Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, ''Seçimlerin ötelenmesi için seçimlerin tehlikeye girebilmesi için hatta seçim günü, seçim öncesi olağanüstü hal ilan edilmesi için her türlü koşulu denemeye başladılar'' dedi.
Tekin, Kahramanmaraş`ta bir
pastanede düzenlediği basın toplantısında, Türkiye`nin Suriye ile savaşa
girmesi için savaşı gerektirecek herhangi bir unsurun olmadığını belirtti.
Savaşın bir cinayet olduğunu
kaydeden Tekin, şunları söyledi:
''Savaşı savunmak mümkün
değildir. Hele böylesine kirli bir savaş. Ortada hiçbir sorun yokken, sorun
varmış gibi bir olay yaratmak Türkiye dış politikasına yakışabilecek ve kabul
edebilecek bir anlayış değildir. Ama bütün bunların denendiği çok açık ve net.
Daha uçak düşürülmeden 48 saat önce sayın genel başkanımız kamuoyuyla paylaştı.
Böyle bir olayın olabileceği ihtimalini ilk kamuoyuyla genel başkanımız
paylaştı. Keşke sayın genel başkanımız yanılmış olsaydı. Ne yazık ki yanılmadı.
Yaşanan bu sorunun daha fazla büyümemesi için Cumhurbaşkanını göreve davet
ediyorum. Anayasa`nın kendisine verdiği yetkiyi kullanarak bütün bu olup
bitenlerin önüne geçmesini talep ediyoruz.''
Bir gazetecinin ''CHP Doğu`da
neden yok?'' sorusu üzerine Tekin, ''90`lı yıllarda maalesef çok ciddi
bir sorun ve bir ayrışma yaşandı. Bugün BDP milletvekillerinin veya BDP`de
siyaset yapan arkadaşlarımız yüzde 90`ı bizim eski milletvekillerimiz. Eski
parti yöneticilerimiz. Böyle talihsiz bir ayrışma oldu. Bu ayrışmadan dolayı
doğal olarak o bölgedeki taban oraya kaydı. Ama şu an ilk kez Ardahan, Kars,
Erzincan ve bir çok yerlerde belediye alacağız'' diye konuştu.
YEREL SEÇİMLER
Tekin, ''CHP İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Sarıgül ile herhangi bir fotoğrafı
bulunmadığının'' belirtilmesi üzerine birlikte çok fotoğrafları olduğunu
kaydetti.
Yarın İstanbul`da Sarıgül ile
3 ilçeyi gezeceklerini ifade eden Tekin, şunları söyledi:
''Hiç bir sorunumuz yok.
Bizim geleneklerimiz zaman zaman babamıza bile baş kaldırmışız. Babalarımıza da
itiraz etmişiz. Ama babalarımıza itirazımız, babalarımıza saygısızlık anlamı
taşımamıştır. Sosyal demokrat partilerin temel kuralı budur. Önemli olan
insanların bu farklılıkları ifade edebilmesidir. Aday adayı talebi aşmak, o
partiyi bölmek, o partiyi ayrıştırmak anlamı taşımaz. Tam tersine biz
İstanbul`da da Ankara`da da çok iddialıyız. Ortalama 30 büyükşehir belediyeden
en az 12-13 belediye ekleyeceğiz.''
SEÇİM UYARISI
Tekin, İstanbul merkezli
operasyonların ardından hükümetin, insanların hayatının önemli kısımlarına
yasaklar getirdiğini, suçluluk psikolojisiyle bütün özgürlükleri aşama aşama
ortadan kaldırmak istediğini savundu.
Sosyal medya yasaklarının yanı
sıra fişlemelerle ilgili duyumlarının doğru olmadığını umduğunu ifade eden
Tekin, şunları söyledi:
''İktidar bakanının belli
isimlerin dinlenmesi için Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına talimatların
verildiği duyumları var. Geçmiş dönemlerde faili meçhul cinayetlerde, kirli
işlerde bulunmuş insanların bu seçim arefesinde kullanılabileceği duyumlarının
ortada dolandığını görüyoruz. Bunlar inşallah hepsi yalandır. Yanlıştır, doğru
duyumlar değildir diye umut ediyoruz.
İçeride bu meseleler olurken
uzun süredir yanı başımızdaki Suriye ile ilgili çok ciddi sorunların yaşadığını
hepimiz biliyoruz. Bugün dışişleri bakanı, sayın genel başkanımızı eleştirmiş.
