Her yıl Ocak ayının son Pazar
gününün `` Dünya Lepra Günü `` olarak ilan edilmesi dolayısıyla hafta boyunca
Lepralı kişilerin sorunları tartışılarak çözümler üretilecek.
Halk Sağlığı Müdürlüğü'nden
yapılan açıklamada, bu haftanın amacının, toplumun lepra (Cüzzam) ve lepralıya
karşı oluşan yanlış inançlardan, bilgisizlikten kaynaklardan korkularını
önleyerek lepra hastalığının erken teşhis edilmesinin sağlanması, uygun
tedavisi ve izlenmesiyle hastaları topluma kazandırmak olduğu belirtildi.
Lepra, tanısı kolay, tedavisi kesin, erken
tanı konduğunda önlenebilir bir hastalık
Dünyanın geri kalmış
ülkelerinde, açlık, yoksulluk, yaşam ve temizlik koşullarının kötülüğü, sağlık
hizmetlerinden yeterince yararlanamama, iyi beslenmeme, doğurganlık hızlarının
yüksek oluşu, iç savaşlar, sürekli göçler gibi nedenlerle kökü kazınamayan
hastalıklar arasında yer alıyor.
Açıklamada, Dünya Sağlık
Örgütü`nün (DSÖ) verilerine göre, dünyada her yıl yaklaşık 200 bin yeni Lepra
vakasının tedaviye alındığına dikkat çekildi. Lepraya bağlı olarak çeşitli
sekel ve sakatlıklar bırakabilen komplikasyonlar geliştiği belirtilerek etkin
tanı ve tedavi yöntemleri sayesinde, günümüzde Lepraya bağlı ağır sekellerin
önlenebildiğine vurgu yapıldı.
Türkiye'de lebra hastaları
hakkında verilen bilgide şunlar ifade edildi: "Ülkemizde kayıtlı Lepralı hasta
sayısı kümülatif olarak yaklaşık bin 500 civarındadır. Yıllık olarak yeni
tespit edilen hasta sayısı ortalama 1-5 vakadır. Lepralı hastaların ilk
tedavileri İstanbul, Ankara ve Elazığ illerinde bulunan Lepra Hastanelerinde
yapılır. Ayrıca Deri ve Tenasül Hastalıkları Dispanserleri`de lepralı
hastaların takiplerini yapmaktadırlar. Lepralı hastalara ilgili her türlü
izleme ve değerlendirmeler hastaların yaşadıkları İldeki sağlık kuruluşlarınca
yürütülmektedir. Hastaların tedavi giderleri Sağlık Bakanlığı tarafından
ücretsiz karşılanmaktadır. DSÖ
Eliminasyon stratejileri arasında en önemli kriter lepra prevalansının
10.000`de 1 vakanın altına indirilmesidir. Ülkemizde DSÖ`nün, lepranın bir
toplumda sağlık problemi olmaktan çıkarılması için öngördüğü şekilde hastalık
prevalası 10.000`de 1 vakanın altına indirilmiştir. Böylece lepra ülkemiz için
bir halk sağlığı problemi olmaktan çıkmıştır."
NE TÜR BELİRTİLER GÖRÜLÜR?
Mikrop kollarımız ve
bacaklarımızda bulunan ve duyuları beyne ileten duyu sinirlerinin ya da
beyinden iletilen emirleri kaslara götüren motor sinirlerin çevresinde bulunan
kılıfı oluşturan hücrelerin içine yerleşir. Bu hücrelerde yıkıma yol açar.
