Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İbrahim Cerrah, toplumsal olaylarda vatandaşların duygu ve düşüncelerinin provakatörler tarafından kullanıldığını söyledi.
Cerrah, Kahramanmaraş Emniyet
Müdürlüğü'nde görevli idari kadroya yönelik "toplumsal olaylarda kitle
psikolojisi ve risk analizi" konulu seminer verdi. Emniyet brifing salonundaki
seminerde konuşan Cerrah, başka birini etkileyen her türlü vakayı toplumsal
olay olarak nitelendirebildiklerini söyledi.
Toplumsal olayların aradan
zaman geçse de unutulmadığını ve çağrışımlar yaptığını ifade eden Cerrah,
"Tarihteki bazı olayları düşünürsek bütün Türkiye'yi siyasi ve toplumsal olarak
etkileyecek olaylar olarak görüyoruz. Örneğin 1978 Maraş Olayları var, o gün
bugündür Kahramanmaraş dendiğinde akla o kötü olaylar geliyor. Toplumsal
olayların böyle bir etkisi var. Bir başka örnek ise Suriye'de bir olay oluyor,
hemen biz burada önlemler almak zorunda kalıyoruz. İster istemez burayı
etkiliyor. Göç ve ya siyasi olarak burayı etkiliyor. ODTÜ'de bir olay oluyor. O
olayı protesto eden veya destekleyen insanlar burada da olabiliyor. Dolayısıyla
toplumsal olayların böyle bir etkisi var. Sürekli olarak risklerin
değerlendirilmesi kapsamında toplumsal olay kavramının böyle bir etkisi var"
diye konuştu.
Toplumsal olayların çıkmasını
etkileyen faktörleri de anlatan Cerrah, kitle psikolojisi incelendiğinde
bilinçli kişiliğin ortadan kalktığını belirtti. Bu tür ortamlarda
provakatörlerin fertlerin duygu ve düşüncelerini kullandığını dile getiren
Cerrah, şöyle konuştu:
"Fertlerin duygu ve
düşüncelerinin bir tek yöne kanalize edildiğini düşünüyoruz. Bunun dışında
başka bir şeyle ilgilenme söz konusu değil. Burada da el altından yönetenler,
provokatörler, liderler bunu iyi bir şekilde kullanıyorlar. Algı yönetimini
burada iyi kullanıyorlar. Kolektif bir bilinç ortaya çıkıyor. Sonuçta da
kitleyi biz tek vücut halinde görüyoruz. Hepsini sanki bir adam gibi
görebiliyoruz. Bu adam, nasıl bir adam, karşımızda yüzlerce, binlerce insanın
birden bizlere hücum ettiğini görebiliyoruz. Belirli bir dar alanda yer alması,
ilişkilerin minimum seviye de olması, birbirlerini tanımamaları, şuursuzca uyum
gösterilmesi, duygusallığın ön planda olması, sorumsuzluk duygusu anonimlikten
kaynaklanan, beni burada kimse görmez. Yaptıklarımdan sorumlu değilim. Nasıl
olsa beni görmüyorlar' diyerek orada çok daha rahat hareket etme söz konusudur.
Normalde yapmadığı davranışları olay sırasında yapar. Çünkü kendisinin
tanınmadığını düşünüyordur. Bu kameralar gibi aletler bunların anonimliğine
karşıdır. Dolayısıyla kameralara saldırmaları çekim yapanları engellemeleri, bu
anonimliğe bir tehdit olduğu için kişiler onları da hedef almak zorundadırlar."İHA