Tarih: 10.10.2013 18:57

Darbeye direnen gençler isyana devam edecek

Facebook Twitter Linked-in

Kahramanmaraş Dayanışma Platformu öncülüğünde gerçekleştirilen eyleme, Genç Memur-Sen Şube Başkanı Harun Kadıoğlu ve Yönetim Kurulu Üyeleri, Sağlık Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı Bünyamin Mutlu Demirci ve yönetim Kurulu Üyeleri, Türk Talebe Birliği Kahramanmaraş Şubesi Başkanı Fatih Koçak, Anadolu Gençlik Derneği Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri, AK Parti Gençlik Kolları Teşkilatlanma Başkanı Mehmet Gökçe, İlim Yayma Cemiyeti Başkanı Mehmet Ali Özeltürk,  İ.H.H Temsilcileri ve Alperen Ocakları katıldı.

Kahramanmaraş Dayanışma Platformu adına Genç Memur-Sen Basın sekreteri Ali Sarıkaya yaptığı basın açıklamasında: "Mısırda 100 gündür hüküm süren zulme isyanımızla kendisini Rabia Kuşağı olarak adlandıran bizler, Mısır'da darbenin ikinci yüz gününe ulaşmasına izin vermeyeceğiz."dedi.

Mısır halkının demokrasi hakkını kazanmasının üzerinden bir yıl geçmeden silah zoruyla engel olunduğunu ifade eden Sarıkaya açıklamasında şunları söyledi: "Mısır'da halkın oylarıyla seçilmiş hükümete ve Cumhurbaşkanına karşı 3 Temmuz 2013 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbe, bugün yüzüncü gününü tamamladı. Mısır halkının yılların mücadelesiyle elde ettiği demokrasi, adil seçim ve demokratik oy hakkı, bir yıl bile dolmadan silah zoruyla rafa kaldırıldı."

"MENFAATLERİNİ KORUMAK ADINA DARBEYE DARBE DİYEMEYENLER…"

Menfaatlerini korumak için Mısır'daki darbeye sessiz kalan ülkelerin insan haklarına ve insana ihanet ettiklerini savunan Sarıkaya şöyle konuştu: "Birkaç ülke hariç dünya, demokrasiyi, insan haklarını, insan onurunu hiçe sayan bu silahlı zorbalığa ve zorbalara sessiz kalmakta ısrar ediyor. Menfaatlerini korumak adına darbeye darbe diyemeyenler, darbecilere destek verenler; insan onuruna, insan haklarına ve insanlığın yüzlerce asırlık birikimine hatta bizatihi insana ihanet ettiklerini dahi fark edemiyor. Darbeciler ve cunta yönetimi, dünyanın sessiz kalmasından,  sözüm ona demokrasi beşiği devletlerin yaşananlara seyirci olmasından aldıkları cesaretle, masum bedenleri ölümle tanıştıran vahşetlerine her gün bir yenisini ekliyor. Mısır, özgürlük isteyenler ve insan onuru mücadelesi verenler için ölüm tarlasına dönüştürüldü. 3 Temmuz'dan bu yana tanklar, zırhlı araçlar ve ağır silahlar kullanılarak gerçekleştirilen katliamlarda, aralarında gençlerin, çocukların ve hamile kadınların da yer aldığı binlerce sivil öldürüldü.  Zorba kurşunlarıyla ölenlerin ve yaralananların sayısı tam olarak bilinmiyor ve her geçen gün daha da artıyor."

MISIRDA SADECE İNSANLAR DEĞİL, İNSANLIK ÖLDÜRÜLÜYOR

Mısır'daki darbecilerin demokrasi yanlılarını öldürmenin yanında işkenceye maruz bıraktığını söyleyen Sarıkaya şöyle konuştu: "Darbe yönetimi ve tetikçileri, yönetime el koymakla, bu duruma karşı çıkanları öldürmekle yetinmiyor. Binlerce insanı, darbeye direndiği ve demokraside ısrar ettiği için hukuka aykırı yollarla tutukluyor, işkenceye tabi tutuyor. Mısırda sadece insanlar değil, insanlık öldürülüyor. Dünya ses çıkarmaz, insanlık vicdanı harekete geçmezse, darbecilerin kirli elleri ölüm yağdırmaya devam edecek."

"MEDYA KURULUŞLARINA DARBE TETİKÇİSİ YÖNETİCİLER ATANDI"

Mısır'da bütün bağımsız medya kuruluşlarına darbe tetikçisi yöneticilerin atandığını kaydeden Sarıkaya şu şekilde konuştu: "Demokrasinin yeniden tesisi, insan haklarının ve insan onurunun hüküm sürmesi ihtimalini ortadan kaldırmak adına Hürriyet ve Adalet Partisi'nin ve Müslüman Kardeşler'in teşkilatları kapatıldı, faaliyetleri yasaklandı, liderleri tutuklandı ve mal varlıklarına el konuldu. Bağımsız medyanın oluşturacağı riski bertaraf etmek için, bütün medya kuruluşlarına darbe tetikçisi yöneticiler atandı. Dünya kamuoyunu etkileme gücüne sahip uluslar arası yayın yapan televizyonlar, gazeteler, ajanslar kapatıldı, temsilcileri tutuklandı. Basın özgürlüğü, tam anlamıyla yok edildi."

