Kahramanmaraş Anadolu Gençlik Derneği Şube Başkanı Osman Yücel yaptığı basın açıklamasında: " Mısır'da geçtiğimiz yıl yapılan seçimlerde yüzde 51.73 oranında oy olarak Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi bir darbe ile görevinden uzaklaştırılmıştır.dedi.
Yücel, Mısır'da
gerçekleştirilen darbenin Muhammed Mursi'nin şahsına karşı değil Mısır halkının
iradesine karşı işletilen bir süreç olduğunu savundu.
"Varlık sebebi ülke güvenliği olan silahlı
kuvvetler İslam coğrafyasında alışılageldik bir oyunun bir kez daha enstrümanı
olmaktan kaçınmamışlardır."şeklinde konuşan Yüce sözlerine şu şekilde devam
etti: "Mısır Ordusu halkın seçimlerde gösterdiği irade beyanına rağmen kendi
halkına karşı bir tavır ortaya koyarak yönetime el koymuştur. Bu hukuksal
hiçbir dayanağı olmayan ve ordunun elindeki silahların potansiyel imha gücünü
bizzat halkın iradesine karşı kullanmasıyla ortaya çıkan kabul edilemez bir
durumdur. Halkın iradesine rağmen ordunun cumhurbaşkanı atama yetkisi
yoktur. Halkın iradesine rağmen ordunun
hükümet oluşturma yetkisi yoktur. Bir
kısık muhalefetin seçimlerle iş başına gelmiş yönetimin bir darbe ile görevden uzaklaştırılmasını
desteklemesi ise bir acizliktir. Mısır Cumhurbaşkanı Mursi'nin muhalefete bir
mutabakat hükümeti kurma çağrısında da bulunmuş olmasına karşın sürecin bu
şekilde işletilmesi ırkçı emperyalizmin beklentilerine cevap verebilmek
içindir."
"MISIR'DA YAŞANAN KAOS ORTAMI BOP ROJESİNİN
İŞLETİLMESİDİR"
Ortadoğu'da meydana gelen
olayların Büyük Orta Projesinin hayata geçirilmesi amacıyla çıkarıldığını
savunan Yücel şu şekilde konuştu: "Genelde İslam coğrafyasının birçok yerinde
özelde Mısır'da yaşanan kaos ortamı Büyük Ortadoğu Projesinin işletilmesidir.
Irak'ta, Suriye'de ya da İslam coğrafyasının bir başka ülkesinde yaşanılan kaos
ortamı, gerilimler ve çatışmalar münferit birer olay olarak değerlendirilemez.
Mısır maalesef Batı Kulübünde yer alma sevdası içresinde olan bizim ülkemizin
yöneticilerinin izlediği yanlış politikalar ve yönlendirmelerin etkisinde
kalarak yalnızlığa itilmiştir. ABD'nin kuyruğunda dolaşan bir takım körfez
ülkelerinin ya da petrol krallıklarının Mısır halkının iradesine sahip
çıkılmasını sağlayacak yaptırımları mümkün değildir."
"MISIRA DOST GÖRÜNEREK FAİZCİ SİSTEME ENTEGRE ETMEYE
ÇALIŞTILAR"
ABD ve AB'nin Mısır'a dost
görünerek Mısır'ı ekonomik ve siyasi kanallara entegre etme çalışmalarının
olduğunu ve şu anda ülkede meydana gelen olaylara karşı sessiz kaldığını
söyleyen Yücel şunları dile getirdi:
"ABD, AB ve ırkçı emperyalizmin distribütörü olan diğer ülkeler Arap
Baharı denilen süreçte Mısır'a dost görürken Mısır'ı hem ekonomik açıdan faizci
küresel sisteme entegre etmeye çalışmışlar, hem de dış politikada da farklı
Müslüman ülkelerle cepheleşmeye itmek için uğraşmışlardır. Aynı ülkeler şimdi
olup bitenler karşısında sessiz kalmayı tercih etmişlerdir. Bölgede yaşanılan
gelişmelere baktığımızda ırkçı emperyalizm Müslümanların yaşadığı ülkeleri hem
birbirlerine karşıt cepheler haline getirirken hem de o ülkelerin her birinde
mezhepsel ve etnik farklılıkları kullanarak iç savaşa uygun bir ortam
oluşturulmuştur.
"AKAN KAN VE DÖKÜLEN GÖZYAŞI SİYONİZMİN BÜYÜK İSRAİL
PROJESİNİ BESLER"
"ABD, AB ve İsrail'in
çıkarları doğrultusunda her türlü işbirliğine açık sivil ya da askeri
yönetimlerin bu coğrafyaya huzur getirmesi mümkün değildir."şeklinde konuşan
Osman Yücel şöyle devam etti: "İslam coğrafyasında yaşayan etnik ya da
mezhepsel topluluklar karşıtlık ve çatışmaya değil, etkileşim ve onarıma dayalı
bir yöntem geliştirmelidirler. Aksi
halde akan kan ve dökülen gözyaşı Siyonizmin Büyük İsrail Projesini
besler. Irkçı emperyalizmin sapkın
değerlerinin taşeronluğunu yapan liberallerin ve ılımlı İslam savunucularının
kanatları altında bölgenin huzura kavuşamayacağı ortadadır. Türkiye bölge
ülkelerine laiklik çağrısı yerine kardeşlik çağrısı yapsaydı ve D-8'i daha
etkin bir konuma getirmenin gayreti içerisinde olsaydı ABD, AB ve İsrail
bölgeye bu kadar rahat müdahil olamazdı ve Mısır'da böyle bir süreç
yaşanmazdı." (M. Serhat TOPALCA)