Devir Değişti, Türkiye Sessiz Kalmayacak

AK Parti Grup Başkanvekili ve Kahramanmaraş Milletvekili Mahir Ünal KMTSO'nun iftar programında yaptığı konuşmada Türkiye'de ve bölgede meydana gelen gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Devir Değişti, Türkiye Sessiz Kalmayacak

AK Parti Milletvekili Mahir Ünal, Sovyet Rusya'nın dağılmasından sonra Orta Asya'da meydana gelen olaylarda gerekli etkinliği gösteremeyerek masada yer alamayan Türkiye'nin artık bölgesinde gelişen olaylara karşı duyarsız kalamayacağını söyledi. Türkiye'nin demokrasi ve düzenden yana olduğuna dikkat çeken Ünal, AK Parti iktidarıyla birlikte ülkenin siyasi ekonomi ve sosyal alanda birçok gelişmeye tanık olduğunu ve bunun göstergesinin en açık örneğinin de Kahramanmaraş ekonomisinde gözlenen yükselmeyle anlaşılabileceğini söyledi. ABD'nin, Mısır'da seçimle göreve gelen yönetimin darbeyle uzaklaştırmasına ses çıkarmayarak olayı askeri müdahale olarak adlandırmamasına sert tepki gösteren Ünal, Türkiye'nin bölge olaylarına müdahil olmamasının düşünülemeyeceğini ifade etti. Orta Doğu'da yaşananlara sessiz kalamayacaklarını belirten Ünal, Suriye'de yaşananlara ve Esad'ın PYD üzerinden Kuzey Suriye'de oynadığı oyunlara da sessiz kalmayacaklarına vurgu yaptı.

Menderes ve Özal'ı diktatör olarak adlandıranları bu gün tarihin kaydettiğini söyleyen Ünal, Menderes ve Özal'a yapılanların Başbakan'a yapılmasına izin vermeyeceklerini ifade etti.

Gezi parkı olaylarında Başbakan Erdağan'a hakaret edenlerin, Başbakan'ı diktatör olarak adlandırmasının normal olmadığını kaydeden Ünal, Türkiye'nin son yıllarda en demokratik dönemi yaşadığını söyledi. Sandıkla iş başına gelmiş iktidarın ancak sadıkta hesap vereceğini belirten Ünal, Türkiye'nin AK Parti iktidarı döneminde birçok önemli gelişmeye imza attığını ifade etti.

"ORTA ASYA'DA TÜRKİYE MASADA YERİNİ ALAMADI"

Sovyet Rusya'nın dağılmasından sonra Türkiye'nin Orta Asya'da etkin bir politika izleyemediğini anlatan Ünal şu şekilde konuştu: "Son 30 yılda dünyanın yaşadığı toplumsal değişim aralığı 10 yıla kadar düştü. 1990'larda büyük bir kırılma yaşadı dünya, Sovyet Rusya çöktü ve Atatürk'ün 1929'da işaret ettiği, Sovyet Rusya'daki kardeşlerimizle ilişkimizi kesmemeliyiz. Bir gün Sovyet Rusya dağılacak ve biz orta Asya'daki kardeşlerimizle bağlarımızı korumalıyız dediği, 1929'da işaret ettiği gün 1992'ye gelindiğinde maalesef bu büyük sosyal kırılmada Türkiye masada yerini alamadı. Çünkü 1993'ü hatırlarsanız Türkiye'nin 10 yıllık kayıp yıllarının başlangıcı oldu. 1993 faili meçhullerle hatırladığımız, Türkiye'nin kendi içine kırıldığı ve Türkiye'nin Orta Asya'daki büyük değişimde masanın dışında kaldığı, Atatürk'ün 1929'da uyardığı o gün geldiğinde biz Orta Asya'da masaya oturamadık çünkü biz kendi içimize kırılmıştık ve biz 10 yıl boyunca 1993'ten 2002'ye kadar Türkiye kendi içindeki sorunlarla boğuştu. Türkiye 28 Şubat'larla boğuştu, Türkiye bankaların içinin boşaltılmasıyla boğuştu, Türkiye faili meçhullerle boğuştu, Türkiye terörle boğuştu ve hatırlayın 2002'ye geldiğimizde Türkiye için adeta deniz bitmişti. Bankaların için boşalmış, ekonomimiz iflas etmiş, siyaset krizi, sistem krizi hepsi bir aradaydı. Ve 2002'de bu büyük millet kendi içinden yeni bir fidan yeni bir kök, yeni bir güç ve enerji çıkardı. 2002'den 2013'e kadar yeniden kendi potansiyelini, kendi gücünü, kendi kaynaklarını organize etti.

