Kahramanmaraş Dayanışma
Platformu öncülüğünde gerçekleştirilen eyleme, Genç Memur-Sen Şube Başkanı
Harun Kadıoğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Sağlık Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı
Bünyamin Mutlu Demirci ve yönetim Kurulu Üyeleri, Türk Talebe Birliği
Kahramanmaraş Şubesi Başkanı Fatih Koçak, Anadolu Gençlik Derneği Başkanı ve
Yönetim Kurulu Üyeleri, AK Parti Gençlik Kolları Teşkilatlanma Başkanı Mehmet
Gökçe, İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Mehmet Ali Özeltürk, İ.H.H Temsilcileri ve Alperen Ocakları
katıldı.
Kahramanmaraş Dayanışma
Platformu adına Genç Memur-Sen Basın sekreteri Ali Sarıkaya yaptığı basın
açıklamasında: "Mısırda 100 gündür hüküm süren zulme isyanımızla kendisini
Rabia Kuşağı olarak adlandıran bizler, Mısır'da darbenin ikinci yüz gününe
ulaşmasına izin vermeyeceğiz."dedi.
Mısır halkının demokrasi
hakkını kazanmasının üzerinden bir yıl geçmeden silah zoruyla engel olunduğunu
ifade eden Sarıkaya açıklamasında şunları söyledi: "Mısır'da halkın oylarıyla
seçilmiş hükümete ve Cumhurbaşkanına karşı 3 Temmuz 2013 tarihinde
gerçekleştirilen askeri darbe, bugün yüzüncü gününü tamamladı. Mısır halkının
yılların mücadelesiyle elde ettiği demokrasi, adil seçim ve demokratik oy
hakkı, bir yıl bile dolmadan silah zoruyla rafa kaldırıldı."
"MENFAATLERİNİ KORUMAK ADINA
DARBEYE DARBE DİYEMEYENLER
"
Menfaatlerini korumak için
Mısır'daki darbeye sessiz kalan ülkelerin insan haklarına ve insana ihanet
ettiklerini savunan Sarıkaya şöyle konuştu: "Birkaç ülke hariç dünya,
demokrasiyi, insan haklarını, insan onurunu hiçe sayan bu silahlı zorbalığa ve
zorbalara sessiz kalmakta ısrar ediyor. Menfaatlerini korumak adına darbeye
darbe diyemeyenler, darbecilere destek verenler; insan onuruna, insan haklarına
ve insanlığın yüzlerce asırlık birikimine hatta bizatihi insana ihanet
ettiklerini dahi fark edemiyor. Darbeciler ve cunta yönetimi, dünyanın sessiz
kalmasından, sözüm ona demokrasi beşiği
devletlerin yaşananlara seyirci olmasından aldıkları cesaretle, masum bedenleri
ölümle tanıştıran vahşetlerine her gün bir yenisini ekliyor. Mısır, özgürlük
isteyenler ve insan onuru mücadelesi verenler için ölüm tarlasına dönüştürüldü.
3 Temmuz'dan bu yana tanklar, zırhlı araçlar ve ağır silahlar kullanılarak
gerçekleştirilen katliamlarda, aralarında gençlerin, çocukların ve hamile
kadınların da yer aldığı binlerce sivil öldürüldü. Zorba kurşunlarıyla ölenlerin ve
yaralananların sayısı tam olarak bilinmiyor ve her geçen gün daha da artıyor."
MISIRDA SADECE İNSANLAR DEĞİL,
İNSANLIK ÖLDÜRÜLÜYOR
Mısır'daki darbecilerin
demokrasi yanlılarını öldürmenin yanında işkenceye maruz bıraktığını söyleyen
Sarıkaya şöyle konuştu: "Darbe yönetimi ve tetikçileri, yönetime el koymakla,
bu duruma karşı çıkanları öldürmekle yetinmiyor. Binlerce insanı, darbeye
direndiği ve demokraside ısrar ettiği için hukuka aykırı yollarla tutukluyor,
işkenceye tabi tutuyor. Mısırda sadece insanlar değil, insanlık öldürülüyor.
Dünya ses çıkarmaz, insanlık vicdanı harekete geçmezse, darbecilerin kirli
elleri ölüm yağdırmaya devam edecek."
"MEDYA KURULUŞLARINA DARBE
TETİKÇİSİ YÖNETİCİLER ATANDI"
Mısır'da bütün bağımsız medya
kuruluşlarına darbe tetikçisi yöneticilerin atandığını kaydeden Sarıkaya şu
şekilde konuştu: "Demokrasinin yeniden tesisi, insan haklarının ve insan
onurunun hüküm sürmesi ihtimalini ortadan kaldırmak adına Hürriyet ve Adalet
Partisi'nin ve Müslüman Kardeşler'in teşkilatları kapatıldı, faaliyetleri
yasaklandı, liderleri tutuklandı ve mal varlıklarına el konuldu. Bağımsız
medyanın oluşturacağı riski bertaraf etmek için, bütün medya kuruluşlarına
darbe tetikçisi yöneticiler atandı. Dünya kamuoyunu etkileme gücüne sahip
uluslar arası yayın yapan televizyonlar, gazeteler, ajanslar kapatıldı,
temsilcileri tutuklandı. Basın özgürlüğü, tam anlamıyla yok edildi."
"BUGÜN, SADECE MISIRDA KANLI
DARBENİN 100. GÜNÜ DEĞİL"
"Evet, büyük ve kadim bir
medeniyetin beşiği Mısır'da; tam 100 gündür kendi insanına ölüm kusan, işkence
yapan cuntacıların darbe iklimi hâkimdir." Şeklinde konuşan Ali Sarıkaya
sözlerine şu şekilde devam etti: "Bugün,
sadece Mısırda kanlı darbenin 100. Günü değil. Tarihin, insanlığın utanç
vesikası olarak kaydedeceği, dünya ülkelerinin sessizliğinin, darbeciler eliyle
vahşet ve katliamlara seyirciliğinin de 100. Günü'dür. Dünyanın en eski
medeniyetlerinden birinin merkezi Mısır'da,
hukuka, insan haklarına, adalete ve vicdanlara aykırı cunta, tam 100
gündür keyfi ve zalimane bir yönetim sürdürüyor. Mısır halkı, tam 100 gündür
insan olmanın onurunu yaşayamıyor. 3 Temmuz'da Mısır halkının iradesine vurulan
darbeye sessiz kalanlar, darbecilerin
akıttıkları kana, ölümle tanıştırdıkları binlerce masum cana 100 gündür ısrarla
gözlerini kapıyor. Dün Irak'ta, Afganistan'da, Libya'da ve birçok ülkede sözüm
ona demokrasi vaadiyle kan dökmekten geri durmayan Batı, kutsadığı demokrasiyi
Mısır'da katleden darbecilere ve vahşetlerine son verecek insani tepkiyi
vermekten bile geri duruyor. Demokrasi havariliğini kimseye kaptırmayan Batılı
ülkeler, hak, özgürlük ve insan onuru aktivistliğini tekeline alan sözde
aydınlar, bağımsız ve tarafsız medya manifestoları kaleme almakta mahir
gazeteciler, Mısır'da demokrasinin,
sivil halkın katledilmesi karşısında tam 100 gündür ısrarla üç maymunu
oynuyorlar."
"YENİ BİR DÜNYA İSTİYORUZ"
"Bizler, Darbeye karşı direnen
gençler olarak Herkes için, bütün insanlar ve bütün insanlık için adil, özgür,
barışçıl ve inançlara saygılı, her türlü ayrımcılığa ve her türlü ayrıcalığa
son verecek yeni bir dünya istiyoruz." diyen Sarıkaya şöyle konuştu: "Mısırda
yaşananları, Mısır halkına yaşatılanları, bütün insanlığa karşı tehdit olarak
görüyoruz. 3 Temmuz darbesine sessiz kalanları, insanlığın katlinin iştirakçisi
olarak kabul ediyoruz. Darbecileri, cunta yönetimini destekleyenleri, insan
onurunun kadim düşmanları olarak ilan ediyoruz. Mısır halkının iradesinin,
Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş sivil idaresinin yanında olmayı, insan
olmanın gereği olarak görüyoruz. Vicdanı
olan, insan olan herkesi darbeye, darbecilere, hukuksuzluğa, adaletsizliğe,
insan hayatına kasteden her türlü eyleme karşı çıkmaya, Mısır halkının
direnişine, insanlığın dirilişine katkı sunmaya davet ediyoruz. Dini, inancı,
milleti, mezhebi, ülkesi, ideolojisi ne olursa olsun milletin iradesine kast
edenlere ve eylemlerine her zaman karşı olacağımızı, hiçbir zaman sessiz
kalmayacağımızı haykırıyoruz. Dünya Gençliği'ni darbelere karşı sonuna kadar
direnmeye, onurlarına ve oylarına, tercihlerine ve seçimlerine sahip çıkmaya
çağırıyoruz.
"MISIR'DA DARBENİN İKİNCİ YÜZ
GÜNÜNE ULAŞMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"