Ülkemizde farklı isimler
altında birçok cemaat var, bu inkâr edilemez bir gerçek. Herkes kendi imkânları
ölçüsünde hayır işleri yapmaya çalışıyor. Cemaatlerin, yapılarını, yaptıklarını,
amaçlarını anlatacak, tartışacak ya da haklarında hüküm verecek değilim.
Ancak bir türlü anlayamadığım
bir şey var ki bu cemaatler içinde bir şekilde ağ kurmuş ve koparılmaz bir
şekilde oraya kök salmış namussuzların, menfaat düşkünlerinin ve yalakaların
olmasıdır. Bu topluluk içinde masum ve samimi niyetlerle çalışmaya devam eden insanların
sayısı belkide çoktur ama içlerine yuvalanmış bu namussuz, kaypak ruhlu hainler
birkaç kişiden oluşmalarına rağmen sayısal anlamda çoğunlukta olan o insanların
yaptıklarına da leke sürüyor.
Gözleri ahrete bakamaz olmuş,
fikirleri ceplerinde ya da peşinde koştukları makam, mansıp sevdasında olan bu
karaktersiz varlıklar içinde bulundukları grupları, toplulukları, cemaatleri
tamamen kendi çıkarları doğrultusunda kullandıkları için mensubum diye atıp
tuttukları oluşuma da ne kadar zarar verdikleri hiç umurlarına gelmez.
Yalakalık noktasında zirveye
gelmiş bu hainler, attıkları her adımda kendi çıkarlarını düşünür, bir sonraki
hamlede tamamen gözlerini diktikleri makama odaklanır ve bu doğrultuda
yaptıkları yalakalık onların şeref madalyası olur. Aynı zamanda katlettikleri
değerlerin ve hakkını gasb ettikeri insanların mazlumiyeti, mağduriyeti, acısı
onların kalplerine zerre kadar acı vermez. Ama her konuşmalarında tamamen
davaları için yaşarlar, tamamen vatan ve millet sevdasıyla coşarlar ve bir
başkasının iyiliği kendilerinin dünya ve ahret saadetine bile mal olsa onlar
için yaşar, onlar için çırpınır görünürler. İşte bu hainliklerinin,
namussuzluklarının en iyi kılıfıdır.
Çok çalışır gibi görünür, ama
hiçbir iş yapmazlar, gelen emir ve isteklere boyun bükmüş her ne ise kabulümdür
diyen ikiyüzlü tavırları onları adeta görünmez bir kalkan gibi korur. İşte bu
çalışkan ve samimi görünüşleri onları daima üst noktalarda tutar ve içinde
bulundukları cemaatte de sözü dinlenir hale getirir. Oysa bu kaypak hainler
söylediklerinin tam aksine yaşarlar, çıkarları için yapmadıkları namussuzluk
kalmaz ve akıllara durgunluk verecek kadar da hırsızlık yaparlar. Siz bunu hem
maddi hem de manevi anlamda değerlendirebilirsiniz.
İşte bu asalaklar maalesef
temsil ediyor göründükleri toplulukların en büyük düşmanıdırlar. Çünkü içerden
zarar görmeyen ve yara almayan bir yapıya dışarıdan güç yetirilmesi pek kolay
değildir. Ama bu çıkar düşkünü, makam sevdalısı yaratıklar yavaş yavaş zarar
vermeye devam eder. Yapılan bütün işler bunların yüzünden lekelenir, iyilik
yapmak isteyenler de bunlardan dolayı düşündükleri şeylerden vazgeçerler. Buda
neticede ciddi anlamda zarar verir, geriye koca bir küskünler ordusu ve
hasımlar topluluğu kalır.
Kim suçlu kim masum demiyorum,
ama mutlaka sorumlu olan birileri vardır ve bu konularda daha çok dikkatli ve
duyarlı olmaları gerekir. Namussuzlar yüzünden namuslu insanların zarar görmesi
akla, mantığa, tabiata aykırıdır.
Ve onlar asla vazgeçmezler, ta
ki deşifre olana veya saf dışı bırakılana kadar.
İşte can alıcı soru, bu
adamlar gerçekten bilinmiyor mu, yoksa biliniyor da bir sebeple dokunulmuyor
mu? Ya da bunlar bazı güçler tarafından cemaatleri yıpratmak maksadıyla
organize mi ediliyor?
Aynı zamanda, Zalimlere
merhamet mazlumlara zulüm olur