Sayın bakanın bilmesi gereken CHP`nin 90 yıllık tarihi sürecinde yurtta barışı
ve cihanda barışı kendisine ilke edinmiştir. Kirli emellerinize sadece bütün bu
olup bitenleri kamufle etmek için Türkiye`nin başını belaya sokmayın, sakın
ha... Seçimlerin ötelenmesi için, seçimlerin tehlikeye girebilmesi için, hatta
seçim günü, seçim öncesi olağanüstü hal ilan edilmesi için her türlü koşulu
denemeye başladılar. Bunun çok ciddi bir tehlike olduğunu bu tehlikenin bu
iktidarı başka noktaya götüreceği gibi Türkiye`yi de başka noktaya
götürür.''
TEKİN: ''TÜRKİYE`DE ŞUURUNU KAYBETMİŞ BİR BAŞBAKAN
VE BİR İKTİDARLA KARŞI KARŞIYAYIZ''
CHP Genel Başkan Yardımcısı
Gürsel Tekin, ''Türkiye`de şuurunu kaybetmiş bir Başbakan ve bir iktidarla
karşı karşıyayız'' dedi.
Tekin, partisi tarafından
Narlı beldesinde düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, 30 Mart seçimleriyle
sadece büyükşehir ve ilçe belediye başkanlarının seçilmeyeceğini belirtti.
Türkiye`nin en başarılı
belediyelerinin CHP`li belediyeler olduğunu ifade eden Tekin, şunları kaydetti:
''Kapatılmış beldelerin
tamamını açmak CHP iktidarında bizim için namus borcudur. Türkiye`de
yerelleşmenin ne olduğunu, yerel belediyeciliğin ne olduğunu CHP
gösterecektir. Şuurlu kardeşim,
Türkiye`de şuurunu kaybetmiş bir Başbakan ve bir iktidarla karşı karşıyayız.
İnsanlarımız çok ağır bedeller ödedi ve acılar çekti. 14 yaşındaki körpecik bir
çocuğun ölümünü başsağlığı dilemeyi bırakın miting meydanlarında
yuhalatabilecek kadar şuurunu kaybetmiş bir iktidara cevap vereceksiniz. 30
Mart günü çeşitli gerekçe ve sebeplerle küsüp `Farklı siyasi partilere oy
vereceğim` diyen arkadaşlarımızın tamamını uyarıyorum. Sakın ha vereceğiniz her
oy bu ceberrut, bu aymazca, şuurunu kaybetmiş iktidara oy vermek olarak kabul
edilir. Bunu böyle bileceksiniz.''
İSTANBUL MERKEZLİ OPERASYON
Tekin, ''yolsuzluğun AK
Parti`nin geleneklerine göre meşru'' olduğunu öne sürdü.
SHP döneminde hiç bir
siyasetçinin dahlinin olmadığı bir İSKİ meselesi yaşadıklarını anlatan Tekin,
olayın bürokrat hatası olmasına rağmen CHP Genel Başkanının Türkiye kamuoyundan
özür dilediğini, AK Parti hükümetinin ise yaşanan olayları kapatmak için barışı
tehlikeye düşürdüğünü iddia etti.
Çok kritik, sıkıntılı ve
sorunlu bir seçim sürecine girdiklerini aktaran Tekin, hükümetin kalan 5 gün
içerisinde kendi koltuklarını korumak ve çocuklarını kamufle etmek için
Türkiye`nin başına her an bir bela açabileceğini öne sürdü.
Tekin, şunları söyledi:
''Sizden özellikle rica
ediyoruz. 30 Mart günü sakın ha hiçbir yerde ve hiçbir şekilde provokasyonlara
alet olmayın. Bunların gözleri kararmış kendi iktidarlarını sürdürebilmek için
her türlü oyuna hazır olabilecek bir pozisyondalar. Türkiye çok ciddi
tehlikelerle karşı karşıya. Bu tehlikeyi 56 milyon seçmen fark etmeli bu
şuurunu kaybetmiş, insanları ayrıştıran, onlara hakaret eden, ölüsüne bile
saygısı olmayan bir iktidara oy vermek vicdanen de dinen de inançla da kabul
edilebilecek bir anlayış değildir.''AA