"TAHRİR 30 YILLIK BİR DİKTATÖRÜN VARLIĞINA SON VERDİ"

"Şimdi 25 Ocak 2011'de başlayan Arap uyanışı olarak nitelendirilen ikinci bir kırılmaya şahit oldu dünya." Şeklinde konuşan Ünal sözlerine şu şekilde devam etti:  "Orta Asya'da yaşanan ilk kırılmadan sonra bu defa Tunus'ta başlayan Yemen, Libya, Mısır, Suriye gibi ülkeleri etkileyen ve halkların kendi özgürlüğü için, halkların diktatörlerden kurtulmak için, halkların kendi iradesine sahip çıkmak için verdiği mücadelede maalesef bölge yeni bir senaryoyla karşı karşıya geldi. Bu senaryoyu en iyi özetleyen şu cümledir sanıyorum; Tahrir, ben aynı zamanda Mısır Dostluk Başkanı olduğum için Mısır'la çok yakından ilgiliyim, bir diktatörü yıktı. Tahrir 30 yıllık bir diktatörün varlığına son verdi, Tahrir, Mısır halkının kendi iradesine kendi özgürlüğüne sahip çıkmasıydı. Ve Tahrir'den demokrasi çıktı, özgürlük çıktı.

"ABD BU MÜDAHALEYE DARBE DEMEK ÇIKARLARIMIZA UYGUN DEĞİL DEDİ"

Mısır kendi Anayasasını yaptı, kendi özgür seçimlerini yaptı, Mısır kendi Cumhurbaşkanını seçti. Ama sandıktan çıkan o irade askeri müdahale ile ortadan kaldırıldığında ABD bu müdahaleye darbe demek çıkarlarımıza uygun değil dedi. Aslında her şeyi özetleyen bir cümle bu, orta Asya'da yaşananları da özetleyen, Orta Doğuda yaşananları da özetleyen bir cümle. Suriye'de yaşanları da anlamak istiyorsak Mısır'da yaşananları, Mısır'da yaşananları anlamak istiyorsak Suriye'de yaşananları anlamalıyız. Evet, Arap uyanışı Suriye'de durduruldu Mısır üzerinden tekrardan geriye döndürülmek isteniyor. Ve bize deniliyor ki siz neden müdahil oluyorsunuz? Biz de diyoruz ki bölgemizde bizim dış politikamızın temel iki ekseni vardır, bizim dış politikamız bir, düzen eksenlidir, iki, insan eksenlidir. Dünyanın her neresinde olursa olsun, insana, insanın temel hak ve özgürlüklerine bir müdahale olduğunda biz sessiz kalamayız. Hele hele bu müdahale komşumuzda olduğunda hiç sessiz kalamayız. Biz bölgemizde düzen istiyoruz, biz halkların kendi iradesiyle kendi yönetimlerini belirlemelerini istiyoruz. Ve hepsinden önemlisi biz öyle bir tarihten, öyle bir gelenekten geliyoruz ki Mehmet Akif'in ifadesiyle; kanayan bir yara gördüm mü kanar ta ciğerim, onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim, adam aldırmada geç git diyemem. Aldırırım çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım, diyen bir gelenekten gelen bu medeniyetin evlatları bölgesinde olup bitenler duyarsız kalamaz."

"PYD ÜZERİNDEN OYNADIĞI OYUNLARA DA SESSİZ KALMAYIZ"

Ülkenin kendi bölgesinde gelişen olaylara sessiz kalamayacağını açıklayan Milletvekili Mahir Ünal şunları dile getirdi: "Suriye'de 100 bin kişiyi katleden bir diktatöre, katliamına diktatörlüğüne ses çıkaramayanlar Mısır'da seçimle gelmiş, milletin iradesiyle gelmiş bir Cumhurbaşkanı'nın askeri darbeyle indirilmesine sessiz kalıyorlarsa burada bir mürailik vardır. Ve birileri eğer buna darbe demek bizim çıkarlarımıza uygun değil diyorsa burada insanlığın vicdanıyla, insanlığın tarihiyle savaşmak vardır. İnsanlık tarihine baktığınız zaman er ya da geç insanlığın vicdanı, insanlığın adalet duygusu her zaman galip gelmiştir. Dolayısıyla bölgedeki olayları değerlendirirken biz insanı vicdan ve düzen ekseninde değerlendiriyoruz. Bizim bölgede her hangi ülkenin iç işlerine müdahale etmek gibi bir durum söz konusu değil ama Suriye'de Esed'in ayakta kalmak için, kuzey Suriye'de PYD üzerinden oynadığı oyunlara da sessiz kalmayız. Biz Irak'ta Maliki'nin İran'la birlikte aldığı pozisyona da sessiz kalmayız. Biz Mısır halkının iradesinin çalınmasına da sessiz kalmayız. Ve biz bölgede oynanan, evimizde oynanan oyunların da farkında olduğumuzu dünya âleme ifade ettik, ediyoruz".

