Hiç kimseyle küs olmadıklarını
ve Türk milletinin asla ırkçı olmadığını ifade eden Mustafa Bastırmacı, hiç bir
ülkede ikinci bir dilin olmadığını ve bunun Türkiye`de de kabul edilemez
olduğunu kaydetti. Barış sürecinin kabul edilemez olduğunu ve Akil İnsanların
Büyük Ortadoğu Projesi için il il dolaştıklarını söyleyen Bastırmacı, 30 ilin Büyükşehir olmasının
eyalet sisteminin bir ayağı olduğunu söyledi. Gezi Parkı olaylarının toplumun
bir dolma neticesi,baskı politikasının, zulümlerin, her türlü sosyolojik ve
psikolojik baskıların getirdiği bir sonuç olduğunu aktaran Bastırmacı AKP
hükümetine cevabı 30 Mart`ta mahalli seçimlerde vereceklerini belirtti.
AKP HÜKÜMETİNİN ESAS AYAĞI BÜYÜK ORTADOĞU PROJESİ
Barış Süreci`ni asla kabul
etmeyeceklerini aktaran Bastırmacı şöyle konuştu: ''AKP hükümetinin
tarihten gelen bir süreç olarak, bir defa sayılarını iyi kontrol etmek lazım,
63 rakamının hangi anlama geldiğini izah etmek lazım. Akil insanların barış
süreci diye ortaya koyduğu, AKP hükümetinin esas ayağı Büyük Ortadoğu
Projesi`nin şekillenmesi için. Burada da il il gezerek toplantılar yapmaya
çalışan akil insanların, adına barış süreci dedikleri, toplumda barışı PKK
önderliğini yapan cani bebek katili Öcalan'la mı? Kandilde askerimizi,
vatandaşımızı, polisimizi, güvenlik güçlerimizi şehit eden Karayılan`la mı? Yoksa
bu işe lojistik ve maddi desteğini veren Avrupa ayağıyla mı? Yabancı güçler mi,
diye baktığımız zaman böyle bir barış sürecini, biz aziz Türk milleti olarak
kabul etmediğimizi defalarca beyanatlarımızda söylemiştik.''
EYALETLER SİSTEMİ`NİN ALT YAPISINI OLUŞTURUYOR
30 ilin Büyükşehir olmasıyla
birlikte Eyaletler Sitemi`nin alt yapısının oluşturulduğunu belirten Bastırmacı
şunları kaydetti: ''Bu gün geldiğimiz noktada ise, biz hiç milletle,
topluluklarla, mezheple hiçbir ayrılığımızın olmadığını, bu Anadolu
coğrafyasında yılarca bir arada yaşadığımızı her zaman söylediğimiz gibi,
aileler oluşturup, topluluklar kurduğumuz bir ortamda, bizim hiçbir ırkla,
mezhebiyle, diliyle, rengiyle hiçbir işimizin olmadığını, hiçbir zamanda bir ayrımcılık
içerisinde olmadığımızı, Osmanlının adaletinin de burada ortaya çıktığı, bir
Türkiye cumhuriyetinin kurulması ve devam ettiği politikalarda, biz vatandaş
olarak hiçbir zaman böyle bir ayrımcılığın içerisinde olmamışızdır. Bu gün
yapılan hadise Oslo da görüşmelerin başladığı 1995 ve 1996 yıllarında, 2005 ve
2006 yıllarında PKK ve hâkim devlet dediğimiz, İngiliz'lerin olduğu bir masada
toplanarak bir pazarlığın içerisine girmeleri, Türkiye'nin şartlarını ortaya
koyduğu süreçte gelinen nokta, bölgemizde özerlik adı altında mahalli idarelere
verilecek yetkiler adı altında eyaletler sisteminin alt yapısı oluşuyor. Bunun
bir bacağı da yeni bir sistemle 30 ilin Büyükşehir olmasının sebeplerinden bir
tanesi de Eyaletler Sistemi`nin alt yapısını oluşturuyor. Biz defalardır
söylüyoruz bu mücadeleyi veren, Çanakkale Zaferi`ni yaşayan, Kurtuluş Savaşı`nı
veren, İstiklal Harbi`yle mücadele veren, Kahramanmaraş Harbi`ni dahi yaşayan
bir ırkın, bir topluluğun mensuplarıyız. Geçmişten gelen tarihsel boyuta
baktığımız zaman, biz bu misakı milli sınırlarımız, vatanımız ve bayrağımız
için 100 binlerce şehit vermiş, bir aziz Türk milletinin toplulukları ve
nesilleri olarak asla böyle bir şeyin, böyle bir amacın, Siyonist bir amacın
ulaşmasına asla müsaade etmeyeceğimize ben inanıyorum.Bu sürecinde,
başarısızlığa ulaşacağını ve toplumdaki değer yargılarının ve tepkilerin ortaya
konulması süreciyle, geldiğimiz nokta bu gün bu halde.''
