M. Nedim Tepebaşı yaptığı açıklamada
şunları söyledi. "İlk başta şuna inanıyorum ve kabul ediyorum ki bir belediye
başkanın önceliği vatandaşları olmalıdır. Çünkü onların sorumluluğunu üzerine
almış olmaktadır. Daha açık bir ifadeyle vatandaşın velayetini yani onların her
türlü işlerini takip etmeyi ve üstlenmeyi kabul etmiş demektir. İster kendi
rızası ile olsun, isterse kendisine gelen teklif neticesinde göreve gelmiş
olsun, bu çok önemli ve ciddi sorumluluğu üstlenmiş sayılmaktadır. Sorumluluk
alanında bulunan her kişi artık yöneticinin ailesi olmuştur. Gece çocuğunun
üstünü örtmeyi Allah yolunda cihattan daha üstün tutan anlayış bizim en önemli
kültür mirasımızdır. Yani kişinin eşi ve çocuklarına ilgisi ne ise yöneticinin
vatandaşlarına karşı ilgisi en az bu seviyede olmalı, hatta sevgisinin,
ilgisinin ve zamanın daha fazlasını onlara ayırmalıdır. Çocukları arasında adil
olması gerektiği gibi halka karşı ve onlar arasındaki uygulamalarda da adil
olmalıdır. Yönetim bir emanetse ki öyledir, o zaman emaneti alan onu korumak
zorunda olduğu gibi yönetim emanetine de aynı duyarlılığı göstermeli ve ona
gözü gibi sahip çıkmalıdır.
Belediye başkanı, bölgesinde
yaşayan vatandaşın ayağına bulaşan çamurdan rahatsız olmalı, o çamuru kendi
ayakkabısında görmelidir. Biliyoruz ki iyi bir yönetici, halkı doymadan kendisi
yemeğini yemeyendir.
Hizmetin en makbulünün
hakkaniyet ölçüsünde ve zamanında yapılan hizmet olduğuna inanmaktayım. Hak
gözetilmeden yapılan iş ile imkân varken zamanında yapılmayan iş, hizmet
değildir, ya da muteber değildir. Buna riayet etmeyen kişinin asla iyi bir
yönetici olamadığını yakinen biliyorum. Bir yerde yönetici olmanın dünyayı
sırtlamak anlamına geldiğinin bizzat yönetici tarafından kabul edilmesinin ve
en azından bunu ve işinin ağırlığını hissederek çalışmasının gerekliliğine
inanıyorum.
Bizde:"Deliye yol gelmiş
sevinmiş, akıllıya yol gelmiş düşünmüş!" diye bir söz vardır. Buradaki "yol"
bazı yörelerde düğün davetiyesi anlamında gönderilen bir eşyadır. Bu özdeyişte
yöneticilik sorumluluğunu görüyorum. Zira yöneticilik koltuğuna oturan, bir
bakıma iğneli koltuğa oturmuş gibidir.
En muteber hizmet herhangi bir
karşılık beklenmeden yapılanıdır. Kişi niyetinin karşılığını görür, görecektir
de. Ancak saygı duyulacak ve itibar edilecek olanı ödülü sadece öteye
bırakılanıdır. Bunun da ötesi Yunus'un:"Bana Seni gerek Seni" dediği gibi
olanıdır. Yani hizmetin saygın olanı; sevap da dâhil hiçbir karşılık
beklenmeden yapılan çalışma ve hizmettir. Hiçbir olumsuzluk yokken, kimi
kişiler kendisini öteleyip başkalarına ikram etmekten mutlu olurlar ya, işte o
halet-i ruhiye gibi bir şeydir bu. Bunun dışında kalan anlayış, kişinin
sorumluluğunu artırmaktan başka bir şey değildir, bu tür bir bakışın
neticesinde sahibine kalan belki de vebal ve yorgunluktan başka bir şey olmayacaktır.
Hizmetin karşılığını beklemek
bu anlayışı ve o makama oturan şahsın kişiliğini gölgeler, tartışılır hale
getirir. Bizim anlayışımızda, yapılan bir işten dolayı, hizmet sunulan kişi
veya kişilerden teşekkür beklemeye bile izin verilmez.
