İftar programına, Kahramanmaraş Valisi Şükrü Kocatepe,
Belediye Başkan Yardımcısı Cevdet Kabakçı Garnizon Komutanı Çoşkun Doğan, KSÜ
Rektörü Fatih Karaaslan, İl Müftüsü Muhammed Gevher, İl Emniyet Müdürü Metin
Aşık, Pazarcık Belediye Başkanı Kamil Dalkara, Narlı Belediye Başkanı Metin
Ergücen, Kent Konseyi Başkanı Zeynep Arıkan, Kent Konseyi Genel Sekreteri ve Oniki
Şubat Belediye Başkanı aday adayı Tuncay Kazancı ve çok sayıdaki davetli
katıldı.
Program İl Müftüsünün yaptığı duadan sonra konuşmalarla
devam etti. Yüzlerce kişinin bir araya gelerek birlik ve beraberlik mesajı
verdiği iftarda farklı kimlikteki insanların dayanışması, güzellikleri
paylaşması herkesi sevindirdi.
Konuşmacılar, ön yargıların kırılması için farklı
organizasyonlarla bir araya gelinerek tanışmanın ve kaynaşmanın önemine vurgu
yaptı. Dilin, dinin, mezhebin, rengin, toplumsal dayanışma ve beraberlik
noktasında aynı topraklar üzerinde yaşayan insanlar için ayrılık sebebi değil
kültürel zenginliğin göstergesi olduğuna dikkat çeken konuşmacılar birlik ve
beraberlik için anlayış ve paylaşmanın önemine dikkat çekti.
Ülke insanının arasındaki kardeşlik duygusunu yok ederek
ülkeyi bölmek için fırsat arayanların nifak tohumları ekerek birliği ayrılığa,
anlayışı kavgaya dönüştürmek adına güzellikleri çirkinlik olarak gösterdiğine
değinen konuşmacılar, oyunların farkına varılarak güçlü bir Türkiye için
çalışılması gerektiğine vurgu yaptı.
"FARKLILIKLAR KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERİMİZDİR"
Programın açış konuşmasını yapan Erenler Kültür ve Dayanışma
Derneği Başkanı Müslüm İbili şunları dile getirdi: "Biz aleviler ülkemizde
barış kardeşlik ve eşit yurttaşlık temelinde birlikte yaşama kültürünü
yaygınlaştırmak için yıllarca mücadele etmekteyiz. 72 millete bir nazardan
bakarak yaratılanı yaratandan ötürü sevmek zaten kardeşlik değil midir? Bu güne
kadar edindiğimiz izlenim, binlerce yıl birlikte yaşamış olmamıza rağmen
Aleviliğin bir takım şer odakları tarafından yanlış anlatılması ve tanıtılması,
çirkinliklerle dolu, insan onuruna yakışmayan iftiralar sonucu insanların
belleğinde ön yargının oluşturulmuş olmasıdır. Sevgili canlar bu ön yargının kırılması
daha çok bir araya gelerek bir birimizi daha iyi tanımak ve bir birimizin yaşam
ve düşünce tarzlarına saygı duymaktan geçer. Oysa zaten dini, dili, rengi,
etnik kökeni ne olursa olsun, hepimiz Allah'ın yarattığı kullar değil miyiz?
Farklılıklar kültürel zenginliklerimizdir. Su ve toprak gibi olmalıyız ki
içimize nifak tohumları ekilmesin. Bizler bir birimizi tanıdıkça ortak
yanlarımızın ne kadar çok ayrılıklarımızın ne kadar az olduğunu göreceğiz."
"ÖN YARGI ÖYLE BİR ŞEYDİR Kİ GİRDİĞİNİZ HER KAPIDAN SİZDEN
ÖNCE GİRER
"
Çevre ve Kültür Derneği Başkanı Fatih Atmaz yaptığı
konuşmada ön yargının kırılmasının yolunun öğrenmekten geçtiğini ifade ederek
şöyle konuştu: " Birbirini tanımayan her toplum birbirinin yabancısı olmakla
beraber hafızalarda yıkılmayan ön yargı duvarlarını taşımaktadır. Bu ön yargı
öyle bir şeydir ki girdiğiniz her kapıdan sizden önce girer ve rahatsızlık
veren iğrenç kokusu siz içeri girmeden yayılır. Fakat bunu aşmanın kapısı
meraktan, yolu ise öğrenmekten geçer. Öyleyse tanımaktan, tanışmaktan, hem dem
olmaktan korkmayan birbirine koşan, ummanlar kadar geniş olan sinelere
ihtiyacın azami derecede elzem olduğu bu demde toplum içindeki birlik ve
kardeşliği pekiştirmeli, muhabbeti, hoşgörüyü dimağlarda, gönüllerde zirveye
taşımanın azmiyle pervane olmalıyız."
"HİÇ BİRİMİZİN FARKI YOK, SADECE FİZİKSEL DEĞİŞİKLİKLER VAR"
Narlı Belediye Başkanı Metin Ergücen ise şunları dile
getirdi: "Bizler böyle günlerde bir araya geldikçe bir birimizi daha çok
tanıyacağız, daha çok anlayacağız. Yaşam biçimimizi, değerlerimizi, örf ve
ananelerimizi göreceğiz, aslında bir de bakacağız ki hiç birimizin farkı yok.
Sadece fiziksel değişiklikler var. Ben bir alevi çocuğuyum, Maraş'ta büyüdüm,
Antep'te büyüdüm gençliğimi orada çocukluğumu burada yaşadım. Orada da
insanlarla tanıştım burada da tanıştım, her mezhepten insanlar gördüm. Ama bir
de bakıyoruz ki hepimiz aynı Allah'a inanıyoruz, sadece dilimiz farklı, ibadet
şeklimiz farklı ama sonuçta hepimiz sonuçta Allah'a ve Peygamberimize
inanıyoruz. O zaman neden bir birimizden
ayrıyız, fiziksel değişiklikler bu kadar mı bizi bir birimizden ayırıyor."
"BU TOPRAKLAR HER GÜN ONLARCA HÜSEYİN DOĞURUR AMA BİR GÜN
BİR YEZİD DOĞURMAZ"