700 bin üyesiyle Türkiye`nin
en büyük memur konfederasyonu unvanını elinde tutan Memur-Sen`in ülke
genelindeki il Divan Toplantıları devam ediyor.
Bu kapsamda Kahramanmaraş İl
Divan Toplantısı`nın açılışında konuşan Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel
Turbay, son günlerde yaşanan olaylarla ilgili olarak yaptığı açıklamada
demokratik yollarla hak arayanların destekleneceğini ancak sokak terörü ve
provokasyonlara asla pirim verilemeyeceğini söyledi. Turbay, sokak terörü ve
şiddetten beslenenlerin devlet ile pazarlık yapamayacağının altını çizdi.
Büyük ve güçlü Türkiye
hazımsızlarının provokatörlerle birleşerek Taksim ve Kızılay`ı yerle bir
ettiklerini belirten Turbay, muhalefet partilerinin sorumlu davranışlarla
toplumdaki gerilimi boşaltmak yerine gerginliği pompaladığını dile getirdi.
Turbay, ''Siyaset Kurumu da halkın demokratik taleplerine kulak vermekle
yükümlüdür. Gerilimi düşürmek için sarfedilen sert sözler, kimi zaman aynı
etkiyi göstermez.'' dedi.
Bem-Bir-Sen Genel Başkanı
Mürsel Turbay il divan toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
''Bugün ülkemizin içinde bulunduğu ve hepimizin şapkasını önüne alıp bir
kez daho düşüneceği bir süreci birlikte yaşadık/yaşıyoruz. Taksim Gezi
Parkı`nda, nakledilecek birkaç ağacın sökülmesini protesto etmek üzere
meydanlara çıkan ve demokratik bir hakkı savunan eylemcilere, marjinal
grupların, iç ve dış provokatörlerin, sosyal medya korsanlarının ve kimi siyasi
partilerin dahil olması ile olaylorın çığırından çıktığını, bu olayların ülke genelinde marjinal gruplar
eliyle yaygınlaştırmak istendiğini, kamu ve özel mallara hangi çeşit bir kinle
saldırıldığını, ortalığın yangın yerine çevrildiğini, buna karşılık da bir
kısım güvenlik gücünün kontrolsüz güç kullandığını ve karşılığında da olayların
daha da tırmandığını hep birlikte gördük."
Türkiye'de son yıllarda
ekonomik, sosyla ve siyasi alanda gerçekleştirilen gelişmelere dikkat çeken
Turbay konuşmasına şöyle devam etti: "Ülkemizin son 10 yılında geçirmiş olduğu
süreç hem İç dinamikler, hem de dış dinamiklerin ülkemize yansıması açısından
çok başarılı, bir o kadar da hiçbir zaman unutulmadan, gevşemeden, her an
hatırlanacak kadar önemlidir. Terörle ilgili sağlanan barış ortamı, yönetilen
süreçteki başarı, ekonomide yaşanan artılar, millette yeniden sağlanan adalet
ve hukuk devleti duyguları halkının yanında olan bir iktidarın başarısıdır.
Elbette ki bunlardan rahatsızlık duyacak çevreler olacaktır. İçerde,
kendilerinden hesap sorulan antidemokratik yapılar, rantı kesilen çevreler,
dışarıda ise Türkiye`nin büyüyüp güçlenmesini hazmedemeyen lobiler, ülkemizin
bölgesinde yaydığı enerjiden, lider ülke pozisyonundan elbette rahatsızlık
duyacaklardır."
