Alp, Türkiye`de son 10 yılda
hidroelektirik enerji yatırımlarında artış olduğunu, akarsu havzalarındaki en
küçük derelerde bile zincirleme HES yapıldığını belirtti.
Ülkelerin enerji
politikalarının oluşturulmasında hidroenerjinin önemli bir kaynak olduğunu
vurgulayan Alp, şöyle konuştu:
``Türkiye`de bin 900
civarında HES planlanmış ve bunlardan bine yakını kurulmuş durumdadır. Elbette
hidroenerji santrallerinin enerji payındaki üretimi inkar edilemez. Ancak
bunların sürdürülebilir olması için çevresel ve sosyal değerleri göz önünde
bulundurarak planlanması lazım.``
Çevresel değerleri göz önüne
alarak TÜBİTAK tarafından desteklenen Ceyhan Havzası`nda tatlı su balıkları
için proje başlattıkların anımsatan Alp, bu çalışmayla bölgedeki balıkların
göçlerin tespit etmeyi amaçladıklarını ifade etti.
Projeyle uygun balık geçitleri tasarlandığını
aktaran Alp, ``Balık geçitlerinin etkinliğini araştırıyoruz. HES`lerin
olduğu derelerde analizler yaparak haritalar oluşturuyoruz`` dedi.
2015`de bitecek proje
kapsamında bir yıl önce 100 civarında balığa cerrahi operasyonla radyo verici
yerleştirerek sahaya sürdüklerine işaret eden Alp, bir yıl sonra 60 civarındaki
balığın geçitleri kullanarak bir üst baraj gölüne geçtiğinin tespit edildiğini
kaydetti.
Proje sonucunda bölge için
uygun balık geçiti modeli belirleyerek özellikle akarsu yatağındaki yapay
göller oluşturarak mevcut yüzde 10`luk can suyu ile balıkların daha yaşayabilir
hale gelmesini sağlayacaklarını dile getiren Alp, bunu da ilgili kurumlara
önereceklerini vurguladı.
BALIK GEÇİTLERİ YETERLİ DEĞİL
Türkiye`deki HES`lere
bakıldığında balık geçitlerinin yeterli olmadığına işaret eden Alp, ``Bir
kere HES`lerde balık geçitleri yapma zorunluluğu var. Son 10 yılda yapılan özel
sektöre ait HES`lerde balık geçitleri var. Fakat devlete ait HES`lerin hemen
hemen hiç birinde balık geçidi yok`` diye konuştu.
Özel sektörün sahip olduğu
HES`lerin balık geçitlerinin etkinliği konusunda herhangi bir araştırma
bulunmadığını savunan Alp, şöyle devam etti:
``HES`lerde yaptığımız
incelemede balık geçitlerinin büyük çoğunluğunun çalışmadığını tespit ettik.
Bir diğer sıkıntı ise yapılan balık geçitlerine yeterli su bırakılmıyor.
Özellike göç zamanlarında can suyu dediğimiz suyun bırakılması gerekiyor.
HES`lerdeki balık geçitleri, Türkiye`deki 70`i endemik olmak üzere 300
civarında tatlı su balığı çeşidi için hayati önem taşıyor. Mevcut HES`lerde
uygun balık geçitleri yapılmadığı takdirde, balık çeşitliliğinin birçoğu
kaybedilebilir.``
BALIK
GEÇİTLERİYLE EKOLOJİ KORUNABİLİR
Alp, Uluslararası Hidrojen
Enerjisi Birliği (IHEA) ve Birleşmiş Milletler (BM) sürdürülebilirlik ilkesine
göre balık geçitlerinin zorunlu olduğunu söyledi.
Endemik balık çeşitlerini
kaybetme riskine karşın balık geçitleri yapılmasını önemine değinen Alp,
geçitlerin yapılması halinde hem elektrik enerjisiyle HES`lerden
yararlanılacağını hem de ekolojinin korunacağını ifade etti.
Sürdürülebilirlik kapsamında
HES`lerin karbon sertifikası aldığına işaret eden Alp, ``Türkiye`den 200
civarında HES sertifika için Gold Standart`a başvurdu ama bunu 7`si. bunlardan
biri de Kahramanmaraş`tadır. Sosyal değerleri gözardı ederek üretim yaparsanız,
bu sürdürebilir kalkınma olaraktan kabul görmez. O nedenle balık geçitlerini
yapılması özellikle Türkiye`deki balık çeşitliliğin korunması açısından önem
taşıyor`` dedi.
HES denildiğinde sadece Doğu
Karadeniz Bölgesi`nin akla geldiğini vurgulayan Alp, aslında HES`lerin en yoğun
olduğu bölgelerden birinin de Akdeniz Bölgesi olduğunu sözlerine ekledi.AA