Tarih: 15.07.2013 16:48

Zeynep Arıkan Ordu'da Bülbül Gibi Şakıdı

Facebook Twitter Linked-in

Mesudiye Gelişme Vakfı (MEGEV) tarafından düzenlenen ve Başbakanlık Tanıtma Fonu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı`nca desteklenen Türkiye Demokrasi Forumu (TDF) Ordu'nun Mesudiye ilçesinde gerçekleşti.

Kurultaya AK Parti Ordu Milletvekili İdris Naim Şahin, CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, Ordu Valisi Kenan Çiftçi, Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun, TDF Başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi, Erbaa Belediye Başkanı Ahmet Yenihan, Mesudiye Belediye Başkanı İsa Gül, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Akdeniz, ilçe ve belde belediye başkanları ile Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ve ilçe halkı katıldı.

Yılmaz Korkmaz Kültür Merkezi`nde gerçekleştirilen foruma Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Kahramanmaraş Kent Konseyi Başkanı Zeynep Arıkan konuşmacı olarak katıldı. Arıkan, konuşmasında kadınların sosyal, siyasal ve ekonomik alanda yeterli yer bulmadığına değinerek son yıllarda yapılan düzenlemelerinde bu eksiklikleri tam olarak gideremediğini söyledi. Kadınların savaş dönemlerinde de büyük başarılar gösterdiğini aktaran Arıkan, kent konseyleri bünyesinde oluşturulan kadın gruplarının önemli çalışmalara imza attığını kaydetti. Arıkan konuşmasında kent konseylerinin bulundukları şehirlere katkıları hakkında da önemli bilgiler verdi.

Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Kahramanmaraş Kent Konseyi Başkanı Zeynep Arıkan ise forumda yaptığı "Yerel Yönetimlerde Demokrasi ve Kadın" konulu konuşmasında şunları söyledi: " Anadolu`nun en eski yerleşim ve kültür merkezlerinden biri olan, tarihi boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, Akdeniz Bölgesi'nde yer almasına rağmen, dört coğrafi bölgenin kavşağında bulunan, tek başına Britanya Adası'ndan daha fazla sayıda bitki çeşidine ev sahipliği yapan, coğrafi zenginliğinin yanı sıra, etnik ve kültürel zenginlik açısından dikkat çeken, saklı değerlerin kahraman şehri Kahramanmaraş'ın güler yüzlü, gönül insanlarından selam getirdim."

Kahramanmaraş'ın kurtuluş mücadelesindeki kahramanlığına ve sanat ve edebiyat dünyasındaki önemli isimlerine dikkat çeken Arıkan şu şekilde konuştu :"Askeri destek almadan, özgürlük savaşının halkın omuzlarında yükselmesi ile tarihte bir başka örneği olmayan, işgale karşı tek yürek olmanın öncüsü olarak Milli Mücadelede zafere ulaşılacağı inancını ilham eden, kendi kendini kurtaran şehir olarak adını dünya tarihine altın harflerle yazdıran, Sütçü İmamların, Necip Fazılların, Nuri Pakdillerin, Cahit Zarifoğluların, Erdem Bayazıtların, Abdurrahim Karakoçların, Alaeddin ve Rasim Özdenörenlerin vatanıdır Maraş."

"HER ALANDA LİDER, AKDENİZ'İN İNCİSİ KAHRAMANMARAŞ"

Kahramanmaraş'ın ekonomik gücüne vurgu yaparak şehrin birçok alanda gösterdiği başarılar hakkında bilgi veren Türkiye Kent Konseyleri Birliği ve Kahramanmaraş Kent Konseyi Başkanı Zeynep Arıkan şunları kaydetti:  "Tekstil sektöründe Türkiye'deki iplik ve dokuma kumaş üretiminin yüzde 35'ni gerçekleştiren, enerjide kurulu güç bakımından İzmir'den sonra 2. sırada yer alan, Türkiye'de üretilen elektrik enerjisinin yüzde 12'sini üreterek gelecekte Türkiye'nin enerji üssü olmaya aday olan, sanayide tüketilen elektrik enerjisinde 9. sırada bulunan, sanayide kullanılan ve ithal edilen çeliğin yüzde 60'ını tek başına işleyen, Türkiye'deki çelik mutfak eşyası üretiminin yüzde 65'ini tek başına gerçekleştiren, 22 ayar altın işlemeciliğinde Türkiye'de ikinci sırada yer alan, 21 ülkeye dondurma ihraç eden, Türkiye biber üretiminin yüzde 25'ini, toz ve pul biber üretiminin ise yüzde 45'ini gerçekleştiren, kilometreye düşen su kaynakları bakımından Türkiye'de 1. dünyada ise 3. sırada yer alan, denize kıyısı olmamasına rağmen balık ihracatında 3. sırada yer alan, kadın ayakkabı üretiminde İzmir ve Bursa'nın ardından en büyük üretim merkezi olan, kentsel gücünü yükseltmiş, ulaştırma kabiliyetini geliştirmiş, kentsel yapısını tamamlamış, dünyanın dört bir yanına ihracat yaparak ülkesine katkı sağlayan girişimcileriyle her alanda lider, Akdeniz'in incisi Kahramanmaraş`tan selam ve saygılar."

"KADINLAR TOPLUMUN YARISIDIR"

"Yaşar Kemal; Dünya birbirini besleyen bin çiçekli, bin renkli bir kültür bahçesi olmuştur. Her kültür, geçmiş kültürlerin gübrelediği birikim topraklarının bir kültür çiçeği olmuştur. Bilinçli ya da bilinçsiz, bu büyük kültür bahçesinden bir çiçeği yok etmek insanlıktan bir rengi, bir kokuyu, bir güzelliği, bir yaratıcılığı almakla bir tutulmuştur, diyor." diyerek kadına yönelik ayrımcılığa vurgu yapan Arıkan sözlerine şu şekilde devam etti: " Buradan bir kadın olarak bırakın kültür bahçesinden bir çiçeği yok etmeyi, toplumun yüzde 50'sini oluşturan kadınları toplum hayatından yok etmek isteyen iki gruba yönelik bir çağrıda bulunmak istiyorum. Kadınlar toplumun yarısıdır. Maalesef görüyoruz ki, kadınlar hakkında bazı yanlış düşünceler insanların zihinlerini bulandırarak toplumun sosyal ve siyasal uyanışında rol verilmeyerek bu yarı, devre dışı bırakılmıştır. Allah tarafından kadınlara verilen şefkat, merhamet, zarafet ve nezaketten toplumun diğer yarısı yeterince faydalanamıyor. Üzülerek belirtmek gerekir ki, bunlardan birincisi; din adına kadının toplumsal yaşama tüm katılım biçimlerini yasaklayıp, haklarını gasp ederek, ilmin ışığından onları mahrum bırakıp, cehaletin karanlığında kalmalarına göz yumanlardır.  Kadının haklarını daraltanlar, kadının hayatını ışıksız zindana çevirmişlerdir. Bunlara göre kadınlar evlerinden çıkamazlar. Camilere gitmeleri de doğru değildir. Okuyup ilim öğrenmek için edepli güzel bir şekilde de olsa kesinlikle toplum içinde bulunamazlar. Oysa işin garip yanı, küçümsenen, hor ve hakir görülen, ticari bir meta olarak ilişkilendirilen kadın, İslam'la değer kazanmış, kendisine saygı gösterilmesi gereken bir varlık halini almıştır. Gücü nispetinde de kendisine yakışır bir şekilde ailede ve toplumda sorumluluklar yüklenerek saygınlığını kanıtlamıştır."

"KAMU DA ANLAMSIZ YASAKLARLA KADINA ROL VERMEYEREK DESTEK OLUYOR"

Kadınları eğitimden uzak tutarak radikal bir tutum sergileyen grupla bunun aksine modernlik adına kadınları reklam aracı olarak kullanan iki farklı grub olduğunu ifade ederek her ikisinin de kadına hak ettiği değeri vermediğini söyleyen Arıkan şunları dile getirdi: "Kadınları eve hapsedip, ilim öğrenmelerine müsaade etmeyerek topluma faydalı olan hiçbir faaliyete sokmayan 1. gurubun aşırlıklarına sözde karşı çıkan, kendilerini çağdaş olarak tanımlayan 2. Grupta; bir meta ve reklam malzemesi olarak kullanmanın hâkim olduğu batı dünyasının değerlerini temsil ediyor. Kadınları cahil bırakmakla suçladığı 1. Gruba, çağdaşlık adına kılık kıyafet yasağını dayatarak aydın nesillerin yetişmesinde kadınları devre dışı bırakarak destek oluyor. Kamuda anlamsız yasaklarla toplumun sosyal ve siyasal uyanışında kadına rol vermeyerek destek oluyor."

"KADINLAR HALA HAYATIN TÜM ALANLARINA TAM OLARAK EŞİT BİR BİÇİMDE KATILAMAMAKTADIR"

Son yıllarda kadınlara yönelik yasal düzenlemelerde önemli değişiklikler olmasına rağmen birçok eksikliğin devam ettiğine dikkat çeken Arıkan şöyle konuştu: "Temel insan hak ve özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesi bağlamında, son yıllarda yasal alanda çok önemli gelişmeler oldu. Söz konusu yasal düzenlemelerle kadınlar daha iyi bir ortama kavuştular. Tüm düzenlemelere rağmen, Dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de kadınlar hala hayatın tüm alanlarına tam olarak eşit bir biçimde katılamamaktadır. 2002 seçimlerinde Türkiye'de kadınlar Meclis'te sadece yüzde 4,4 oranında temsil edildi. 2007 seçimlerinde bu oran 2 katını geçerek yüzde 9,1a ulaştı. 2011 seçimlerinde ise temsil oranı yüzde 14.3 çıktı. Yerel yönetimlerde bu oran çok daha düşük. Yerel yönetimlerde seçme ve seçilme hakkını 3 Nisan 1930'da Belediye Kanunun kabulü ile birçok batılı hemcinslerimizden önce elde etmemize ve aradan 83 yıl geçmesine rağmen, 2013 yılında, kadınlar olarak yerel yönetimlerdeki temsil oranımız sadece yüzde 2.32'dir. Avrupa'da 30 ülkenin yerel meclislerde kadın oranı ortalaması yüzde 23,9'dir. Bu ülkemiz için kötü bir referanstır. İnşallah yerel yönetimlerdeki kadın temsili yetersizliği sorunu 30 Mart 2014 seçimlerinde aşılarak, 1930 yılında ki belediye seçimlerinde İstanbul İl Meclisi üyesi seçilen Latife Bekir`in ‘'Belediyecilik, her şeyden evvel büyütülmüş bir ev idaresi demektir.'' sözündeki ev idaresinin nasıl yapıldığını kadınlarımız herkese gösterirler." 

"İSTANBUL'DA KENT KONSEYİ AKTİF OLSAYDI KAOS YAŞANMAYACAKTI"

Arıkan: "Bu noktadan hareketle kent konseyleri hem yerel yönetim hem de yerel halk adına önem arz etmektedir." şeklinde konuşarak Kent Konseylerinin bulundukları şehirlerdeki konumunun önemli olduğunu anlattığı konuşmasına şöyle devam etti: " Kent Konseyleri yerel yönetimlerle yerel halk arasındaki iletişimi sağlayarak yerel yönetimlerin faaliyetlerinin hem meşruiyetini sağlamakta hem de bunların duyurulması görevini gerçekleştirmektedir. Böylece yerel yönetimler yerel halkın düşünceleri doğrultusunda hareket ettiğinden gerçekleştirdikleri faaliyetler halkın istediği faaliyetler olmakta bu onlara olumlu geri dönüş sağlamaktadır. Bunun en bariz örneğini son yaşadığımız gezi parkı olaylarını örnek gösterebiliriz, İstanbul'da kent konseyi maalesef yok ya da maslahatta var biz somut olarak görmüyoruz. Eğer bu olayda kent konseyleri aktif olup halkın taleplerini meşru zeminde yerel yönetimlere uygun bir şekilde iletebilme imkanı olsaydı belki de bu kadar büyük problemler ve kaos yaşanmayacaktı. Bununla birlikte yerel halk kent konseyleri sayesinde isteklerini, fikirlerini ve projelerini belli adımları takip ederek gerçekleştirebilmekteler. Bu şekilde halkın katılımı sağlanmakta karşılıklı iletişim gerçekleşmekte, dolayısıyla yönetişim gerçekleşmekte ve tüm bunların neticesinde yerel demokrasi gerçekleşmekte.

"KENT KONSEYLERİ İYİ BİRER DEMOKRASİ VE KATILIM MODELİ SUNMAKTADIRLAR"

Ortak aklın, sivil inisiyatifin, sivil toplumun sesini, en güçlü şekilde duyuran, tarafsız ve ideolojik olmayan yapılarıyla kent konseyleri, yerel yönetimlere, iyi birer demokrasi ve katılım modeli sunmaktadırlar. Kent Konseyleri, Türkiye Cumhuriyeti'nin en geniş örgüt yapısına sahip, sivil toplum kuruluşlarıdır. Yasa; Valilik, Belediye, Üniversite, siyasi parti, kamu kurumları, muhtarlıklar, vakıflar ve dernekleri, Kent Konseyi katılımcısı sayarak Kent Konseyleri'ne çok önemli görevler vermiş. Bu sebeple Kent Konseyleri'nin çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Ülkemizde zaman zaman sekteye uğrayan demokrasinin gelişmesi, güçlenmesi ve yönetişim anlayışının her kademede egemen olması için de Kent Konseylerinin önemi çok büyüktür. Bu bağlamda Kent Konseyleri'nin koordineli ve kendi aralarında interaktif ve sürdürülebilir bir iletişimin kurulması için ve yürütülmesi için Türkiye Kent Konseyleri Birliği İşbirliği ve İletişim Ağı kuruldu ve akabinde de Ağustos 2012 tarihinde birliğini, tüzel kişiliğinin olması noktasında, kent konseyleri derneği kurulmuştur. Yerelde de Kahramanmaraş Kent Konseyi ise kuruluş biçimi üyeleri ve işleyişi açısından gerçekten demokratik bir yapıya sahip. Kahramanmaraş Kent Konseyi başkanını seçimle belirlemiş ve tüm kenti temsil edebilecek, her türlü siyasi görüşten, etnik kökenden ve tarafsız üyelerden teşekkül etmektedir. Yerel halk ve sivil toplumun katılımcı olduğu her karar ve uygulamanın tek bir şahsın tasarrufunda olmadığı bir kurum demokratik özellik taşır. Bizde hem yerel yönetim hem de Kent Konseyi olarak bunu Kahramanmaraş'ta başardığımızı düşünüyorum." (M. Serhat TOPALCA)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —