Tarih: 10.06.2013 18:39

“Gezi olayları farklı maksatlara doğru seyretmektedir”

Facebook Twitter Linked-in

Gezi olaylarının çevreci bir anlayıştan kayarak faklı mecralara taşındığını ifade eden Yalçın, vatandaşları ülke içinden ve yurtdışından olayları büyütmek isteyenlere karşı uyardı.  28 Şubat'tan sonra halkın darbeci ve çetecileri tasfiye ettiğini söyleyen Yalçın, bundan dolayı bu çevreler tarafından ülkede meydana gelen bazı olayların kullanılarak karışıklık çıkarılmaya çalışıldığını savundu. Ülkenin üniter yapısına dokunacak, bayrağıyla, milletiyle sorun yaşayacak, şehitleri ve ailelerini üzecek hiçbir olayın içinde yer almayacaklarını ifade eden Yalçın, Ümmetçi anlayış içerisinde bütün mazlumların, mağdurların hassasiyetlerinin kendi hassasiyetleri olduğunun altını çizdi.

Memur-Sen olarak her zaman darbeci anlayışa karşı olacaklarını ve kirli planları deşifre edeceklerini söyleyen Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın şunları söyledi: " Sendikacılığı Türkiye'de çalışanın emek ve ekmek mücadelesi olarak, hizmet mekanizması olarak yorum yapılması gerekirken, Türkiye'nin her 10 yılda bir demokrasisinin kesintiye uğratılması, hükümetlerin düştüğü istikrarsız bir ülkede sendikacılığı kirli odakların ve darbe organizatörlerinin yandaşı konumuna getirilmiş olmasına her zaman isyan etmiştik.

Bunun en son isyanını da Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Türkiye'de ulusal birlik hareketi adı altında bir araya gelen ve bir konfederasyonun ev sahipliğiyle kamuoyuna deklare edilen süreçte tepkileri ortaya koymuş ve 28 Şubat'ı bu ülkede bir daha yaşatmayız demiştik.  Dolayısıyla Memur-Sen olarak kral çıplak demeye her zaman kirli planlar içerisinde olanların planlarını deşifre etmeye devam edeceğiz."

"SAĞDUYU ÇAĞRISI YAPTIĞIMIZI ÖZELLİKLE İFADE ETMEK İSTERİM"

Taksim gezi parkında meydana gelen olayların gerçek amacından uzaklaştırıldığını aktaran Yalçın şöyle konuştu: "Geldiğimiz noktada Taksimde hareketlenen ve ülke geneline yayılmak istenen, çevre esnekli başlayıp ama geçen Cuma itibariyle eksen kırılması, eksen kayması yaşayıp kırılmaya uğrayan sürecin tam da bizim işaret etmek istediğimiz arka planını kendisinin deşifre ettiğini, 28 Şubat'ta tetikçi medyaya soyunmak rolünü üstlenen merkez medyanın yavaş yavaş boyunu uzatarak fabrika ayarlarına geri döndüğünü görüyoruz. Dolayısıyla bu süreci teşkilatımızla paylaşıp Memur-Sen olarak bundan sonraki gelişen olaylara göre tavrımızı alabileceğimizi, şu anda sağduyu çağrısı yaptığımızı özellikle ifade etmek isterim."

28 Şubat sürecinden sonra bu süreci benimseyenler tarafından ülkede gerginlik çıkarılmaya çalışıldığını söyleyen Yalçın şu şekilde konuştu: "Türkiye'de 28 Şubat'tan bu güne gelinen süreçte halkın çetecileri, darbecileri tasviye etmesi ve onların da yargının karşısına çıkarılmış olması dolayısıyla bir gaz sıkışmasının olduğu belliydi. Cumhurbaşlığı seçiminde arandı bulunamadı, Reyhanlı'da arandı bulunamadı, Cumhuriyet mitinglerinde arandı bulunamadı ama İstanbul'daki yerel yönetim olsun, vali olsun arkadaşların orada çevre duyarlılığıyla bir araya gelen insanlara karşı yaklaşımı dolayısıyla bu pası arayanlar 3 tane ağacın altından bu pası almış oldular ve olay kırılma yaşayarak şu anda tamamen farklı maksatlara doğru seyretmektedir."

