Maraş Olayları nedeniyle Demokrat Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ahmet Gebel bir yazılı açıklama yaptı.
"19 Aralık ile 26 Aralık
1978`de meydana gelen olayların üzerinden tam 35 yıl geçtiğini söyleyen
Demokrat Parti Kahramanmaraş İl Başkanı Ahmet Gebel şunları söyledi. "
Öncelikle olaylarda hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir daha rahmet ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad
olsun. Cenab-ı Allah'ın rahmeti üzerlerine olsun.
Yaklaşık yedi gün süren ve bu
tarihten 35 yıl önce meydana gelen olaylar
demokrasi tarihimizin en acılı olgusudur. Ne yazık ki; tarihimizin hiç
yaşamamış olmayı dilediğimiz büyük utançlarından birini, demokrasi tarihimizin kapkara
bir sayfasını anıyoruz. Ancak tüm yaşananlara rağmen, demokrat davanın
savunucuları olarak bizler bu olayların bir daha yaşanmaması adına; demokrasi
adına halkın duygularını, dini ve etnik kimliklerini sömüren zihniyete karşı
olarak, bu ülkenin birliğini, beraberliğini tehdit edecek adımlar atmakta olanları
ve çözüm üretmeyenleri uyarıyoruz."
Alevilerin ve Sünnilerin
barışı için çözüm üretilmesini söyleyen Gebel şu ifadeleri kullandı. "Alevilerin
ve Sünnilerin barışı ve geleceği birlikte inşa etmelerinin önündeki engelleri
konuşarak ve çözüm üreterek kaldıralım.
Ülkemize yakın coğrafyada
yaşanmakta olan dini sorunlarda endişe verici boyutlarda dışlayıcı bir dil
hâkimdir. Mezhepler üzerinden, mezhepçi bir dile savrulmamak gereklidir. Bu
çatışmaların ülkemizdeki sorunları daha da ağırlaştıran bir potansiyel taşıdığı
gözden kaçırılmamalıdır."
Siyasi ve ideolojik
tartışmaların inanç zeminine taşınması yanlış olduğuna değinen Gebel; "Kimse
kimsenin inancını onun adına tanımlamamalıdır. Hiçbir inanç grubu, diğerini
kendisine benzetmeye çalışmamalıdır. Devlet inançları düzenleyemez, ne olması
gerektiğini belirleyemez.
Devlet, birey ve toplulukların
inanç-ibadet farklılıklarını-hürriyetlerini anayasal eşitlik temelinde hem
hukuki hem fiili güvence altına almalı ve siyasal aktörler buna saygı
göstermelidir.
Farklılıklarımız
zenginliğimizdir.Ötekini anlamaya ve de anlatmaya çalışmak, böylece, sadece
kendi inanç kimliğimizi savunmanın ve dışa vurmanın ötesine geçmek,
kutuplaşmayı azaltır.
Bu sorunu çözecek görüş; gerçek DEMOKRATLIĞI sadece dilinde değil, hem
dilinde hem beyninde hem kalbinde özümsemiş birey ve siyasi kadrolardan geçer.
Ülkeyi Üç boyutlu ve birde uydu görüntüsü veren dört boyuta taşıyan, ve
birbirinin değirmenine su taşıyan zihniyet çözemez.