CUMHURBAŞKANIMIZI VE HÜKÜMETİ SAĞDUYULU AÇIKLAMA VE
TUTUMLARINI DOLAYI TEBRİK EDİYORUZ
Ülke içinden ve yurtdışından
bazı çevrelerin Gezi Parkı olaylarını farklı şekilde kullanmaya çalıştığına
işaret eden Turbay şunları dile getirdi: "Bir süreden beri şiddet eğilimli
olarak yaygınlaştıran ve demokratik hak aramadan hayli hayli uzaklaştırılan
eylemlere verilen dış destek bunun en güzel göstergesidir. ABD ve Avrupa`dan
yapılan yayınlarda ''Taksim`den Tahrir çıkarma'' özlemleri yaşanırken,
kendi Müslüman halkının kanını döken bazı Ortadoğu diktatörlerinin fırsatçılık
hamleleri ile ülkemizi ve hükümetimizi kendileri ile eş tutma gayretleri son
derece manidardır. Haklı demokratik bir eylemin, bazı güvenlik güçlerinin
hatalı davranışları yüzünden sertleşmesi, provokatörlerin bunu fırsat bilerek
sokaktaki vatandaşı kışkırtmaları, kimi siyasi partilerin bu olaylardan oy
devşirme telaşları, olayları bu noktaya taşımıştır. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve
Hükümetimizin olaylar karşısındaki sağduyulu açıklama ve tutumlarını tebrik
ediyoruz. Sorumlu bir siyaset anlayışı ile sorumlu bir devlet adamı anlayışı
ile hareket edilmiştir."
Sokak terörü estirerek, esnafın ekmek
teknesini yakarak, kamu malına zarar vererek hak arama söylemlerine, milletin
pirim vermeyeceğini söyleyen Turbay şu şekilde konuştu: " Bizler sendikacı
olarak hak arama eylemlerinin nasıl yapılacağını biliriz. Haklı taleplerimizi
ideolojik eylemlere kurban etmemeyi de iyi biliriz. Şiddet içeren, anarşik
söylem ve eylemler yerine, diyalog yolu ile anlaşmayı ve sorunlarımız her ne
ise çözmeyi de iyi biliriz. Dolayısıyla sokak terörü estirerek, esnafın ekmek
teknesini yakarak, kamu malına zarar vererek hak arama söylemlerine, tarihte bu
anlamda çok fazla tecrübe edinmiş olan bu millet pirim vermez. Sağduyu sahibi
milletimiz, hakkını demokratik ortamlarda arayan herkese kucak açar, ancak hak
aradığını iddia edip kutsal değerlerine küfreden, camilerini ayakkabıları ile
çiğneyen, alkol satışı denetimini bahane ederek camiye bira şişesi sokanları,
ağaca sahip çıkacağım ididasıyla çayır-çimen-çiçek tepeleyenleri, belediye
otobüslerini yakanları, dahası güvenlik güçlerini öldüresiye taşlayanları
affetmez. Bundan oy devşirmeye çalışanlara da pirim vermez."
ŞİDDETİN VE TERÖRÜN İÇİNDE BULUNAN SÖZDE SENDİKALAR,
SÖZDE SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ DE VAR
Millet aleyhine çalışan ve
şiddetin, terörün içinde bulunan sivil toplum örgütleri olduğunu savunan Turbay
şöyle konuştu: "28 Şubat sürecinde bizler demokrasiden yana tavrını belirlemiş
sendikalar olarak mücadelemizi sonuna kadar verdik, bugün de vermeye devam
ediyoruz. Ancak bir de bu süreçlere payandalık eden, ''sendikal
faaliyet'' diyerek ülke ve millet aleyhine olan ''karanlık yapılara''
destek veren, şiddetin ve terörün içinde bulunan sözde sendikalar, sözde sivil
toplum örgütleri de var. Bugün yaşananlardan nemalanmak isteyen bazı STK ve
sendikalar, bulanık suda balık avlama hevesi ile yine meydanlara koşmuşlar,
kaosa zemin hazırlamışlardır. Antidemokratik süreçlere payandalık yapmayı
alışkanlık haline getiren bu yapılar, demokratik yollardan sorgulanmalı ve
hesap sorulmalıdırlar."
''YENİ ANAYASA İNSAN ODAKLI OLURSA ANCAK SORUNLARI
ÇÖZEBİLİR''
Hazırlanacak olan Anayasa
hakkında konuşan Turbay şunları anlattı: "Hazırlıkları devam eden yeni
Anayasa`da da yer bulacağını umduğumuz özgür sendikal örgütlenme yapıları ve
kamu çalışanlarının hak ve özgürlükleri, insan hak ve hürriyetleri odağında tam
olarak teslim edilmelidir. Yeni Anayasa`nın odağına ''insan'' unsuru
yerleştirildiği takdirde sorunlarımızın büyük bir bölümü çözümlenebilecektir.
Referandum ile kamu çalışanlarına sağlanan toplu sözleşme yapabilme hakkını çok
önemsiyoruz, lakin bunun grevsiz verilmiş olması, atılan bu demokratik adımı
yarım bırakmıştır."
''12 MİLYON İMZA EN BÜYÜK TOPLUMSAL MUTABAKATTIR,
GEREĞİ YERİNE GETİRİLMELİDİR''
"Ayrıca kamu çalışanına
siyasetin halen yasak olması, dayatılan kılık kıyafet yönetmeliğinin sağlanan
mutabakatlara rağmen sürdürülmesi kabul edilebilir değildir." şeklinde konuşan
Bem-Bir Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay sözlerine şöyle devam etti: "Bu konuda
toplanan 12 milyon imzanın gereği bir an önce yerine getirilmelidir. Önümüzde
2013 yılı toplu sözleşme süreci bulunmaktadır. Tüm hizmet kollarının problemlerinin
ortaya konacağı, ortak mutabakat aranacağı bir döneme daha yaklaşıyoruz. Bu
süreçte hükümet, sorunlara özelde sendikaların temsil ettiği hizmet kolunun
ihtiyaçları, çözümlenmemiş problemleri açısından, genelde ise kamu
çalışanlarının ^aileleri ile birlikte refah içinde yaşayabileceği bir ücret,
insan hak ve onuruna yakışır bir çalışma ortamı ve özlük hakları noktasından
bakmalıdır. Türkiye`de çalışma barışının sağlanması işveren-işgören-sendika
uyumunun sağlanmasına, taleplerin ortak çözümlerle değerlendirilmesine
bağlıdır."
''IRKÇILIK AYAKLARIMIZIN ALTINDADIR, BU MİLLETİN
TEK ORTAK PAYDASI İSLAM`DIR''
Ülkenin bölünmez bütünlüğü
çerçevesinde yapılacak bütün çalışmalara destek vereceklerini kaydeden Turbay
şu şekilde konuştu: "Bulunduğu ortama ve dünya politikalarına katkı sağlayan ve
yüksek enerji ile hareket eden ülkemiz, ne yazık ki PKK terör örgütü ve
uzantıları vasıtası ile 30 yıldan beri dinmeyen bir kan gölünün içinde
bulunmaktadır. Bizlere göre aslolan; akan kanın durması, gözyaşlarının dinmesi,
ülkemizin birliğiyle bölünmez bütünlüğü ile aynı bayrağın gölgesinde, aynı
vatan topraklarında tek ortak paydamız olan İslam`ın ışığı, aydınlığı ile
yaşamamızdır. Bunu sağlayacak her türlü sürece, adı ne olursa olsun destek
veriyoruz."
BUGÜN BİR UMUT DOĞMUŞ, GÖZLER UFKA ÇEVRİLMİŞTİR
Turbay Akil Adamlar hakkında
ise şunları söyledi: "Belirlenen Akil Adamlar listesinde yer alan isimler,
bugün bir devlet görevini yerine getirmektedirler. Bu kişilerin yıpratılmaması
gerekmektedir. Bugün bir umut doğmuş, gözler ufka çevrilmiştir. Yürütülen
politika her kesimdeki soru işaretlerini gidermelidir. Hassasiyetler dikkate
alınmalıdır. Herkes köken itibariyle saygı görmeli, bu ülkenin vatandaşı
olmakla övünmeye devam etmelidir. Ötekileştirmek bize yakışmaz."
Bem-Bir Sen Genel Başkanı
Mürsel Turbay: " Bizim ülkemiz, vatanımız burasıdır. Türkiye`dir, bu
coğrafyadır. Bizim kitabımız Kuran-ı Kerim, gölgesinde sığındığımız sancak
Peygamber sancağıdır. Bizim bayrağımız şehitlerimizin alkanı ile birleşen bu ay
yıldız, bu hilâldir. Herkes bunu iyi anlamalı, anlamayanlara da iyi
anlatmalıdır.'' diyerek sözlerini bitirdi. (M. Serhat TOPALCA)