Tarih: 24.01.2014 13:21

Cüzzam Hastalığında Erken Tanı Önemli

Facebook Twitter Linked-in

Her yıl Ocak ayının son Pazar gününün `` Dünya Lepra Günü `` olarak ilan edilmesi dolayısıyla hafta boyunca Lepralı kişilerin sorunları tartışılarak çözümler üretilecek.

Halk Sağlığı Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, bu haftanın amacının, toplumun lepra (Cüzzam) ve lepralıya karşı oluşan yanlış inançlardan, bilgisizlikten kaynaklardan korkularını önleyerek lepra hastalığının erken teşhis edilmesinin sağlanması, uygun tedavisi ve izlenmesiyle hastaları topluma kazandırmak olduğu belirtildi.

 Lepra, tanısı kolay, tedavisi kesin, erken tanı konduğunda önlenebilir bir hastalık

Dünyanın geri kalmış ülkelerinde, açlık, yoksulluk, yaşam ve temizlik koşullarının kötülüğü, sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamama, iyi beslenmeme, doğurganlık hızlarının yüksek oluşu, iç savaşlar, sürekli göçler gibi nedenlerle kökü kazınamayan hastalıklar arasında yer alıyor.

Açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü`nün (DSÖ) verilerine göre, dünyada her yıl yaklaşık 200 bin yeni Lepra vakasının tedaviye alındığına dikkat çekildi. Lepraya bağlı olarak çeşitli sekel ve sakatlıklar bırakabilen komplikasyonlar geliştiği belirtilerek etkin tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde, günümüzde Lepraya bağlı ağır sekellerin önlenebildiğine vurgu yapıldı.

Türkiye'de lebra hastaları hakkında verilen bilgide şunlar ifade edildi: "Ülkemizde kayıtlı Lepralı hasta sayısı kümülatif olarak yaklaşık bin 500 civarındadır. Yıllık olarak yeni tespit edilen hasta sayısı ortalama 1-5 vakadır. Lepralı hastaların ilk tedavileri İstanbul, Ankara ve Elazığ illerinde bulunan Lepra Hastanelerinde yapılır. Ayrıca Deri ve Tenasül Hastalıkları Dispanserleri`de lepralı hastaların takiplerini yapmaktadırlar. Lepralı hastalara ilgili her türlü izleme ve değerlendirmeler hastaların yaşadıkları İldeki sağlık kuruluşlarınca yürütülmektedir. Hastaların tedavi giderleri Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz karşılanmaktadır.  DSÖ Eliminasyon stratejileri arasında en önemli kriter lepra prevalansının 10.000`de 1 vakanın altına indirilmesidir. Ülkemizde DSÖ`nün, lepranın bir toplumda sağlık problemi olmaktan çıkarılması için öngördüğü şekilde hastalık prevalası 10.000`de 1 vakanın altına indirilmiştir. Böylece lepra ülkemiz için bir halk sağlığı problemi olmaktan çıkmıştır."

NE TÜR BELİRTİLER GÖRÜLÜR?

Mikrop kollarımız ve bacaklarımızda bulunan ve duyuları beyne ileten duyu sinirlerinin ya da beyinden iletilen emirleri kaslara götüren motor sinirlerin çevresinde bulunan kılıfı oluşturan hücrelerin içine yerleşir. Bu hücrelerde yıkıma yol açar. Sinir yoluyla deriye kadar ulaşarak deride bazı belirtilere yol açar. Bu belirtilerin görünüşleri değişik biçimlerde olabilir. Deri yüzeyinden kabarık ya da biraz daha büyük çok kabarık olmayan kırmızı " mor renkli kabarıklıklar (PAPÜL), değişik büyüklükte, keskin sınırlı, yine pembe-kırmızı-mor parlak renkli deriden hafifçe kabarık kızartılar (PLAK), özellikle yüz, göz çevresi, yanaklar, dirsek ve dizlerin dış-ön yüzlerinde daha sık görülen nohut-ceviz büyüklüğünde topak ve kabartılar (NODÜL), bu lezyonların bazılarının açılmasından oluşan yaraların izleri (SKATRİS- SAKAR), kol ve bacaklarda his kaybı veya azalması, bazı hareketleri yapmada zorlanma ve güç kaybı, burunda tıkanıklık ve zaman zaman görülen hafif kanamalar, kol ve bacak sinirlerinin bulunduğu yerlerde duyarlık ve ağrı genel ve sık görülen belirtiler arasındadır. Ancak bu belirtilere benzer durumların olduğu çok sayıda hastalık olduğu unutulmamalıdır.

LEPRAYA NASIL TANI KONUR?

Tanı koymak için öncelikle lepradan kuşkulanmak gerekir. Kuşkulanılacak kişiler öncelikle eski lepralı hastaların yakınlarındaki kişilerdir. Bunlarda lepra hastalığı mutlaka aranmalıdır. Genel olarak deri ve periferik sinir sistemi yakınmaları ya ada belirtileri olan kişilerde, uzun süreli kaşıntı, yanma, ağrı gibi subjektif yakınmaya yol açmayan, hatta duyu kusuru gösteren deri belirtileri olan kişilerde ayrıca tanı içine leprayı da eklemek uygun olacaktır.

LEPRA SAKATLIK YAPAR MI?

Erken ve doğru tanı konulmayan hastalarda basiller yerleştikleri sinirlerde yıkıma yol açarlar ve bu nedenle bazı sakatlıklar olur. Ancak her lepra hastası sakat kalmaz. Ülkemizdeki hastaların çoğu; eskiden geç tanı konulduğu ve yetersiz tedavi edildiği için bugün sakat durumdadırlar. Sakatları nedeniyle çalışamaz, kendi yaşamları için gerekli maddi kaynakları sağlayamaz, dolayısıyla yardıma gereksinim duyarlar.

TEDAVİSİ VAR MI?

Aynı verem tedavisinde olduğu gibi en az üç ilaçtan oluşan bir kombine tedavi ile en çok 6 ay 1 yıl içinde hastalar tamamen tedavi edilmektedirler. Üstelik tedavi için gerekli olan ilaçları devlet ücretsiz sağlanmaktadır. Lepra tedavi edilebilir bir hastalıktır ve erken evrelerdeki tedavi sakat kalmayı önleyebilir.

ÜLKEMİZDE NE KADAR HASTA VAR?

Ülkemizde tümü kayıt altında olan (adları, yerleri ve durumları bilinen) az sayıda hasta vardır. 2013 yılı hastalık bildirimleri sonucunda kümülatif hasta sayısı 1139'dur. Bu hasaların büyük kısmının tedavileri tamamlanmış ve inaktif (hastalığı başkasına geçirmesi olanaksız durumda olan) durumdalar. Tedavi gören hasta sayısı 17'dir. Son yıllarda yapılan taramalarda yeni tespit edilen hasta sayısı ortalama 1-5 civarındadır. Bu hastalar genellikle eski hastaların çevrelerindeki uzun kuluçka süreli hastalardır.

BU KONUDA ÖZEL OLARAK UĞRAŞAN YERLER VAR MI?

İstanbul, Ankara ve Elazığ'da üç tane özel dal hastanesi ve Deri ve Tenasül Hastalıkları Dispanserleri cüzamlı hastaların takipleri yapılmaktadırlar. İllerde ise İl Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şubesi tarafından takip ve kontrolleri yürütülmektedir. (Murat KAVUN)




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —