Kahramanmaraş Bilgi, İletişim, Sanat Eğitim ve Kültür Gençlik Kulübü yönetim kurulu tarafından yayımlanan bildiriyle, işyerlerine verilen yabancı isimlerin Türkçeye zarar verdiği ifade edildi.
Yönetim Kurulu üyesi eğitimci
Ramazan Avcı tarafından kaleme alınan bildiride, dilin, milleti meydana getiren
milli kültürün ve milli duygunun taşıyıcısı, birliğin ve kültürün teminatı
olduğu belirtildi.
Türk Dil Bayramı'nın
kutlandığı bugünlerde işyerlerinde sıklıkla rastlanan yabancı isim kullanımının
dilde onulmaz yaralar açacağını dile getiren Avcı, açıklamasında şu ifadelere
yer verdi:
"Türkçe, dünyada kullanılan 5
bin civarında dil arasında en çok konuşulan 5. büyük dil olması bakımından bir
dünya dili olarak bugüne kadar varlığını sürdürmüştür. Türkçe bugün, Kuzey Buz
Denizi'nden başlayıp Hindistan'ın kuzeyine, Çin Halk Cumhuriyeti'nden başlayıp
Avrupa'nın en uç noktasına kadar yaklaşık 12 milyon kilometrekarelik bir
coğrafyada 220 milyon kişi tarafından konuşulmaktadır. 600 bini aşkın söz
varlığı olan bu zengin dilin 100'e yakın ülkede öğrenimi yapılmaktadır.
Bugün Türkçemiz yabancı kelime
özentisi nedeniyle öz yurdunda garip' konumuna düşürülmüştür. Show-room'larda
sale'ler, chicken house'lerde menü'ler, outlet center'lerde sleem feet'
giysiler gözlerimizi yaşartmıyor, kamaştırıyor. Fakat özenti çılgınlığı, daha
doğrusu bilinçsizliği, sınır tanımıyor. Artık yabancı dilden alınan kelimelerin
Türkçe söylenişleri de özenti hastasını tatmin etmiyor. Mesela kuaför'
biçiminde bir ad vermek ona göre demode'dir. Cuaffour' biçiminde yazmalı ki
ne kadar yenilikçi ve entel olduğu belli olmalı, dükkânı Fransız müşterileriyle
dolup taşmalı. Kart, kafe diye telaffuz edilmeli ama cart', cafe' şeklinde
yazılmalı. Hatta Türkçeyi bozmak için bir adım daha atıp Türkçe kelimeleri de
İngilizce gibi yazmalı, Vishne, dönerchi, börekchy, pacha
gibi.
Ne yazık ki, popüler kültürden
en az etkilenmesi gereken ilimiz Kahramanmaraş'ta da bu özenti ve bilinçsizlik
başını alıp gitmektedir. Bu çılgınlık ilimizin isminin Marash', Ökkeş'in
isminin Occash' biçiminde yazılmasına kadar ulaşmıştır. Kahramanlar, şair ve
yazarlar kenti olarak adlandırdığımız Kahramanmaraş, kültür emperyalizmine hiç
direnç göstermeksizin teslim olmaktadır.
Biliyoruz ki dil, ancak
sevdirilerek ve dil bilinci oluşturularak korunabilir. Bireysel çıkarlarını
milli çıkarların önünde tutan bazı bireylerin ancak yaptırımlardan anladığı da
bir gerçektir. Bu durumda Belediye, Ticaret ve Sanayi Odası, Esnaf Odaları gibi
kurum ve kuruluşların Türkçe olmayan işyerlerine ruhsat verme konusunda tavır
geliştirme veya levhalarla ilgili vergilerde Türkçe lehine ayrımcılık
yapılmasına yönelik çalışmalar yapmalıdırlar. Dil' dernekleri levha
dernekçiliği yapmak yerine toplumu bilinçlendiren etkinlikler düzenlemelidir.
Sınıf ve Türkçe öğretmenleri dilbilgisi öğretmenliği, edebiyat öğretmenleri de
edebiyat tarihçiliği yapmak yerine önce dil bilinci uyandırmakla sorumlu
olduklarının farkında olmalıdırlar.
1930'lardan 1980'lere kadar
yürürlükte olan 5237 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun 21. maddesi, çeşitli
işyerlerinin kapılarına asılacak levha ve tabelaların Türkçe olmasını şart
koşmaktaydı. Bu yasanın yeniden uygulanması için bütün sivil toplum
kuruluşlarının ve vatandaşların kamuoyu oluşturmaları hayırlı sonuçlar
doğuracaktır.
Atatürk'ün başkanlığında
toplanan Türk Dil Kurultayı'nın 81. yıldönümü münasebetiyle kutlanan Türk Dil
Bayramı'nı, bayramı gurbette geçiren garip bir vatandaş duygusuyla idrak
ederken, günün özenti hastalığından kurtulmamız için uyarıcı rol oynamasını
diliyoruz."İHA