TÜRKİYE'DE Kİ BİR SİYASİ AYAĞIN, BİR BACAĞI
Büyük Ortadoğu Projesi`nin
Suriye'den başlayarak, Ermenistan hattına kadar çekilecek tampon bölgeler
oluşturulmasıdır diyen Bastırmacı şunları aktardı: ''Başbakan`ın ortaya
koymuş olduğu BOP Eş Başkanıyım dediği, yani BOP dediğimiz süreç Büyük Ortadoğu
Projesi`nin gerçekleşmesi. Suriye'den başlayarak, Ermenistan hattına kadar
çekilecek tampon bölgeler oluşturulması. Zaten geçmiş süre içerisinde Kuzey
Irak`ta yaşanan hadiseler bir Özerklik gibi, o bölgenin Kürdistan diye, sözde Kürdistan diye ortaya koydukları
bölgenin başlaması ve bir taraftan da Kuzey Suriye`nin, yine KYB'nin güçleri ve
buradan kendi hatlarına çekildikleri söylenen PKK teröristlerinin, ülkeden
çıktıkları dediği hadise asla çıkmamışlardır, çıkan insanlarda zaten Suriye`de
bir tampon bölge oluşturmanın, milis güçleri olarak, gerilla olarak teröristler
kuzey ırak'a geçmişlerdir. Biz bunu Türkiye'de ki bir siyasi ayağın bir bacağı diye
değerlendiriyoruz.''
TÜRK MİLLETİ
BUNA ASLA MÜSAADE ETMEYECEKTİR
Türkiye`yi topla tüfekle
bölemeyen güçlerin başka yollarla ülkeyi bölecekler diye konuşan Bastırmacı
şunları söyledi: ''Buradan baktığınız zaman bu süreç bizi topla tüfekle
bölemeyen ve bölemeyeceğini anlayan güçler, egemen ve küresel güçler olmak
üzere bunun da Eş Başkanlığını ortaya
koyan Başbakanın birlikteliği ile bizi önümüzdeki süreç itibariyle, anayasa
değişiklikleri ve referandum sürecine sokacaklardır. Bu süreç itibariyle de
yine her zaman olduğu gibi aziz Türk
milleti buna asla müsaade etmeyecektir ve gereken cevabı verecektir.
Yani geçmişte atalarımızın ortaya koyduğu bu mücadeleyi kanla ve bu gün burada
rahat oturabiliyorsak şayet geçmişte atalarımızın, Atatürk'ün, silah
arkadaşlarının burada mücadelelerinin geldiği sonuçlardır diye değerlendiriyoruz,
onun için böyle bir süreci barış sürecinin asla kabul etmiyoruz, biz kimseyle
küs olmadığımızı defalarca beyanatlarımızda belirtmiş bulunuyoruz.''
TÜRK MİLLETİNİN IRKÇILIĞA DAYANAN BİR OLGUSU YOK
Türk milletinin ırkçılığa
dayanan bir olgusu olmadığını belirten Bastırmacı şöyle konuştu: ''Bu özerklik
dediğimiz ve arkasına da eyalet sistemi kurularak büyük projelerin hayata
geçmesi. Zaten Oslo'da yapılan görüşmelerin neticesinde, bize demokrasi adı
altında, demokratik kuralları işletmek için canilerin silah gücüyle, hükümete
karşı yapmış oldukları ve 40 bine yakın vermiş olduğumuz şehidin, maalesef
Avrupa birliğini bacağı ve ağının düşünceleri diye söylüyoruz. Asla böyle bir
şeyin olamayacağını, isteklerin yani, olgun Türk milletinin ırkçılığa dayanan
bir olgu olmadığını ve insan topluluklarının ortaya koyduğu sosyolojik bir
olaydır. Bu ülkede Osmanlı'nın da geçmiş
dönemden beri adaleti tesir ederek kendilerin istediğine de baktığımız zaman,
biz Osmanlı`nın da torunları olarak ta ayakta kalmasının en büyük sebebi adalet
sistemini ortaya koymuştur.''
KENDİ İNANÇLARINI CUMHURİYET TARİHİ`NDEN BERİ
YAŞAMIŞLARDIR
Türkiye`de yaşayan bütün
ırkların kendi inançlarını Cumhuriyet Tarihi`nden beri yaşadığını ifade eden
Bastırmacı şunları kaydetti: ''Bu gün Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduktan
sonra da, ülkemizde yaşayan tüm halkların,
kendisini ne olarak hissetmişse Ermeni, Kürt, Laz, Çerkez, Süryani, tüm
adlarını, kendi dinlerini, kendi inançlarını Cumhuriyet Tarihi`nden beri bu
güne kadar yaşamışlardır. Bu gün böyle bir isteklerin içerisine girmeleri, BOP'
un getirdiği sonuçlardır. Dünyada ki küresel güçlerin bölgemizdeki Anadolu
coğrafyamızdaki böyle güzelim ülkemiz, böyle bir coğrafyada, yer üstü
kaynaklarıyla, zenginlikleriyle, yer altı kaynaklarıyla birlikte bu coğrafya da
tarihsel boyuta da baktığımız zaman iç kargaşaların çıkmasının sebeplerinden
bir tanesi diye düşünüyoruz. Onun için asla küresel güçlerin emellerine
ulaşamayacaklarını, böyle bir isteğe aziz Türk milletinin kabul etmeyeceğini ve
bir olgu olarak ta, bir düşünce olarak ta, bir yaşam tarzının ortaya koyduğu haklara
da saygı göstererek bir devletin bir tek resmi dili olur, dünyanın hiçbir
tarafında ikinci bir resmi dil kabul edilmemiştir.''
ASLA HİÇBİR ÜLKENİN DE İKİNCİ BİR DİLİ KABUL ETMESİ DE
MÜMKÜN DEĞİL
Hiç bir ülkede ikinci bir dil
olmadığını belirten Bastırmacı şunları aktardı: ''Yani ne Amerika`da, ne
Avrupa Birliği`nde, ne de bölgemizdeki tüm ülkelerde, böyle bir imkan dünya da
eşi benzeri görülmemiştir. Şunu söyleyebiliriz insanlar kendi dilini Kürtçe,
Lazca, Zazaca, Azerice herkes dilini rahatlıkla kullanabilir, zaten geçmişten
beride kullanılıyordu, böyle bir yasakta yoktu. Ama bir olgu vardır Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin vatandaşıyım diyebilmek bu gün bir erdemlilik olduğu kadar, insan
haysiyetini ortaya koyar. Dışarıda bir İtalyan vatandaşı ben İtalya`nın
diyebiliyor, Amerikan vatandaşı olan ister Türk, ister Çinli, ister Japon, ister
Alman`ı hepsi Amerikan vatandaşıyım diyebiliyor. Asla hiçbir ülkenin de ikinci bir
dili kabul etmesi de mümkün değil. Onun için bu yapacakları pazarlık ve
düşünceleri asla hayata geçmemesi için defalarca da söylediğimiz gibi yine bu
milletin ortak noktası, tek dil, tek bayrak, tek vatan, tek millet düşüncesiyle
yani böyle bir hareketle yola çıkarsak asla bölünmeye, parçalanmaya kimsede
rıza göstermeyecektir, bu ülkenin gerçek sahipleri ve dinamitleri de her zaman
sözlerini ortaya koyacaklardır diye düşünüyorum.''
36 PARÇAYA BÖLEN, MEZHEPLERİ AYRIŞTIRAN
AKP hükümetinin 11 yıl
içerisinde Türkiye`yi 36 etnik parçaya böldüğünü ve mezhepleri ayrıştırdığını
söyleyen Bastırmacı şunları ifade etti: ''Bu bir süreçtir Türkiye de 2002
yılında AKP hükümetinin ortaya koymuş olduğu siyasi politikalar, ayrıştırmanın
yaşandığı ve ülkedeki tüm halkların, yaşayan milletleri 36 etnik parçaya
bölerek geldiğimiz noktaya bu gün itibariyle de baktığımız zaman ırkları bir
taraftan 36 parçaya bölen, mezhepleri ayrıştıran, oy verenler, vermeyenler
düşüncesiyle bu güne kadar yaklaşık 11 yıl içerisinde hükümet görevi yapan AKP
hükümetinin ortaya koymuş olduğu
politikaların neticesidir. Hatay da bile yaşanan bombalama olayları ve
arkasından gelen Gezi Parkı dediğimiz toplumun artık bir dolma neticesi, yani
baskı politikasının, zulümlerin, her
türlü sosyolojik, psikolojik baskıların getirdiği sonucu ortaya koyuyor, burada
yapılması gereken konu, bizimde her zaman söylediğimiz gibi Milliyetçi Hareket
Partisi olarak devlet ve Millet çatışmasına asla müsaade etmeden ve demokratik haklar içerisinde AKP
hükümetine sandıkta cevabımızın geleceği 30 Mart mahalli seçimlerinde, biz
sokaklarda değil Milliyetçi Hareket Partisi`nin temsilcileri ve teşkilatları olarak
sandıkta cevabımızı vereceğimizi bir kez daha paylaşmak istiyorum.''
(Selçuk KILINÇ)