AK Parti Kahramanmaraş
Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar, bundan sonra Meclis çalışmalarına başörtüsü
ile katılacağını belirterek, ''Hac`da söz verdik, tövbe ettik, sözümüzü
yerine getiriyoruz. Orada bizi tekrar formatlıyorlar. Geçmişi hatırlamıyorsun,
silmişsin, bitmiş'' dedi.
Kaçar, Hac dönüşü Ankara`daki
evinin kapılarını AA`ya açtı.
Eşi Serkan Kaçar ile 5
yaşındaki oğlu Hüseyin Erdem ve 4 yaşındaki Ahmet Necati ile yaşadığı evde
sorularımızı yanıtlayan Kaçar, Hac`dan getirdiği zemzem suyu ve hurma ikram
etti.
Kaçar, ''Bundan sonra
Meclis çalışmalarına başörtüsü ile mi katılacaksınız?'' sorusuna,
''Kesinlikle böyle devam edeceğim. Hacca gidip oradaki atmosferi soluyup da
tekrar gelip açmak çok zor'' yanıtını verdi.
Kaçar, şöyle konuştu:
''Hac yaşanır, orası
anlatılmaz. Gidip görmeden, yaşamadan ifade etmek çok zor. Medine`ye
gidiyorsunuz, Peygamber efendimizin huzuruna çıkıyorsunuz. Bambaşka bir dünya.
Dili ve rengi ne olursa olsun orada herkes aynı şeyi konuşuyor, `Allahu Ekber`
diyor, orası muhteşem bir yer. Orada tek dil olduk. Oraya çıkıyorsun, tövbe
ediyorsun, Peygamber efendimizin huzurunda ona söz veriyorsun. `Senin
ehlibeytine yakışır bir şekilde, onları örnek alarak bundan sonra yaşayacağım`
diyorsun. Oradan Allah`ın evine, Kabe`ye gittik. O bizi huzuruna kabul etti,
kendi çağırdı. Çağrılmadan gidilmez deniliyor.
Benim hacca gidişim hiç
planda, programda olmayan bir gidişti. Gülay hanım, `gidelim` deyince birlikte
gittik. Bana ilk söylediğinde `pazar günü Cenevre`ye gideceğim, bütün
programımı ona göre hazırladım` dedim. Gülay hanım da bunun üzerine, `Bırak
Cenevre`yi ne yapacaksın orada, biz Kabe`ye gidelim` dedi. Teklifi benim için
çok cazip bir teklifti. Ben de bunun üzerine eşim Serkan`ı aradım ve `ne
diyorsun?` dedim. O da `gözün arkada kalmasın, git tabiki, mukayese edilir mi?`
dedi. Allah razı olsun, onun verdiği destekle de gitme kararı aldım. Perşembe
günü akşam konuştuk, cuma günü herşeyi hazırladık, pazar günü yolcuyduk.
Allah`ın huzuruna çıkıyorsun ve orada da diyorsun; `Sen teksin, büyüksün, senin
huzuruna geldim, affeyle, bundan sonra senin emirlerine uyacağım` diye söz
veriyorsun. Bunun aksi yönde devam etmek çok zor, olmaz. Orada söz verdik,
tövbe ettik, buraya geldik, sözümüzü yerine getiriyoruz.''
''Resetlendik geldik''
Kaçar, ''Hac`dan sonra
gelip burada başörtüsünden çıkmak zor olurdu'' sözleri üzerine, ''Çok
zor olurdu. Daha önceki halimi hatırlamıyorum bile. Orada bizi tekrar
formatlıyorlar, resetlendik geldik. Geçmişe dair hiç bir şey hatırlamıyorum. Şu
anda bile bazen, `ay saçım mı gözüküyor` diye elim kafama gidiyor, ama
düşününce önceden hepsi açıktı. Ama orayı hatırlamıyorsun, silmişsin,
bitmiş'' dedi.
''Yeni bir hayat başlıyor
gibi mi?'' sorusu üzerine Kaçar, ''Evet aynen öyle ve bu da çok kolay
oluyor. Yeni hayatımı çok kolay benimsedim ve da bundan dolayı çok mutluyum.
Bazen bana `dik otur Sevde, şöyle yap Sevde` derlerdi. Daha önce kendime
güvenim daha azdı, ama şimdi kendime daha çok güvendiğimi hissediyorum''
sözlerini sarfetti.
AK Parti`li Kaçar, üzerindeki
kıyafetin yeni olmadığını, her zaman Meclis`te giydiği kıyafeti olduğunu
belirterek, ''(başörtüsünü göstererek) Bu boynuma taktığım fularımdı, bunu
aldım başıma taktım. Ama bunu başıma takarak bütün oldum. O maneviyatı, gücü
hissediyorum, eksiğim oymuş benim, tamamlandığımı hissediyorum, çok mutluyum.
Ancak ben bu eksikliğimi daha önce bilmiyormuşum, farkında değilmişim''
diye konuştu.
''Meclis muhabirlerine çok
dua ettim''
Kaçar, sözlerini şöyle
sürdürdü:
''Meclis muhabirlerine ve
size Hac`da çok dua ettim. Nasıl dua ettim diyeceksiniz? Sizinle 1 Ekim`den
önce konuşmuştuk. O zaman ben, `Her Müslüman kadının hayalidir ama şu anda
benim için öyle bir şey yok, kapanmayacağım` demiştim. Siz de `gelecekte
düşünüyor musunuz?` demiştiniz. Ben de `Öyle bir şey olursa Hacca gider öyle
kapanırım` demiştim. Böyle bir sohbetimiz olmuştu. Bu süreçte benim size ve
diğer arkadaşlara verdiğim cevaplar, beni iç hasaplaşmaya çekti, ondan sonra
bunalıma girdim. Evin içinde oturamıyorum, kalkamıyorum, dünya üstüme geliyor sanki.
İnanan, Allah`tan korkan bir
insanın, O`nun emirlerini yerine getirmek isteyen bir insanın, bile bile bir
şeyi `ben yapmayacağım` demesi, bana çok ağır geldi. Bu azabı öyle bir yaşadım
ki Allah`ım o vicdan azabımı duydu, üzüntümü duydu ve beni çağırdı diyorum.
Gittiğimde de zaten o rahatlığı ve huzuru hissettim. Sizin sayenizde kendime
kavuştum. Her tavaftan ve namazdan sonra Meclis`teki muhabir arkadaşlara dua
ettim ve şimdi de namazlardan sonra dua ediyorum, kendimi hasaplaşmaya çekip,
doğru yolu bulmama, böyle bir karar almama sebep oldukları için.''
''Rahat geçecektir''
''Başörtülü bir şekilde
Genel Kurul ve komisyon çalışmalarına katılacaksınız. Meclis tarihinde bu ilk
kez olacak. Başörtülü bir şekilde çalışmalara nasıl katılacaksınız, kendinizi
hazır hissediyor musunuz?''
sorusuna, ''Onları hiç düşünmedim, aslında bu çok geç kalmış bir
şey. Zaten öyle bir yasak da yok. Bize nasip oldu. Rahat geçecektir. Nasıl
gireceğim, nasıl çıkacağım diye düşünmedim'' karşılığını verdi.
Kaçar, ''Genel Kurul`da size
karşı olumsuz bir tavır olması durumunda ne yapacaksınız?'' sorusunu
yanıtlarken, ''Bu süreçte öyle bir şey olacağımı zannetmiyorum, ters bir
şey yapacaklarına inanmıyorum ama herkes her düşüncesinde özgürdür. Kimi insan
başımı kapatmamı tenkit edebilir, kimisi de çok mutlu olabilir. Herkesin
birbirini hoşgörü ile karşılaması lazım. İnancımıza, kararlarımıza saygı
göstermemiz gerekir. O şekilde olacağını düşünüyorum. Ufak tefek eleştiriler
olursa da biz onlara gülümseyeceğiz'' dedi.
''1999`da Merve
Kavakçı`nın Genel Kurul Salonu`nda protesto edildiğinin'' anımsatılması
üzerine Kaçar, ''O bizim geçmişteki utanç sayfamız, tamamen kötü ve
olmaması gereken bir hatıra'' değerlendirmesinde bulundu.
''Böyle bir camianın
temsilcisi neden Meclis`te olmasın''
Kaçar, şu anda kamuda ve
üniversitelerde başörtüsü sorunu olmadığını ifade ederek, ''Türkiye`nin
yüzde 54`ü kadın ve bunların da yüzde 70`i kapalı. Neden böyle bir camianın
temsilcisi Meclis`te olmasın, bu onların en doğal hakkı'' diye konuştu.
Başta milletvekilleri olmak
üzere, vatandaşların tebrik için kendisini aradığını kaydeden Kaçar,
''Sabahleyin 07.30`da telefonum çaldı, yetişemedim ama daha sonra önemlidir
diye ben aradım. Yaşlı bir teyze telefona çıktı, `hayırdır teyze, hastan mı var?`
dedim. `Televizyonda seni başın kapalı gördüm, çok duygulandım` dedi ve
ağlamaya başladı. O ağlayınca ben de ağlamaya başladım, telefonda ağlaşıp
kapattık. Bunlar güzel ve daha çok güç veren tepkiler'' dedi.
Sevde Bayazıt Kaçar, eşinin ve
çocuklarının tepkisinin nasıl olduğunun sorulması üzerine, düşüncesini ilk
açtığında eşinin çok memnun olduğunu ve ''Güle güle git, çocukları hiç
merak etme'' dediğini anlattı. Çocuklarının kendisini çok garipsemediğini
ifade eden Kaçar, oğlunun kendisine ''anne çok güzelsin'' dediğini ve
bunun da kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.
''Daha önce başınızı
kapatmış mıydınız?'' sorusuna Kaçar, ''Ortaokul zamanında din eğitimi
alırken kapanırdım ama onun dışında olmadı'' yanıtını verdi. Kaçar, daha
önceleri zaman zaman evde iş ya da mutfakta yemek yaparken geleneksel
yazmalarla başını kapattığını sözlerine ekledi.AA