Bu kadar sorumluluğu olan bir
göreve talip olmak kişinin anlayışına göre değişebilirse de aslında büyük
cesaret isteyen bir iştir ama bu işi birisinin yapması gerekmektedir. Bu
anlayışla aday adayı olduğumu belirtmek isterim. Elbette ki her sorumluluğun bir
bedeli olacaktır. Bunu dünyada iken almayı bekleyenler olabilir ancak bunun bir
yanılgı olduğunu kabul ediyorum. Bizim inancımızda ve kültürümüzde bu
sorumluluğu yüklenmenin karşılığı en nihayet öteki âlem için düşünülmelidir."
M. Nedim Tepebaşı, "Unutulmamak
için kalıcı işler yapmak güzeldir, ancak yapılan işlerin kendisinin kalıcı
olması daha güzeldir. Yapılan işler tüm geleceği kapsayacak nitelikte
olmalıdır. Öyle ki; taştan yapılmış bir kemerin kilit taşının fonksiyonel
özelliğini taşımalıdır. Nasıl ki tepedeki kilit taşını yerinden oynatmak mümkün
değilse, yapılanlar, gelecekte birine bile dokunulamayacak özellikte
yapılmalıdır. İşte biz, her şeyin yerli yerince olması için bu göreve talip
olmuş bulunmaktayız! Belediye Başkan Yardımcılığı yaptığım dönemde sütre
gerisinde durmaya azamî gayret göstermekle beraber sürekliliği olan işleri
planlayıp uygulamaya özen gösterdim. Halen devam etmekte olan; aşevi, öğrenci
çamaşırhanesi,(adları değiştirilse de)yaşlılar dinlenme salonu, çıraklara çorba
verilmesi ve gıda bankası, eşya toplama ve dağıtım merkezi, kütüphane çalışma
sistemi, kafeterya, doğal ekmek üretimi, meslek edindirme kursları, taziye evi
uygulaması, sanat çalışmaları, bakıma muhtaç ve kimsesizlere evinde bakım
ünitesi bu bağlamda gerçekleştirdiğimiz işlerdendir. Bunların hiç birisi
tesadüfî yapılmış işler değildir."dedi.
M. Nedim Tepebaşı, Bu
hizmetlerin kesinlikle devam etmesini öngörmenin yanında bunlara yenilerini de
eklemek en büyük arzumuzdur. Engelli insanlarımıza en üst seviyede hizmet vermek,
kreşler ve okul öncesi kurumlar açarak ailelerin yükünü hafifletmek ve
sorumlu-yetkili kişilerce bu hizmetleri yürütmek, çocuklarımızı asrın belası
uyuşturucu bataklığına düşmekten koruma çalışmaları yapmak, bataklığa düşenleri
kurtarmak, işsizliğin sıfır noktasına inmesi için meslek kurslarının çeşit ve
sayısını artırmak, iş imkânları araştırmak, mikro kredi sistemini uygulamaya
koyarak iş sahibi olmak isteyenlere yardımcı olmak, iş alanını genişletme ve
yaygınlaştırma çalışmaları yapmak, üretici ve pazarlamacılara modern ve rahat
ortamlar hazırlamak, iç turizmi canlandırmak, sporun hemen her dalında imkânlar
sunmak, sporun geliştirilmesi için eksiksiz ve kaliteli malzeme desteği vermek,
her yaştan insanımızın bilgi ve becerilerini geliştirecek hemen her dalda
çalışmalar yapmak, gelir seviyesi düşük olanlar için sağlıklı ve güvenli
binalar inşa etmek, çarpık yapılaşmanın önüne böylece geçmek, kentimizi en
rahat yaşanılır bir kent yapmak, herkesin hakkını yasalar çerçevesinde korumak
ve haksızlığa geçit vermemek, en önemlisi bir huzur kenti olmak için çalışmalar
yapmak hedefimizdir.
Kalıcı ve sürekli işlerin
dışında insanların anlık ihtiyaçları da dikkate alınarak en kısa zamanda yasalar çerçevesinde çözüm
üretmek ilkemiz olacaktır.
Sorumluluk anlayışımız ve
çalışma sistemimiz değerli halkımıza saygıyla arz olunur."dedi. (Esra AKÇAKALE)