"BUGÜN, SADECE MISIRDA KANLI DARBENİN 100. GÜNÜ DEĞİL"

"Evet, büyük ve kadim bir medeniyetin beşiği Mısır'da; tam 100 gündür kendi insanına ölüm kusan, işkence yapan cuntacıların darbe iklimi hâkimdir." Şeklinde konuşan Ali Sarıkaya sözlerine şu şekilde devam etti:  "Bugün, sadece Mısırda kanlı darbenin 100. Günü değil. Tarihin, insanlığın utanç vesikası olarak kaydedeceği, dünya ülkelerinin sessizliğinin, darbeciler eliyle vahşet ve katliamlara seyirciliğinin de 100. Günü'dür. Dünyanın en eski medeniyetlerinden birinin merkezi Mısır'da,  hukuka, insan haklarına, adalete ve vicdanlara aykırı cunta, tam 100 gündür keyfi ve zalimane bir yönetim sürdürüyor. Mısır halkı, tam 100 gündür insan olmanın onurunu yaşayamıyor. 3 Temmuz'da Mısır halkının iradesine vurulan darbeye sessiz kalanlar,  darbecilerin akıttıkları kana, ölümle tanıştırdıkları binlerce masum cana 100 gündür ısrarla gözlerini kapıyor. Dün Irak'ta, Afganistan'da, Libya'da ve birçok ülkede sözüm ona demokrasi vaadiyle kan dökmekten geri durmayan Batı, kutsadığı demokrasiyi Mısır'da katleden darbecilere ve vahşetlerine son verecek insani tepkiyi vermekten bile geri duruyor. Demokrasi havariliğini kimseye kaptırmayan Batılı ülkeler, hak, özgürlük ve insan onuru aktivistliğini tekeline alan sözde aydınlar, bağımsız ve tarafsız medya manifestoları kaleme almakta mahir gazeteciler,  Mısır'da demokrasinin, sivil halkın katledilmesi karşısında tam 100 gündür ısrarla üç maymunu oynuyorlar."

"YENİ BİR DÜNYA İSTİYORUZ"

"Bizler, Darbeye karşı direnen gençler olarak Herkes için, bütün insanlar ve bütün insanlık için adil, özgür, barışçıl ve inançlara saygılı, her türlü ayrımcılığa ve her türlü ayrıcalığa son verecek yeni bir dünya istiyoruz." diyen Sarıkaya şöyle konuştu: "Mısırda yaşananları, Mısır halkına yaşatılanları, bütün insanlığa karşı tehdit olarak görüyoruz. 3 Temmuz darbesine sessiz kalanları, insanlığın katlinin iştirakçisi olarak kabul ediyoruz. Darbecileri, cunta yönetimini destekleyenleri, insan onurunun kadim düşmanları olarak ilan ediyoruz. Mısır halkının iradesinin, Mısır'ın demokratik yollarla seçilmiş sivil idaresinin yanında olmayı, insan olmanın gereği olarak görüyoruz.  Vicdanı olan, insan olan herkesi darbeye, darbecilere, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, insan hayatına kasteden her türlü eyleme karşı çıkmaya, Mısır halkının direnişine, insanlığın dirilişine katkı sunmaya davet ediyoruz. Dini, inancı, milleti, mezhebi, ülkesi, ideolojisi ne olursa olsun milletin iradesine kast edenlere ve eylemlerine her zaman karşı olacağımızı, hiçbir zaman sessiz kalmayacağımızı haykırıyoruz. Dünya Gençliği'ni darbelere karşı sonuna kadar direnmeye, onurlarına ve oylarına, tercihlerine ve seçimlerine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

"MISIR'DA DARBENİN İKİNCİ YÜZ GÜNÜNE ULAŞMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ"

Mısır'da demokrasinin yeniden hâkim olacağı güne kadar isyanda olacaklarını söyleyen Sarıkaya şunları dile getirdi: "Bu yüzden, Rabia-tül Adeviyye Meydanı'nda yapılan katliamın sessiz tanıkları olmayacağız. Bu yüzden, Mısır'da darbe son buluncaya millet iradesi yeniden hâkim oluncaya kadar isyanda olacağız. Bu yüzden, darbeye itirazlarında, darbecilere isyanlarında Mısır halkının yanında yer alacağız. Mısırda 100 gündür hüküm süren zulme isyanımızla kendisini Rabia Kuşağı olarak adlandıran bizler, Mısır'da darbenin ikinci yüz gününe ulaşmasına izin vermeyeceğiz. Kim olduğuna bakmaksızın mazlumun yanında, kimden geldiğine bakmaksızın zulmün karşısında duracağız. Adaletin, hürriyetin, meşruiyetin, insan haklarının ve insan onurunun savunucusu olacağız. İnsanlığın ortak birikiminin eseri insani değerleri kuşanmış bir gençlik olarak,  Mısır başta olmak üzere dünya üzerinde yaşanan bütün mezalimlere son verecek "yeni bir dünya"yı mutlaka kuracağız." 
(M. Serhat TOPALCA)



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —