Göksun ilçesinde bir kadın, büyük dedesinden kalan tarihi konağı müze haline getirdi.
Mehmetbey köyünde ''müze
ev'' olarak bilinen tarihi konak, yıllarca dayanarak günümüze kadar geldi.
Yaklaşık 130 yıl önce yapıldığı belirtilen ve aile yadigarı olarak korunan
konak, Nermin Sürmen (70), babası Bekir Sürmen`in "Evim kapanmasın, kim gelirse
buradan yiyip içmeden ayrılmasın" şeklindeki vasiyetini yerine getirmek için
harekete geçti.
Tarihi konak, yapılan
girişimlerle müze haline getirildi.
Sürmen, babasının vasiyetini
yerine getirmeye çalıştığını ve dedelerinden kalan tarihi eşyalara sahip
çıkarak konağı müze haline getirdiklerini söyledi.
Tarihi evin 1877 yılında
Osmanlı ve Rusya arasından yapılan Plevne muharebesinden sonra konak olarak
yapıldığını ifade eden Sürmen, şöyle konuştu:
"Bu ev, Plevne muharebesine
katılan büyük dedem Mehmet Bey için devrin yetkilileri tarafından konak olarak
yaptırılmış. Mehmet Bey, Plevne'de Ruslara karşı savaşan Osmanlı ordusuna
yardım için emrindeki askerlerle birlikte savaşa katılıyor. Paşa arkadaşları,
savaşta yaralanan dedemin, tedavisinin ardından Anadolu'ya yerleşmesini
istiyor. Mehmet Bey, birkaç bölgeyi gezdikten sonra Kuzey Kafkasya`daki Elbruz
dağına benzettiği için buraya yerleşmek istiyor. O vesileyle devrin yetkilileri
biri haremlik, diğeri selamlık olmak üzere dedeme iki konak yaptırıyor. Bu ev
selamlık olarak yapılan konak."
''ÜRDÜN PRENSİ ZİYARET ETTİ''
Sürmen, konağın o tarihten
itibaren ailenin en büyüğü tarafından misafirhane olarak kullanıldığını
belirtti. Babasının da misafir ağırlamayı çok sevdiğini, bu nedenle konakla
ilgili olarak kendilerine vasiyette bulunduğunu dile getiren Sürmen, şöyle
devam etti:
"Babam, `Benim evim kapanmasın.
Bana yapılacak hayır ve duaları evimde isterim. Hiç kaç, göç istemiyorum. Kim
gelirse buradan yiyip içmeden ayrılmasın` demişti. Biz de bunu yerine getirmek
için çalışıyoruz. Eve gelen kim olursa olsun en azından bir bardak su ikram
etmeden yollamıyoruz. Bugüne kadar başta Göksun amirleri olmak üzere
milletvekilleri, vali, belediye başkanı, askeri yetkililer gibi çok sayıda
devlet adamını burada ağırladık. Hatta Ürdün prenslerinden bir tanesi gelip
ziyaret etti. Kapımız herkese açık, arzu eden gelip buradaki eşyaları
görebiliyor. Özellikle Kafkasya'dan gelen insanlarımız burayı çok beğeniyorlar.
Bu konağı bir ailenin değil, bütün Çerkez camiasının evi olarak kabul
ettiklerini söylüyorlar."
MÜZEDEKİ EŞYALAR
Sürmen, evde, başta Mehmet
Bey'in kılıcı olmak üzere büyük çoğunluğu aile fertlerine ait bin civarında
eşya olduğunu söyledi. Zamanla Çerkez kültürüne ait değerli eşyaların da
kendilerine teslim edildiğini belirten Sürmen, şunları kaydetti:
''Aslına uygun olarak
muhafaza etmeye çalıştığımız bu konağın, bir müzeye dönüşeceğini tahmin
etmiyordum. Burada bulunan ürünlerden en dikkat çekeni Mehmet Bey`in Plevne
savaşından kullandığı kılıç. Bunun yanında Kafkasya'dan göç sırasında gelen
dönemim yöresel kıyafetleri, çeyiz sandığı, tahta beşik, at eğeri, ağaç kızak,
gümüş yemek takımları ve ibrikler en eski eşyalar olarak ziyaretçililerin büyük
ilgisini çekiyor. Buraya yerleştikten sonra ailemizin günlük yaşamlarında
kullandıkları eşyalar ile gelen hediyeler ve sergilenmesi için bana verilen
eşyalarla birlikte yaklaşık bin civarından tarihi ve kültürel eşyayı gelecek
kuşaklara aktarmanın mutluluğunu yaşıyorum.''AA