Sinir yoluyla deriye kadar ulaşarak deride bazı belirtilere yol açar. Bu
belirtilerin görünüşleri değişik biçimlerde olabilir. Deri yüzeyinden kabarık
ya da biraz daha büyük çok kabarık olmayan kırmızı " mor renkli kabarıklıklar
(PAPÜL), değişik büyüklükte, keskin sınırlı, yine pembe-kırmızı-mor parlak
renkli deriden hafifçe kabarık kızartılar (PLAK), özellikle yüz, göz çevresi,
yanaklar, dirsek ve dizlerin dış-ön yüzlerinde daha sık görülen nohut-ceviz
büyüklüğünde topak ve kabartılar (NODÜL), bu lezyonların bazılarının
açılmasından oluşan yaraların izleri (SKATRİS- SAKAR), kol ve bacaklarda his
kaybı veya azalması, bazı hareketleri yapmada zorlanma ve güç kaybı, burunda
tıkanıklık ve zaman zaman görülen hafif kanamalar, kol ve bacak sinirlerinin
bulunduğu yerlerde duyarlık ve ağrı genel ve sık görülen belirtiler
arasındadır. Ancak bu belirtilere benzer durumların olduğu çok sayıda hastalık
olduğu unutulmamalıdır.
LEPRAYA NASIL TANI KONUR?
Tanı koymak için öncelikle
lepradan kuşkulanmak gerekir. Kuşkulanılacak kişiler öncelikle eski lepralı
hastaların yakınlarındaki kişilerdir. Bunlarda lepra hastalığı mutlaka
aranmalıdır. Genel olarak deri ve periferik sinir sistemi yakınmaları ya ada
belirtileri olan kişilerde, uzun süreli kaşıntı, yanma, ağrı gibi subjektif
yakınmaya yol açmayan, hatta duyu kusuru gösteren deri belirtileri olan
kişilerde ayrıca tanı içine leprayı da eklemek uygun olacaktır.
LEPRA SAKATLIK YAPAR MI?
Erken ve doğru tanı konulmayan
hastalarda basiller yerleştikleri sinirlerde yıkıma yol açarlar ve bu nedenle
bazı sakatlıklar olur. Ancak her lepra hastası sakat kalmaz. Ülkemizdeki
hastaların çoğu; eskiden geç tanı konulduğu ve yetersiz tedavi edildiği için
bugün sakat durumdadırlar. Sakatları nedeniyle çalışamaz, kendi yaşamları için
gerekli maddi kaynakları sağlayamaz, dolayısıyla yardıma gereksinim duyarlar.
TEDAVİSİ VAR MI?
Aynı verem tedavisinde olduğu
gibi en az üç ilaçtan oluşan bir kombine tedavi ile en çok 6 ay 1 yıl içinde
hastalar tamamen tedavi edilmektedirler. Üstelik tedavi için gerekli olan
ilaçları devlet ücretsiz sağlanmaktadır. Lepra tedavi edilebilir bir
hastalıktır ve erken evrelerdeki tedavi sakat kalmayı önleyebilir.
ÜLKEMİZDE NE KADAR HASTA VAR?
Ülkemizde tümü kayıt altında
olan (adları, yerleri ve durumları bilinen) az sayıda hasta vardır. 2013 yılı
hastalık bildirimleri sonucunda kümülatif hasta sayısı 1139'dur. Bu hasaların
büyük kısmının tedavileri tamamlanmış ve inaktif (hastalığı başkasına geçirmesi
olanaksız durumda olan) durumdalar. Tedavi gören hasta sayısı 17'dir. Son
yıllarda yapılan taramalarda yeni tespit edilen hasta sayısı ortalama 1-5
civarındadır. Bu hastalar genellikle eski hastaların çevrelerindeki uzun
kuluçka süreli hastalardır.
BU KONUDA ÖZEL OLARAK UĞRAŞAN YERLER VAR MI?
İstanbul, Ankara ve Elazığ'da
üç tane özel dal hastanesi ve Deri ve Tenasül Hastalıkları Dispanserleri
cüzamlı hastaların takipleri yapılmaktadırlar. İllerde ise İl Sağlık Müdürlüğü
Bulaşıcı Hastalıklar Şubesi tarafından takip ve kontrolleri yürütülmektedir.
(Murat KAVUN)