"31 MAYIS'I TARİH YAZACAKTIR"

Mayıs ayında türkiye'nin birçok gelişme yaşayarak önemli olaylara imza attığını anımsatan Ünal şunları söyledi: "Bakın Mayıs ayı Türkiye Cumhuriyeti tarihi açısından çok önemli bir ay, Mayıs 2013 çözüm sürecinin 6. ayı, tek bir şehit haberi gelmiyor, kan dökülmüyor, IMF Türkiye'yi terk etmiş. Türkiye 120 milyar doların üzerinde anlaşmaya, ihaleye imza atmış. Nükleer santral anlaşması, köprü ihalesi, kanal İstanbul ve üçüncü hava limanı bütün bu anlaşmalarla birlikte Türkiye Cumhuriyet tarihinde pik yaptığı bir noktada, derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'nin notunu arttırdığı, dünya krizlerle boğuşurken Türkiye'nin hem ekonomik olarak istikrar hem de siyasi olarak istikrarını kazandığın Mayıs ayını tarih yazacaktır, 31 Mayıs'ı tarih yazacaktır."

"NASIL VANDALLIĞA DÖNÜŞTÜRÜLDÜĞÜNÜ TARİH YAZACAKTIR"

Gezi parkı olaylarında çevre duyarlılığıyla başlayan olayların Türkiye genelinden Vandallığa dönüştürüldüğünü ifade eden Ünal şöyle konuştu: "Bir çevre duyarlılığıyla başlayan, ağaçların sökülmesi ve başka yere nakledilmesiyle başlayan olayların 79 ilde nasıl provakosyona, nasıl vandallığa dönüştürüldüğünü tarih yazacaktır, ne yapılmak istendiğini tarih yazacaktır. 21,5 milyon insanın oyunu almış ve sandıkla gelmiş bir insana sokakla git demenin demokraside yeri olmadığını tarih yazacaktır. Sandıkta umudu kalmayanların umudu sokakta aramalarını tarih yazacaktır. Ve tarih Adnan Menderes'e diktatör diyenleri yazdı, tarih Turgut Özal'a diktatör diyenleri yazdı, tarih Recep Tayyip Erdoğan'a diktatör diyenleri de yazacak."

"BU NASIL BİR DİKTATÖR Kİ ANNESİNE KÜFÜR EDİYORLAR, KIZINA HAKARET EDİYORLAR"

İletişim alanındaki teknolojik gelişmelerle birlikte artık halkın kandırılamadığını ve yalan haberlerin ortaya çıktığını söyleyen Ünal şu şekilde konuştu: "Artık iletişim araçları yaygınlaştığı için bu gün eskisi gibi yalanları tutmuyor, yalanları kısa sürede deşifre oluyor. Gezi olayları sürecinde 500 kişinin öldüğünü söylediler, insanların üzerinden paletlerle geçildiğini söylediler, insanlara kurşun sıkıldığını söylediler. Bir saat içerisinde yalan olduğu ortaya çıktı. Recep Tayyip Erdoğan'a diktatör dediler, Allah aşkına bu nasıl bir diktatör ki annesine küfür ediyorlar, kızına hakaret ediyorlar, bu nasıl bir diktatör ki taksimde 14 gün boyunca bez afişlerle ülkenin Başbakan'ına hakaret edildi. Bu nasıl bir diktatörlük ki malum televizyonlardan halk isyana davet ediliyor ve klipler çekiliyor, ülkenin Başbakan'ına rezil denen, yalancı denen klipler çekiliyor. Ülke hiçbir zaman bu kadar özgür olmamıştı, bu artık özgürlüğün ve demokrasinin istismarıdır. Dolayısıyla Adnan Menderes'e, Turgut Özal'a yaptıklarını Recep Tayyip Erdoğan'a yapamayacaklar. Demokrasilerde hesap sandıkta görülür, sandıkta hesabımızı görürüz.

Milletvekili Mahir Ünal: "Son iki yıl içerisinde Kahramanmaraş'ımızla ilgili bütün milletvekillerimiz, bürokratlarımız, iş dünyamız bir araya geldik eylem planımızı açıkladık. İnşallah bu hafta içerisinde eylem planımızda neleri gerçekleştirdik, neler eksik kaldı bunların da muhasebesini yapacağız, bunları sizlerle, milletvekillerimizle birlikte paylaşacağız. Bizim temel sloganımız şudur; Türkiye olarak biz bir tek şey söylüyoruz, istikrar içerisinde, güven içerisinde durmak yok yola devam."diyerek sözlerini bitirdi.  (M. Serhat TOPALCA)


Haber portalımız 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu`na uygun olarak yayınlanmaktadır. Yayınlanan fotoğrafların yeniden yayımı ve herhangi bir ortamda basılması, önceden yazılı izin gerektirir. Portalımızda yayınlanan haberler ise,  portalımızın ilgili sayfasına link verilmek koşuluyla yeniden yayınlanabilir. Aksi takdirde Kahramanmaraş mahkemeleri yetkilidir.



1

Kahramanmaraş’ta Tarihi Eser Kaçakçılığı Operasyonu

2

“Her Türlü Afet ve Acil Duruma Hazırız”

3

Kahramanmaraş’ta emlakçılık sektörüne yeni bir boyut geliyor!

4

Sinan Akçıl, Şarkılarıyla Unutulmaz Bir Gece Yaşattı

5

İstiklalspor Basketbol Takımı Fırtına Gibi Başladı! 77-66’lık Zafer