"IŞIĞI BEKLEYEN UYUZ KÖPEKLER, IŞIĞI GÖRÜNCE PİRELENDİ HA!"

Türkiye'de sorun çıkararak olayları büyütmeye çalışanları Abdurrahim Karakoç'un dizeleriyle eleştiren Yalçın şunları konuştu: "Bu memleketin çocuğu olan Abdurrahim Karakoç'un çok önemli bir dizesi vardır, Hasan'a mektuplarda der ki;  "Güneş doğar-doğmaz ayrıldı renkler, Kapalı kapılar aralandı ha! Işığı bekleyen uyuz köpekler, Işığı görünce pirelendi ha!" şu anda pas bekleyen marjinal, dış odaklarla bağlantılı bazı gruplar çevrenin dışına taşırarak olayı tamamen üzüm yeme değil bağcı dövme seanslarına çevirmişlerdir. Türkiye'deki bazı sermaye odaklarının da dış sermaye ile birlikte iş birliği yaptığını bütün toplum görmektedir. Onlar bunun farkında mıdır, değil midir bilemiyorum ama onlarında bir an önce farkına varıp gerçek konumlarına geri dönmelerini özellikle beklediğimizi, Memur-Sen olarak burada bu çağrıyı yinelediğimizi belirtmek isterim."

"ÇÖZÜM SÜRECİNİN BAŞARIYLA SONUÇLANMASI TEMEL ARZUMUZDUR"

"Türkiye'nin içinde bulunduğu çözüm süreci ile ilgili atılan adımların isabetli adımlar olduğunu Türkiye'de kanın durması, Türkiye'de milli değerlerinin ve milli kaynaklarının bu ülke için harcanması, taşeron odaklar ve örgütler vasıtasıyla Türkiye'nin kaynaklarını heba edilmemesi gerektiğini her defasında dillendiren bir teşkilatız." şeklinde konuşan Yalçın şöyle devam etti: " Çözüm sürecine bu bakış açısıyla taraf olduk, çözüm sürecinin başarıyla sonuçlanması temel arzumuzdur. Ama çözüm süreci içerisinde irademizi asla hiçbir siyasal yapıya ve odağa teslim etmedik, kendi irademizle devam ediyoruz. Biz, burada özellikle altını çizmek istiyorum, ülkenin üniter yapısına zarar verebilecek, bayrağıyla, diniyle sorun yaşayabilecek ve şehitleri-şehit ailelerini üzecek hiçbir yaklaşımın içerisinde olmayız. Ama bu ülkede tabut siyaseti yapan, her ile bir şehit projesiyle seçim yatırımları yürüten siyasi argümanların da artık bu ülkede son bulması gerektiğini ve ülkede huzurun sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Memur-Sen olarak, biz medeniyet mirasının bugünkü temsilcileri olarak şunu özellikle ifade ediyoruz; bizim ülke tasavvurumuz, bizim sınır tasavvurumuz Türkiye'nin sınırlarıyla asla sınırlı olamaz. Biz bu ülkenin sınırlarını kireçle boyanmış beyaz taşlardan ibaret gören bir topluluk değiliz. Bağdat'ta bizimdir, Basra'da bizimdir, İslamabat'ta bizimdir, Kabil'de bizimdir. Ümmet bilinci içerisinde bütün mazlumların, mağdurların ve İslam ülkelerinin hepsinin hassasiyetleri bizim hassasiyetimiz olmalı ve beklediği ışığın da biz olduğunun farkındayız. O yüzden Türkiye'nin kendi iç sorunları içinde boğulmasını ve bir şiddet sarmalı içerisinde ayağının tökezletilmesine biz müsaade etmeyiz, buna göz yumamayız."

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ali Yalçın: "Şu an sağduyu çağrısı yapıyoruz ve bunun arka planının yeterli miktarda deşifre edilip, ajanların aralarında cirit attığı bilgileri sıklıkla geçmektedir. Daha sonra insanların evlerine geri dönmesi ve çevre duyarlılığı olan demokratik talepleri olan insanların da bu harekete, yapılara asla ve asla teslim olmaması, alet olmaması gerektiğini altını özellikle çizmiş olalım."diyerek sözlerini bitirdi. (M.Serhat TOPALCA)  




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —