamız
gerekiyordu. Aslında Türkçe olimpiyatlarının hikâyesi bu." (M. Serhat TOPALCA)