Kahramanmaraş kent merkezine
Dün de devam toplu ölümlerle
birlikte telef olan hayvan sayısı 350'yi geçerken, köye gelen uzman ekipler
sürülerin yaşadığı ağılları dezenfekte edip, ölen hayvanlardan numune aldı.
Telef olan hayvanlar ise yerleşim yerine uzak bir yere götürülerek, kireçlenen
çukurlara gömüldü.
Ölümlerin ardından Gürbak
kardeşlere yardım etmek için köylüler ve yetkililer seferber olurken, hayatta
kalan hayvanların tedavi edilmesi ve kurtarılması için araştırmalar sürüyor. Bu
arada hayatta kalmayı başaran küçük yavru keçiler de biberonlara doldurulan
inek sütü ile besleniyor.
Ölümlerin ardından aile olarak
perişan olduklarını ifade eden Ramazan Gürbak, hayvanlarının tamamının koruma
altına alınmasını istedi. Çocukluktan bu yana hayvancılıkla uğraştığını ama bu
güne kadar böyle bir şey yaşamadığını ifade eden Gürbak, "Şu anda dün
itibariyle ölen hayvan sayısı 350'yi geçti. Ama bugün ölümlerin biraz da olsa
önüne geçtik. Kalan hayvanlarımız da kesinlikle sağlıklı değil. Hayvanlarımızı
otlatmaya çıkartamıyoruz, uygulanan tedaviye cevap alamıyoruz. Durumumuz bu.
Benim şahsi görüşüm bu çevreye de yayılabilir. Bu nedenle yetkililerimizin imha
etmeleri veya kendi korumaları altına almaları lazım. Çünkü aile olarak bittik.
Veterinerimizin dilinde söylenen dizanteri. Yavrularda bu çıktı. Ama Adana'daki
uzman arkadaşlar geldiler ve henüz kesin sonuç veremediler. Şu anda hastalıkla
ilgili kesin bir teşhis koyamıyoruz" diye konuştu.
Hayatta kalan yavru keçileri
biberonla beslediklerini dile getiren Gürbak, "Biberonla besliyoruz,
alıştırmaya çalışıyoruz. Ama ona da alışkın olmadıkları için zorlanıyoruz. Az
önce şehirden yeni biberonlar getirdim. Biberonla inek sütüyle besleyip, en azından
ölmelerini engellemek istiyoruz. İlçe müdürümüz, il müdürümüz, kaymakamımız
sürekli bizimle irtibat halindeler. Dün ölen 80 hayvan da belediyeden gelen
kepçenin açtığı çukurda imha edildi. Ama bu da yetmiyor, kalan hayvanı
kurtarmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"YAŞADIĞIMIZ ÇARESİZLİK"
Çaresizlik içerisinde olduğunu
belirten ve gözyaşlarını tutamayan Gürbak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ben böyle bir şey yaşamadım.
Ben okumadım ama bir veteriner kadar tecrübe edindim. Fakat böyle bir şey
yaşamadım. Görmedim. Ben tüm tedavilerini hep zamanında yaptım, tüm tedaviyi
yap ama bu hastalığa yakalan, böyle bir şey yok. Hayvanları bile kendi içme
suyumuzla suladık. Bilemiyorum neden olduğunu. Bu hayvanlar da bir can taşıyor
nihayetinde. Saat saat hayvan ölür mü öldü işte. Söyleseler inanmazdım ama ben
yaşadım bunu. En azından alsın götürsünler bari şu açlık seslerini duymayalım.
Ne yapayım ben bilmiyorum."
İlk belirlemelere göre
ölümlerde dizanteri şüphesi üzerinde durulurken, kesin ölüm sebebinin laboratuvardan
gelecek sonuçlarla ortaya çıkacak.İHA